'1 milyonluk pazar otomotiv-finans işbirliği ile mümkün'
Araç kiralama sektörü, 2017 yılında Türkiye'de satılan araçların yüzde 20.5'ini satın alırken, bu oran yüzde 2021'de ise yüzde 10.7'ye düştü. Söz konusu veriyi paylaşan filo kiralama şirketi DRD'nin Genel Müdürü Özgür Kara, "2018 yılından itibaren ülkemizi etkileyen bir ekonomik türbülansın içindeyiz. Arada pandemi yaşadık. Çip krizi ve tedarik zinciri aksamaları işlerimizi çok etkiledi" dedi. Sektörün geleceğine ilişkin önerilerini sıralayan Kara, "Kiralama şirketleri olarak otomotiv sektörünün gözünde tamamen indirime odaklanmış şirketler algımızdan hızla uzaklaşmalıyız. Otomotiv firmaları ve finans kuruluşları iş birliği, kurumsal ve bireysel kiralama çözümleri ile Türkiye'de 1 milyonluk pazarı hızla aşarız" diye konuştu
Otomobil filo kiralama şirketi DRD'nin Genel Müdürü Özgür Kara, araç kiralama sektöründeki güncel gelişmeleri ve sektörün geleceğine dair öngörülerini paylaştı.
Bir grup basın mensubuyla bir araya gelen Kara, kiralama sektörünün 2018 yılından itibaren bir küçülme dönemine girdiği belirtildi. Kara'nın verdiği bilgiye göre, 2017 yılı sonu itibarı ile kiralama sektörünün toplam araç parkı 365 bin 782 adet iken, 2021 yılı sonu itibarı ile ise sektörün satın aldığı araç sayısı 60 bin 300 adede ve toplam araç parkı da 238 bin adede kadar geriledi.
Özgür Kara yaptığı açıklamada, 2017 yılında kiralama sektörünün otomobil satışlarından aldığı payın yüzde 20.5 olduğunu, 2021 yılında bu oranın yüzde 10.7’ye kadar düştüğünü, son 4 yılda sadece araç sayısının ve otomotiv sektörü satışlarından aldıkları payın değil, müşteri sayılarının da hızla düştüğünü aktardı.
Kara, "2018 yılından itibaren ülkemizi etkileyen bir ekonomik türbülansın içindeyiz. Arada benzeri daha önce görülmemiş bir pandemi yaşadık ve son iki yılda da bunun etkileri ile baş etmeye çalıştık. Otomotiv sektöründe yaşanan çip krizi ve tedarik zinciri aksamaları bizim de işlerimizi çok etkiledi" dedi.
Son 2 aydır bölgemizde yaşanan, ancak ortaya çıkarttığı sonuçlar açısından global etkilere sahip olan Rusya-Ukrayna savaşı negatif yansımalarının gerek yeni tedarik sorunları ve gerekse de artan enerji maliyetleri ile kendini hissettirmeye başladığını ifade eden Kara, "İş insanları ve şirketler, sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme, istikrar ve öngörülebilirlik ister. Oysa yüksek cari açık, yüksek enflasyon, yüksek faiz ve yüksek döviz kurları ile piyasa koşulları oldukça bozuldu ve maalesef öngörülebilirlik ortadan kalktı. Bu şartlarda yön belirlemeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
'OTOMOBİL YENİDEN YATIRIM ARACI OLDU'
Gelişen teknolojinin ve düşük de olsa yurt dışı enflasyonun yansımaları ile 2014 yılında ortalama 23 bin 134 euro olan araç maliyetlerinin 2021 yılsonu itibarı ile yine ortalama 28 bin 388 euroya yükseldiğini anlatan Kara, bunun euro bazında yaklaşık yüzde 23 gibi bir artış olduğunu söyledi.
Arz yönlü daralmalar nedeniyle araç fiyatlarında hızlı yükselişlerin yaşandığını ve bu sürecin yakın zamanda değişmeyeceğine inandığını da anlatan Kara, "Pazar şartlarının getirdiği doğal bir sonuç olarak da yine hızla artan ikinci el fiyatları otomobili yeniden bir yatırım aracı konumuna taşıdı. Özellikle enflasyon oranının diğer ülkelere göre açık ara yükseldiği ülkemizde, birikimlerini korumaya çalışanlar ve imkânı olanlar davranışsal olarak menkule, gayrimenkule ve otomobile yöneldiler" görüşünü paylaştı.
Ortaya çıkan bu ortamda kendi araçlarını daha iyi fiyata satmak isteyen bireylerin yarattığı beklenti enflasyonunun özellikle ikinci el fiyatlama davranışlarını tamamen bozduğunu söyleyen Kara, "Beklenti enflasyonunun yönetilmesi çok zordur. Gerçek fiyatın ne olduğu konusunda kafalar karışır. Piyasa yapıcıların adil yaklaşımları, alıcı veya satıcıların hayal kırıklıklarını ve mağduriyetleri önleyecektir" önerisinde bulundu.
