Bodrum Bale Festivali unutulmaz bir 'Kuğu Gölü' performansıyla başladı
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü'nün düzenlediği, Türkiye'nin ilk ve tek bale festivali olan 21.Uluslararası Bodrum Bale Festivali, İzmir Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelenen Kuğu Gölü balesiyle açılışını yaptı. Bodrum Kalesi'nin eşsiz ambiyansında gerçekleştirilen Kuğu Gölü, izleyicilere unutulmaz anlar yaşattı. İş Bankası katkılarıyla gerçekleştirilen Bale Festivali 22 Ağustos'a kadar devam edecek.
Uluslararası Bodrum Bale Festivali, Rus müzisyen Tchaikovski'nin (Çaykovski) bestelediği Kuğu Gölü balesi ile başladı.
Volkan Ersoy ve Armağan Davran tarafından koreografisi gerçekleştirilen Kuğu Gölü balesi, İzmir Devlet Opera ve Balesi tarafından sahnelendi. Baş karakterlerden Prens Siegfried'i canlandıran Denis Rodkin ve Odette'yi canlandıran Eleonora Sevenard’ın performansları ise ayrıca unutulmaz.
Kuğu Gölü, bale tarihinin en ünlü eserlerinden olmasına rağmen ilk çıkışı o kadar büyük ses getirmedi.
Tchaikovski 1871'de yeğenleri için Kuğu Gölü efsanesi üzerine kısa bir bale yazdı.
Dört yıl sonra, Moskova İmparatorluk Operası'nın balesi için aynı öykü üzerine tam uzunlukta bir müzik yazmakla görevlendirildiğinde, daha önce bestelediği müziğe geri döndü.
Baledeki en dokunaklı anlarda keman öne çıkıyor. Keman ile de beyaz kuğumuz... Eserin hikayesi ise şu:
Tchaikovski'nin balesi, kötü kalpli Baron Von Rothbart tarafından kuğuya dönüştürülen ve onun büyüsü altında tutulan Odette'in hikâyesini anlatır. Büyü ancak daha önce hiç aşık olmamış biri ona ölümsüz aşk yemini eder ve evlenme sözü verirse bozulabilir. Prens Siegfried, Odette'e aşık olur ve tam da bunu yapar; ancak Baron Von Rothbart tarafından kandırılır. Odette olduğuna inandığı kişiyle dans eder ve ona evlenme teklif eder, ama aslında gizemli kadın Odile'dir. Odette sonsuza dek bir kuğu olarak kalacağını bilmektedir. Birlikte ölmeye karar verirler ve kendilerini göle atarlar.
Kötü bir şekilde sahnelenen ve prova edilen Çaykovski'nin Kuğu Gölü'nün Mart 1877'de gerçekleşen ilk gösterimi büyük bir başarı elde edemedi. Müziğin zamanının ötesinde olduğu düşünülüyordu ve dansçılar Çaykovski'ninki gibi maceracı bir yazıma ayak uydurmak için eğitilmemişlerdi.
Yeni koreografiyle 1882'de yeniden sahnelenen bale, ancak Çaykovski'nin 1893'teki ölümünden sonra izleyicilerin kalbini kazanabildi. Tabii ki 100 yılı aşkın bir süre içinde 70'e yakın varyasyonu oluştu ve beğeniyle izlenmeye devam ediyor. Bizim versiyonumuzda Prens Siegfired ile beyaz kuğu Odette birbirine kavuşuyor.
Bodrum halkının tüm biletleri tüketmesi, kentin nemli ve sıcak havasına rağmen sanatçıları yalnız bırakmaması mutluluk verici. Ancak balenin sonunda dansçılar selam verirken halkın bir kısmının alandan ayrılmasına hem biz şaşırdık hem de dansçılar. Günün tek eksi yanı buydu sanırım.
