Kimsenin satın almak istemediği evler
Leonardo DiCaprio'nun oynadığı Wolf of Wall Street filminin en ses getiren sahnelerinin çekildiği evi kimse almak istemiyor
800 bin sterline doğrudan satamadığı ev için çekilişle 900 bin sterlin toplayan Dunston Low da sonuçtan memnun.
Hatta bir de jest yaparak, Marie Sager'in Lady of Milling unvanını almasına yardımcı oldu. Low, bunun için unvanın hakkını elinde bulunduran St John's Hospice kuruluşuna 30 bin sterlin ödedi.
Öte yandan, herkes Low ailesi kadar şanslı ya da akıllı değil. Zira ne kadar lüks, gösterişli ve mükemmel olursa olsun bazı evler bir türlü satılamıyor.
Başkan Obama ve ailesinin gözlerden uzak olmak için 2013 yılında bütün bir yaz kiraladığı ev satışta fakat 867 gündür alan çıkmadı.
3.5 hektar alan üzerinde Atlantik Okyanusu'nun 36 metre üzerindeki bölgede yapılan ev, deniz ve göl manzaralı.
Massachusetts eyaletine bağlı Martha's Vineyard Adası'nda bulunan ve özel bir yolla idilebilen evde yok yok.
650 metrekare büyüklüğündeki net oturma alanına sahip evin salonu açık ve camlar yerden tavana dek uzanıyor.
Kendine ait rıhtımı, üç özel plaja erişimi ve birer tenis, golf ve basketbol sahası ve binicilik alanı bulunan süper lüks evi ünlü mimar Rick Sundberg tasarlamış, peyzajını da Steve Stimson yapmış.
Evin iç döşemeleri tamamen fayans, meşe ağacından ahşap ve mermerden yapılmış.
Bu duvarlar sanat koleksiyonerleri için özel bir tasarıma sahip.
Evde 6 yatak odası var.
Satranç için özel bir masa dahi hazırlanmış.
Gurme mutfakta çocuklar için özel bir televizyon ve oyun alanı da bulunuyor. Yemek hazırlanırken yetişkin misafirler şömine başında dinlenebiliyorlar.
Ana yatak odasının bağımsız bir girişi var ve özel tasarım banyoya ve terasa sahip.
Evde toplam 6 banyo var. Bunların 2 tanesi full teçhizata sahip. Ayrı soyunma odası ve geniş dolapları da cabası.
Küvetler yüzde 100 mermer. Soğuk havalarda kalker zemin meşeodunu ve radyan ısıtıcıyla sıcak bir ortam sağlıyor.
Misafir kanadı olarak adlandırılan bölümde 3 yatak odası ve 2 banyo daha var.
Ayrıca malikâneden bağımsız özel bir kır evi de bulunuyor. 2 yatak odalı kulübe ev kadar lüks görünmese de mahremiyet arayan konuklar için ideal.
2006 yılında yapılan evdeki arka bahçe ise spor ve çocuklar için oyun alanı olarak düşünülmüş.
Başkan Obama ve kızı Malia evin bulunduğu adada özel bisiklet yolunda sık sık geziye çıkmasıyla biliniyor. Sporu içeride yapmak isteyenler için bit fitness salonu ve büyük de bir havuz da ihmal edilmemiş.
22 milyon dolar değer biçilen süper lüks eve 2 yılı aşkındır alıcı çıkmıyor ve fiyatı 17 milyon dolara inmiş durumda. Fakat Obamaların evi yalnız değil, dünyanın en pahalı evi de satılamıyor.
Fransa'nın güneyindeki Saint-Jean-Cap-Ferrat sahili, 187 yılda sanayi devrimine, prens ve prenseslere, Rus aristokrasisine, Büyük Buhran'dan yara alan Amerikalılara, 2. Dünya Savaşı'ndan kaçan Avrupalı elitlere tanıklık etmiş ünlü Les Cèdres Malikanesi'ne ev sahipliği yapıyor
1830'da inşa edildikten sonra zeytin ağacı çiftliği olarak kullanılan ancak 1850'de Villefranche-sur-Mer Belediye Başkanı'na satılan Villa Les Cèdres, 1904'te Belçika Kralı İkinci Leopold'un oldu
Bu görkemli malikâne kralın ölümünden 15 yıl sonra 1924'te Marnier likörünün mucidi Marnier-Lapostolle ailesi tarafından satın alındı ve 2016'ya kadar bu ailede kaldı.
Campari'nin Grand Marnier'in ana şirketi Société des Produits Marnier Lapostolle'i satın almasının ardından malikâne satışa çıkarıldı.
