Amerika'nın fırsatlar ülkesi olduğunu söyleyen Amerikan rüyası nedir?
Amerika'yı, "fırsatların ve hayallerin ülkesi" olarak tanımlayan Amerikan rüyası kavramı, ABD Bağımsızlık Bildirgesi ile başlayan ve çeşitli olaylarla beslenen bir inanışı ifade ediyor.
Amerika, uzun yıllardır birçok insanın hayalini süsleyen "fırsatlar ülkesi" olarak görülüyor. Amerikan rüyası kavramı, birçok dizi ve filmde karşımıza çıktığı gibi dünyada buna inanan birçok insan da var. Peki, Amerika'yı fırssatlar ülkesi yapan nedir?
Amerikan rüyasının kökeni, 1776 ABD Bağımsızlık Bildirgesi'nden geliyor. Amerika'nın kurucu babaları tarafından yaratılan bu bildirge, klâsik Amerikan rüyasının şekillenmesinden büyük ölçüde sorumlu olan iki önemli şeyi söylüyor.
Bildirge, "tüm erkeklerin eşit yaratıldığını" ve "her erkeğin/kadının yaşama, özgürlük ve mutluluğu arama" hakkına sahip olduğunu yazıyor.
Bununla birlikte, 1848 yılında başarısız olan Alman devrimi sonrasında Almanlar tarafından ABD'ye ciddi oranda göç gerçekleştirildi. Eğitimli Almanlar, Amerika'daki benimsenen siyasi ve ekonomik özgürlükten çok etkilendi.
Amerikan rüyası, altının buluşuyla daha da büyüdü. 1849'da Kaliforniya'daki keşif, yüz binlerce adamın bir gecede servet kazanabileceklerine inandırdı. Birçoğu bunu yapamazken, nadir kişiler gerçekten birkaç gün içinde zengin oldu.
Amerikan rüyasının büyük çıkışlarından bir tanesi de 1931 yılında Amerika Destanı isimli bir kitap yazan James Truslow Adams sayesinde oldu. Adams, Amerikan rüyasının "Yalnızca motorlu arabaların ve yüksek ücretlerin bir rüyası değil, her erkeğin ve her kadının oldukları en yüksek boyuta ulaşabilecekleri bir toplumsal düzenin rüyası" olduğunu yazdı.
Tüm bu gelişmelerin üzerine 1960'lı yıllarda gelişen sivil haklar ve kadın hakları, Amerikan rüyasının yayılmasını sağladı.
Yıllar geçtikçe ülke içindeki farklı siyasi ve ekonomik koşullar değişse de herkesin başarıya ulaşabileceği inancı bugün bile Amerikalıları ve birçok ülke vatandaşını motive eden bir hayal.