Sağlıklı gelişemeyen pazar koşullarının otomotiv markaları için bir fırsata dönüştüğünü, yüksek fiyatlı ve yüksek donanımlı otomobiller için bile primli ve torpilli satışların yaşandığını aktaran Kara, "Otomotiv şirketlerinin tedarik problemi ve negatif faiz oranları etkisiyle aslında düşen satışlarına rağmen karlılıklarını çok ciddi oranda arttırdıkları bir dönem yaşadık" dedi.
'İNDİRİME ODAKLANMIŞ ŞİRKETLER ALGISINDAN UZAKLAŞMALIYIZ'
Kiralama firmalarının otomobile ulaşmakta zorluk çektiğini de anlatan Kara, "Arz ve talep arasında bozulan dengeler nedeniyle markalar tercihlerini bireysel satışlardan yana kullanıyorlar. Bugün sadece DRD’de bini aşkın araç için imzalanmış kira sözleşmemiz, ilgili araçların markalar tarafından tahsis ve teslim edilmesini bekliyor" dedi.
Kara, "Aslında iğneyi biraz da kendimize batırmamız ve öz eleştiri yapmamız gerek. Sektör firmaları olarak işin kolayına kaçmak yerine, perakende müşterilerimizin isteklerini, ihtiyaçlarını, beklenti ve eğilimlerini yakından takip etmeli, standart araç tiplerinden sıyrılıp onları daha doğru bir şekilde yönlendirmeliyiz. Daha da önemlisi kiralama şirketleri olarak otomotiv sektörünün gözünde tamamen indirime odaklanmış şirketler algımızdan hızla uzaklaşmalıyız" dedi.
'MARKALAR KİRALAYACAĞIMIZ KİŞİYE GÖRE ARAÇ VERİYOR'
DRD Genel Müdürü Kara, sektördeki firmaların markaların araç tedarikinde zorlandıklarını da kaydetti.
Kara, "Otomobil markaları artık kiralama şirketlerinin kimlere araç kiralayacağını sorgular hale geldi. Markalar, kiralama şirketlerinin araçları kime kiralayacağına göre araç vermeye başladılar. Bu yöntem ile stokçuluğun önlenmesi hedefleniyor" bilgilerini paylaştı.
Bu yıl kiralama sektörünün toplam 55 bin aracı filoya katmasının beklendiğini de aktaran Kara, "Biz ise DRD olarak 8 bin adet araç planı yaptık. Fakat, gelinen noktada en fazla 5 bin adet araç bulabileceğiz gibi görünüyor" dedi.
'1 MİLYONLUK PAZARI FİNANS KURULUŞLARI İLE BİRLİKTE AŞARIZ'
Otomotiv sektöründeki dönüşümün kiralama için yakalanamaması durumunda sektörlerin büyüyemeyeceği uyarısında bulunan Kara, "Avrupa’da hayat bulan bireysel kiralama yaklaşık yüzde 25 pazar payına ulaşmış durumda. Bu oran bizde henüz yüzde 1’in altında. Ülkemizde de günün birinde mutlaka bu yüksek oranlara ulaşılacak. Otomotiv sektörü uzun dönem kiralama, uzun dönem kiralama da bireysel kiralama olmadan büyüyemez" dedi.
Bugün artık otomotiv ve perakende sektörleri için başka şeyler konuşulması gerektiğinin altını çizen Özgür Kara, "Çalışma modellerimiz, seyahat alışkanlıklarımız hızla değişiyor. Avrupa’ya baktığımızda, şehir içi veya şehir dışı seyahatlerde artık mobilite kavramı ön plana çıkıyor. Entegre sistemler ve araç paylaşımı modeli hayatı kolaylaştırıyor ve özellikle genç nüfus arasında her geçen gün daha fazla tercih ediliyor. Ülkemiz ve sektörlerimiz için özellikle sahip olduğumuz genç nüfusun da yakın gelecekte tercihlerinin değişebileceğini ön görüp hibrid çözümler bulmak zorundayız" diye konuştu.
Kara, sektörün geleceğinde finans kuruluşları ile kiralama şirketleri arasında işbirliğinin öneminin artacağına da işaret ederek, "Ekonomideki düzelmeyle birlikte otomotiv firmaları ve finans kuruluşları iş birliği, bizim de kurumsal ve bireysel kiralama çözümlerimiz ile Türkiye’de 1 milyonluk pazarı hızla aşarız" tahmini ile sözlerini tamamladı.