14 yatak odalı, 1673 metrekare alanı kaplayan Villa Les Cèdres'in liste fiyatı 350 milyon euro olacak. Malikânenin ahşap kütüphanesinde doğal yaşam üzerine 3 bin kitap bulunuyor.
Görkemli bahçe ise 14 bin bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Villa Les Cèdres'in kaderi ne olacak bilinmez ama ne kadar lüks, konforlu ve pahalı olursa olsun böylesine evlerin alıcı bulamadığı zamanlar da yok değil.
Ünlü modacı Tommy Hilfiger, 9 senedir satmaya çalıştığı Central Park manzaralı dubleks terasına alıcı bulamamıştı. Tommy Hilfiger, süper lüks daireyi eşiyle birlikte 2008 yılında 25.5 milyon dolar bedelle satın almıştı.
Kongo'daki maden araştırmaları sayesinde zengin olan Leopold'un ilk yaptığı iş, Villa Les Cèdres'in bahçesini genişletmek oldu. Bugün bir cenneti andıran bahçede, 300 yaşını doldurmuş zeytin ağaçları bulunuyor.
New York Plaza Hotel'de bulunan çatı dubleksi, Andy Warhol tabloları gibi sanatsal unsurlarıyla dikkati çekiyor. Hilfiger, evi bu hâle getirebilmek için baştan aşağı tadilata sokmuştu.
Çift, yaklaşık 20 milyon dolar harcadıkları evi bir süre sonra satışa koymasına rağmen mortgage krizi patlayınca umduklarını bulamadı. 2013 yılına dek dönem dönem piyasaya sürülse de satılamadı.
520 metre kare büyüklüğündeki evin ekspertiz fiyatı 80 milyon dolara çıkarak ülkenin en pahalılarından biri olsa da hâlen alıcı bulabilmiş değil. Şu an 50 milyon dolara dek inan evin özellikleri ise şöyle:
Tamamen Amerikan tarzıyla, gösterişli bir dekorasyona sahip süper lüks dubleksteki yemek odası neon aydınlatmalı ve altın duvarlar dikkati çekiyor.
Oturma odasında neon ışık daha baskın. Şömine de bulunan oturma odasından Central Park manzarası var ve izlemek için cam önünde küçük teras da düşünülmüş.
Çatıya çıkıldığında ise eşsiz manzara panoramik bir hâl alıyor. Sol tarafta Central Park doğası ve sağ tarafta tüm ihtişamıyla New York'un alışveriş çılgınlığının yaşandığı Fifth Avenue manzarası var.
Mutfak bölümü ise 1950'li yıllardaki retro tarzla döşenmiş.
Çocuklar için yapılan oyun odasının yanında yatak odaları da oldukça büyük ve genç bir kızın rüyaları süsleyecek canlılıkta.
Yetişkinlerin yatak odaları daha sade fakat şık. Farklı bir odada çalışmak istemeyenler için küçük bir çalışma masası da düşünülmüş.
Ebeveyn yatak odası daha doğal renklere fakat lüks daha fazla çıkarılıyor.
Banyonun da geri kalır yanı yok. Otelin kral dairesi kalitesinde lükse sahip.
Kütüphane ise ahşap panelli, venge duvarlarıyla öne çıkıyor. Duvardaki New York Times tabelası ise bir dönem gazetenin eski genel merkezinde asılıydı.
Örneğin, teknolojinin kalbi olan Silikon Vadisi'nin en eski yapılarından 112 yıllık Hayes Sarayı, otel ve konferans salonu olarak işletilmek maksadıyla şehir meclisi tarafından 1980'lerde 2.5 milyon dolara alınmıştı.
214 odalı bu dev tesis bir süredir 36 milyon dolar fiyatla satışta fakat kimse almak istemiyor. İşte nedeni ve tarihi yapının az bilinen özellikleri.
Hayes Köşkü tepeden bakıldığında, Amerikan jet sosyetesinin vazgeçilmezi olan ve 1985'te Donald Trump tarafından satın alınan Palm Beach Florida'daki ünlü Mar-A-Lago tesisine benziyor.
1905 yılında yapılan Hayes Köşkü, aynı ismi taşıyan ailenin demir işinden kazandığı servetle yapılmış. Aile parayı daha sonra Bay Area bölgesindeki medya girişimlerine yatırmış.
Bir aile için fazlasıyla büyük olan köşk 1964 yılında satıldı fakat uzun yıllar kaderine terkedilerek atıl halde bırakıldı.
Silikon Vadisi'nin eteklerindeki yapı 80'lerde teknoloji girişimlerinin bölgeye gelişiyle şehir meclisi tarafından 2.5 milyon dolara alındı ve dev bir restorasyondan geçirildi.
12 bin 500 metrekare ilave alan 214 odayla dev bir otel ve kongre merkezine dönüştürülen bina için 59 milyon dolar harcandı.
