Ivana Trump'ın Türkleri
Trump ailesinin Türk bağları biliniyor. Başkanlığı sırasında Donald Trump’ın en çok eleştirildiği konulardan biri Türkiye’deki yatırımının siyaseti etkileyeceğiydi. Trump’ın yakın çevresinin özellikle FETÖ konusunda pazarlık masasına oturduğu, bu pazarlıkların daha sonra azil sürecinde yaşandığı da biliniyor. Trump ailesi bina açılışına İstanbul’a gelmiş, hatta kızı Ivanka Trump da bina açılışına katıldığı için Erdoğan’a teşekkür etmişti. Trump’ın artık adını taşımayan SoHo’daki otelinde Türk hamamı bile var.
Bir de Trump ailesinin New York’taki Türklerle bağı var. En çok da Trump’ın çocuklarının annesinin Amerika’daki Türklerle sosyalleştiği anlaşılıyor. Çünkü 73 yaşında evinin merdivenlerinden düşerek hayatını kaybeden Ivana Trump’ın ardından basında gözyaşı döken pek çok kişi Türk.
MAHALLENİN ESNAFI
Ivana Trump bir zamanlar fırtınalar estirirdi. Başlarda İngilizcesi bozuk olduğu için “The Donald” dediği eşiyle ortalığı birbirine katmışlar, 10 yıllık evlilikleri magazin sayfalarından inmemişti. 90’larda boşanmaları daha da olay olmuştu. Boşanma pazarlıkları sırasında bir ara The Donald’ın ona tecavüz ettiğini söylemiş, bu iddiayı yıllar sonra geri almıştı. İkilinin boşandıktan sonra birlikte oynadıkları Pizza Hut reklamları bile vardı. Ölümü, böyle simge ölümlerde olduğu gibi, bir dönemin bitimi demek.
Trump’tan sonra Ivana’nın hayatı New York’un Upper East Side bölgesinde ve yazları sayfiye yeri Hamptons’daki küçük bir çevreden ibaretti. Özellikle pandemide mahallenin pek dışına çıkmadığını anlatıyor yakın arkadaşları. Central Park’a çok yakın, E 64. sokakta yedi katlı bir malikanede yaşıyordu.
People dergisine Ivana Trump’ın ardından ilk konuşan kişi Zach Erdem. Zach tabii ki sonradan edindiği isim. Hamptons’daki 75 Main lokantası ünlülerin durağı. Sadece bir-iki kelime bilerek geldiği New York’ta bulaşıkçılıktan Ivana Trump’ın yakın arkadaşlığına kadar yükseldi. New York macerası Türkiye’de çobanlık yaptığı yıllarda başlıyor. Bazı söyleşilerde anlattığına göre koyunları sürerken tren raylarından geçermiş, bir gün orada bulduğu bir gazete sayfasında New York’u görmüş ve hayatını artık burada geçirmek istediğine karar vermiş. Yıl 2003.
Amerika böyle başarı hikayelerini çok sever. Erdem’in de cebinde azıcık parası varmış buraya göç ettiğinde. İki günü havalimanında geçirdikten sonra otobüs biletiyle şehre inmiş, sonradan yolu bir şekilde Hamptons’a düşüyor ve Sarah Jessica Parker’dan Joe Biden’a pek çok ismin uğradığı 75 Main’i satın almasına kadar varıyor. 2020’de Jeffrey Epstein ve Harvey Weinstein’in oturup yemek yediği masayı yakarak haber olmuştu; lokantasına kötü şans getiriyormuş bu masaların durması. Erdem’in lokantası hakkında “Serving the Hamptons” diye reality show bile var, hatta Ivana da en son televizyona bu programda çıktı.
Erdem’e göre “muazzam çocuklar yetiştiren muazzam bir anne” Ivana Trump. Arkadaşlıkları o lokantada bir gün Ivana yemeğe gelince başlıyor, hemen tanışıp birbirlerine telefonlarını veriyorlar.
MÜDAVİMİ TÜRKLER
Erdem’in hayatında 75 Main’den önce Nello vardı. Upper East Side’da ünlülerin gitmeyi çok sevdiği bu lokantanın hem orijinal şubesinde hem de Hamptons’da çalışmıştı Erdem. Nello aynı zamanda Türklerin çok sevdiği pahalı bir lokanta. Mustafa Koç müdavimleri arasındaydı. Ben en son Yıldırım Demirören’le gitmiştim.
Nello’yu ünlü ve zengin Türkler çok seviyor, çünkü her zaman iyi ağırlanıyorlar. Pek çok New York lokantasındaki gibi müşteriye üstten bakılmıyor, öğlen yemeğine sanat eseri muamelesi yapılmıyor. Zengin Türkler istediklerini yapan lokantaları severler, Nello da bunu biliyor çünkü müdürü Türk. Erdem’in de burada bulaşıkçı olarak işe başlaması tesasdüf değil; sahibinin eşi Türk’tü. Şimdiki müdürü de Atilla Çetin. Daily Mail’e göre Ivana Trump’ı hemen lokantanın yakınındaki evinde üç hafta önce ziyaret etmiş. Gazeteye “Harika görünüyordu,” diyor arkasından gözyaşlarını tutmaya çalışarak. Nello çalışanları da Ivana’nın önümüzdeki hafta St. Tropez’ye tatile gitmeyi planladığını anlatıyor. Eylül ayına kadar orada kalacakmış. Tabii gitmeden önce de her sosyetik kadın gibi saçlarını yaptıracaktı.
Öldüğü gün de 14:00’te kuaför randevusu da varmış. Tabii ki mahallenin kuaförü de Türk. En son 22 Haziran’da saçını yaptırmış, Salih Salon’dan Fatih Çakırca’nın anlattığına göre. Fatih ve salonun sahibi Salih Çakırca tam 20 yıldır “Ivana Classic” denen saç modelini yapıyorlarmış.
Biraz daha kazısam kim bilir kaç Türk’le daha bağı çıkacak Ivana’nın. Gazetecilikte bir olayın iki kere olması tesadüf, üç kereyse trend’dir. Ivana’nın etrafındaki üç Türk de tesadüfün ötesinde olsa gerek.
- Trump oligarklar rejimi kuruyor19 dakika önce
- Baklavacı asla sadece baklavacı değildir2 gün önce
- Bir eski eroinman Amerika'nın patates kızartmalarını düzeltecek mi4 gün önce
- First lady Elonia5 gün önce
- Seçimi kazandıran podcast sunucusu1 hafta önce
- Aradığım Çin lokantası Erdoğan'a komşu çıktı1 hafta önce
- Kamala olarak girdi, Kemal olarak bitirdi1 hafta önce
- Anneciğim erkeklik elden gidiyor2 hafta önce
- Çöplük gibi kriz2 hafta önce
- Milyarderlerin Trump sevdası2 hafta önce