Fransız marka 2021'de yüzde 8 pazar payı hedefliyor
Peugeot'un 2019 Cenevre Otomobil Fuarı'nda tanıtılan b-segment modeli 208 Türkiye'de satışa sunuldu. 2 farklı motor ve 3 farklı donanım seçeneği ile satışa sunulan aracın lansmanında açıklamalarda bulunan Türkiye Peugeot Türkiye Genel Müdürü İbrahim Anaç, "Bu yıl hedefimiz pazardan yüzde 8 pay almak. 208'in markamızın toplam satışları içerisindeki payı ise yüzde 20'yi bulur" dedi. Anaç, araç bulunurluğunun bir süre daha sorun olabileceğini de kaydederek, "İlk 3 ay talebi karşılamaya zorlanabiliriz. Fakat Mart ayından sonra bu durumun çözüme ulaşacağını umuyorum" ifadelerini kullandı. İbrahim Anaç, 2021'in ikinci yarısında elektrikli bir Peugeot modelinin satışına başlayabileceklerinin de sinyalini verdi. Yiğitcan Yıldız yazdı...
Fransız otomotiv üreticisi Peugeot, 2021'e yeni bir model ile merhaba dedi. Markanın 2019 Cenevre Otomobil Fuarı'nda tanıtılan b-segment hatchback modeli 208 Türkiye'de gecikmeli de olsa satışa sunuldu.
Böylece, Aralık ayı ortasında 3008 ve 5008 modellerinin makyajlı versiyonlarını Türkiye'de satışa sunan Peugeot, model gamına 1 ay içinde 3 yeni model eklemiş oldu.
Yeni 208 Active, Allure ve GT olmak üzere 3 farklı donanım paketi ile satışa sunuluyor. Tüm donanım paketleri otomatik şanzıman ve 1.2 litrelik benzinli motor ile satın alınabilirken, markanın diğer modellerinden tanıdık 1.5 litrelik dizel ünite ise otomatik şanzıman ile birlikte Active ve Allure versiyonlarında alınabiliyor.
Active versiyonda benzinli motorun 75 beygirlik güç seçeneği manuel şanzıman ile, 100 beygirlik versiyonu ise otomatik şanzıman ile satılıyor. Allure ve GT'de ise 1.2 litrelik ünitenin 130 beygirlik versiyonu sunuluyor.
Yeni 208'in başlangıç fiyatı da 169 bin TL olarak açıklanıyor.
'ARAÇ BULMAK SORUN OLABİLİR'
Yeni 208'in Türkiye lansmanında açıklamalarda bulunan Peugeot Türkiye Genel Müdürü İbrahim Anaç, 2021 yılında çok olağanüstü bir durum olmadığı sürece pazarın 2020 yılının üzerinde gerçekleşeceğini öngördüklerini bildirdi. Anaç, "Bu yıl hedefimiz pazardan yüzde 8 pay almak. 208'in markamızın toplam satışları içerisindeki payı ise yüzde 20'yi bulur. Satışların yüzde 30'unu filo tarafı oluşturur" dedi.
Araç bulunurluğunun geçen yıl olduğu gibi bir süre daha sorun olabileceğini de kaydeden Anaç, "İlk 3 ay talebi karşılamaya zorlanabiliriz. Fakat Mart ayından sonra bu durumun çözüme ulaşacağını umuyorum" ifadelerini kullandı.
Peugeot Türkiye Genel Müdürü Anaç, Türkiye otomobil pazarının Avrupa'ya kıyasla güçlü kalmasına ilişkin de, "Türkiye'de araç sahiplik oranı oldukça düşük. Dolayısıyla bu her zaman için bir potansiyele işaret ediyor. Burada en önemli olan şey alım gücü. Alım gücü olduğu sürece otomobil pazarındaki büyüme diğer bölgelere göre daha hızlı olacaktır" ifadelerini kullandı.
İbrahim Anaç, Peugeot'un ana şirketi PSA'nın Fiat Chrysler Automobiles (FCA) ile birleşerek Stellantis'i kurmaları hakkında da konuştu. Anaç, iki grubun birleşmesinin Türkiye'ye nasıl yansıyacağı konusunda henüz bir bilgi paylaşılmadığını ve süreci takip ettiklerini aktardı.
Elektrikli bir model üzerinde çalışmalarının devam ettiğini de belirten Peugeot Türkiye Genel Müdürü İbrahim Anaç, "Elektrikli araçlar konusunda Türkiye ile ilgili planlarımızı altyapı durumuna göre şekillendireceğimizi söylemiştik ve her geçen gün altyapının geliştiğini görüyoruz. Bu konuda 2021’in ikinci yarısında bir sürpriz yapabiliriz" ifadeleri ile yıl içinde elektrikli bir Peugeot modelinin satışına başlayabileceklerinin sinyalini verdi.
Öte yandan, Anaç'ın verdiği bilgiye göre, Peugeot Türkiye 2020’de toplam 43 bin 674 adet araç satışı gerçekleştirerek yüzde 5.7 pazar payı elde etti ve marka tarihinde son 16 yılın en yüksek satış adedine ulaştı.
