Amerikan darbesinden notlar
Washington, D.C.
Medya “yerli terörist” diyor göstericilere, “ayaklanma” ifadesini kullanıyorlar, “darbe girişimi” ve hatta Türkiye’den ithal “sivil darbe” bile deniyor. Oysa ABD’de “iç terör” yasası yok. Bugünkü görüntülerin meclisleri darbeciler tarafından ele geçirilen üçüncü dünya ülkelerini andırdığını söyleyen de çok. Amerikan sistemi kendi vatandaşlarına hep kendisinin başkalarından daha üstün bir ülke olduğunu aşılar, dış dünyaya da bunu gösterir. Dün, o kadar da üstün olmadıklarını gördük.
1968’de Columbia Üniversitesi’nde çıkan gösterilerde öğrenciler üniversitenin başkanını basmış, masasını ele geçirmiş, hatta o günlerden tarihi bir kareyi tarihe miras bırakmışlardı. Bu öğrencilerin pek çoğu tutuklandı, ama efsane olarak kaldılar. Capitol’i ele geçiren göstericilerin pozlarıyla savaş karşıtı Columbia öğrencilerden kalan kareler arasında bir fark yok aslında. Amerikalılar neden bu kadar şaşırıyor, anlamıyorum.
Anladığım ülkenin kolektif belleğine çok korkunç bir düşman olarak bırakmak istiyorlar Donald Trump’ı. Ona kadar Amerikan tarihinin üzerinde ortak uzlaştığı bir numaralı düşman Richard Nixon’dı; Watergate skandalı o kadar abartıldı ki ne ondan önce ne ondan sonra herhangi birinin Nixon kadar kötü olabileceğine ihtimal verildi. Nixon en büyük günahları işlemişti, kimse onun kadar kötü olamazdı.
NIXON’DAN BİLE KÖTÜSÜ VARMIŞ
Nixon’ın suçu rakibinin gizlice dinlemekti, elbette bir suçtu bu. Ama skandallar tarihine bakıldığında zirvede yer almayı hak ediyor mu tartışılır. Kimler neler yapmadı ki… George W. Bush bütün ülkeyi illegal yollardan dinlemeye almıştı, ama Nixon muamelesine maruz kalmadı. Çünkü ortak uzlaşıya göre, kim ne yaparsa yapsın Nixon kadar kötü olamazdı.
Trump tam seçilmeden önce orada burada, çok da yüksek sesli olmadan “Acaba Nixon o kadar kötü müydü,” tartışmaları başlıyordu. “Çin’le diyalogu açtı,” diyenleri hatırlıyorum. Demek ki Nixon’ın bir numaralı düşman olarak anılmasının kullanım süresi dolmaya başlamıştı.
Donald Trump bu açıdan tarihe kullanışlı bir düşman figürü olarak kalacak. Bundan sonraki ve önceki bütün Amerikan başkanları Trump’la kıyaslanacak, onunla ölçülecek, en az bir 50 yıl hiç kimsenin Donald Trump kadar kötü olamayacağı anlatılacak aynı medya yüzünden. Sonuçta ilk kez “darbeye girişen bir başkan” görüyor ABD, kim bundan daha kötü ne yapabilir? Ne yapabileceklerini göreceğiz elbette, ama bundan sonraki Amerikan başkanlarının günahlarından arınmaları için kullanışlı bir sığınak oldu Trump. “Tarihin en kötü, en berbat, en yalancı, en utanç verici başkanısın,” diyorlar onun için şimdi. Bundan sonrakiler bu kadar kötü olmaz değil mi?
Kim bilir, bir 50 sene sonra bu ezberin de süresi “Acaba Trump zannedildiği kadar kötü müydü?” diye tartışırlar. Ama o zamana kadar sistem dimdik ayakta, Amerikan demokrasisi işliyor.
- Trump oligarklar rejimi kuruyor19 dakika önce
- Baklavacı asla sadece baklavacı değildir2 gün önce
- Bir eski eroinman Amerika'nın patates kızartmalarını düzeltecek mi4 gün önce
- First lady Elonia5 gün önce
- Seçimi kazandıran podcast sunucusu1 hafta önce
- Aradığım Çin lokantası Erdoğan'a komşu çıktı1 hafta önce
- Kamala olarak girdi, Kemal olarak bitirdi1 hafta önce
- Anneciğim erkeklik elden gidiyor2 hafta önce
- Çöplük gibi kriz2 hafta önce
- Milyarderlerin Trump sevdası2 hafta önce