ÖNCÜSÜNDEN DAHA SPORTİF KARAKTERLİ
Gelelim yeni 208'e. Öncelikle, araca ilk bakıldığında Peugeot'un b-segmentte 207 ve ilk nesil 208'deki tasarım dilini terk ederek, 206 modelindeki gibi sportif bir tasarım anlayışına döndüğü fark ediliyor.
Bu tablo yeni 208'e hangi açıdan bakarsanız bakın kendisini net bir şekilde gösteriyor. İç mekana geçildiğinde de sportif çizgiler devam ediyor.
Aslında yeni 208'in kokpiti SUV kardeşi 2008 modelinden tanıdık. Fakat, 208'in alçak oturma pozisyonu aracın sportif sürüş hissiyatını artırmış. Buna çapı küçük direksiyon simidi de eklenince ortaya beklenenden daha sportif karakterli bir araç çıkmış.
Bizim test ettiğimiz GT versiyonunda 3 boyutlu gösterge paneli, ambiyans aydınlatmalar, piyano black kaplamalar, deri-kumaş karışımlı yan destekleri güçlü koltuklar yeni nesil multimedya ekranı ve cam tavan aracın içerisinde kaliteli ve atmosfer yaratmış. Cam tavanın açılamaması en büyük eksiklik diyebiliriz.
1.2 LİTRELİK MOTOR CANLI HİSSETTİRİYOR
208 ile gerçekleştirdiğimiz kısa test sürüşünde, aracın sürüşünün de genel sportif tabloyu desteklediğini fark ettik. Test aracındaki 1.2 litre benzinli 130 beygir güç üreten motor 208'in ağırlığını rahatlıkla taşırken, ara hızlanmalarda ve otoban sürüşlerinde de olduğundan güçlü hissettiriyor.
Öte yandan aracın sürüş karakterini eco, normal ve sport olacak şekilde üç farklı seçimde ayarlayabiliyorsunuz. Sport sürüş modu seçildiğinde 8 ileri otomatik şanzıman vites geçişlerini üst devirlerde gerçekleştiriyor, direksiyon sertliği artıyor ve motorun sesi kabin içine daha çok yansıyor. Tüm bunlar birleşince kendinizi bir an için b-segment hatchback yerine spor bir otomobilin direksiyonunda hissetmeniz olası.
Fakat bu sürüş karakterinde küçük hacimli motorun yakıt tüketimini kontrol altına almak zorlaşıyor. Dolayısı ile, yakıt tasarrufu odaklı kullanımda eko mod devreye giriyor. Bu sürüş modunda 208 vites geçişlerini düşük devirlerde gerçekleştiriyor, direksiyon sertliği azalıyor ve gaz pedalı tepkisiz hale geliyor. Özetle, sektördeki diğer modellerin eco modunda yaşananların benzerleri gerçekleşiyor.
208 sakin şehir içi kullanımlarında 100 kilometrede ortalama 7.5 litre yakıt ile yetinebiliyor. Sağ ayağınıza hakim olmadığınız sürüşlerde ise tüketim 9 litreleri geçebiliyor.
SEGMENTİ 'B' YAŞATTIKLARI 'C'
208'in sürüşünde şaşırtıcı özellikler arasında aracın bozuk yollardaki tepkileri ve yalıtımını da sayabiliriz. Aracın süspansiyon ayarları c-segment hatchback modelleri aratmıyor ve yoldaki darbeler kabin içinde bir üst sınıf araçtakilere benzer seviyelerde hissediliyor. Bu durum yol ve rüzgar sesinde de kendini gösteriyor. 208'in boyutları göz ardı edilirse, sürüş özellikleri bakımından bir üst sınıfta bile yabancılık çekmeyeceği söylenebilir.
Bu noktada bir parantez açarak, 208 ve bazı rakip b-segment otomobillerin sürüş karakterlerinin gittikçe bir üst sınıfa yaklaştığı tespitini yapmak gerek. Fakat, aynı durum boyutlar neticesinde yaşam alanı için kesinlikle geçerli olamıyor.
208'in sürücüsü ve ön yolcusu için yaşam alanında bir sıkıntı bulunmuyor, ama arka koltukta işler değişiyor. Aracın arka koltuklarındaki yaşam alanı sırtlıkları kalın ön koltuklar yüzünden bir hayli kısıtlanmış durumda. Şehir içindeki yolculuklarda büyük sıkıntı yaratmayacak bu durumda, uzun yolculuklarda ise arka koltuklardaki yolcular için bir sorun haline gelebilir. Rakipleri arasında daha başarılı yaşam alanı sunan modeller bulunuyor.
Tüm bunlar alt alta toplandığında, 208'in yolcu taşımaktan çok sürücü odaklı bir otomobil olarak üretildiğini söyleyebiliriz. Yeni 208'in direksiyonunda geçirdiğimiz sürenin ardından aracın önceki nesli ile tek benzer tarafının adı olduğu sonucuna varıyoruz.