Yetkililerin beklediği ilgiyi tüm çabalara rağmen çekemeyen Hayes Köşkü, her yıl bakım ve personel giderleriyle vergi verenlerin 2 ila 6 milyon dolarına mâl oluyor.
Şehir meclisinin boyunu aşmaya başlayan masraflar sonucunda bina, temmuz ayında 36 milyon dolar karşılığında satışa çıkarıldı.
Buna rağmen satılamayan köşk için temel sorun Silikon Vadisi'nin aksi yönde gelişmesi fakat bölgenin en büyük kongre merkezi Moscone Center'in bakıma alınması işleri değiştirebilir.
112 yıllık binanın toplantı ve etkinlik için çok şık bir avlusu bulunuyor.
Günün sonunda yorgunluk atmak ya da kafa dağıtmak isteyen katılımcılar için bir bilardo salonu da düşünülmüş.
Hayes Köşkü pek çok misafiri ağırlayabilecek havuzuyla da öne çıkmayı bekliyor.
214 odalı kökşte bir gecelik en ucuz konaklama ise 195 dolar.
600 metrekareyi aşan balo salonu içerisinde hayır geceleri, gala, düğün ve özel günler için çeşitli etkinlikler düzenlemek mümkün.
Hayes Köşkü yeni nesil teknolojik ekipmanların yanı sıra eski tarihi dokusunuda koruyor.
Tarihe meraklı bonkör bir milyoner için köşkün satış fiyatı 36 milyon dolar.
Miami'de izlenimi veren bu lüks ev aslında Brooklyn New York'ta ama 2013 yılından beri, tüm çabalara rağmen satılamıyor.
4 sene önce 30 milyon dolardan piyasaya sürülen evin fiyatı gitgide düşüyor.
Geçen sene 17 milyon dolar istenen evin şu andaki fiyatı 12.5 milyon dolara dek inmiş durumda.
İç mekanı 2100 metrekare olan ev dört katlı ve toplam 14 odaya sahip.
Milyonlarca dolarlık ev, yan duvarlarının zeminden tavana dek camla kaplı olması sayesinde manzaraya her yerden hâkim.
Aynı nedenle villa her bölgeden ışık alıyor ama ev sahibine yetmemiş olacak ki, daire şeklindeki meditasyon odasının tavanıı da şeffaf bırakılmış.
Tüm odalar alabildiğine geniş, iki büyük köşe takımına rağmen salon oldukça ferah görünüyor.
Evin içerisinde 8 banyo ve kadınlara özel 2 de tuvalet bulunuyor.
Dış tarafta ise 100 metrekarelik geniş bir havuz ve 2800 metrekarelik bahçe var.
Dışarıda özel olarak yapılan alan misafirler için dinlence ve eğlence amaçlı kullanılabiliyor.
Tepeden bakıldığında özel tasarlanmış kapalı alan böyle görünüyor.
Evin kıyıya uzaklığı ise sadece 78 metre.
Üstelik 2 teknelik bir marinası var.
Evde 4 araçlık bir kapalı garaj ve dış alanında otopark da bulunuyor. Peki ev neden satılmıyor?
John Rosatti ismindeki bir multimilyarderin yaptırdığı evin satılmama nedeni mafya olarak gösteriliyor.
İddialara göre Rosatti'nin Colombo ailesinin yönettiği suç şebekesiyle bağlantıları var.
Evin sahibi Galina Anisimova da evi bu nedenle satmak istiyor.
89 yaşındaki eski aktrist, tüm ihtişamına rağmen eve alıcı bulabilmiş değil.
Rus Paris Hilton olarak bilinen milyarder varis, satılamayan lüks evler söz konusu olunca yalnız değil.
San Francisco banliyösündeki Çakmaktaş Evi olarak ünlenen bu yapı da 2015 yılından beri satılamayanlar arasında.
StarWars'un yaratıcısı George Lucas, OJ Simpson ve ismi açıklanmaya bir Silikon Vadisi girişimcisinin evle ilgilendiği söylense de henüz satılamadı.
Biraz acayip bir mimariye sahip olan ev ilk olarak 4.2 milyon dolardan satışa çıkarılmış.
Betondan yapılan evin garip şekli, betonarme demirine ve havacılık araştırmalarında kullanılan balonlara püskürtme beton tekniği kullanılarak oluşturulmuş.
1976 yılında inşaatı bitirilen bu ilginç yapının ilk rengi kirli beyazmış.
Ev daha sonra turuncu ve pembeye boyanmış. Çevre sakinleri evin insandaki göz zevkini bozduğunu düşünüyor ve berbat buluyor.
Evin içerisinde kimilerine pek de çekici gelmeyebilecek kiremit döşeme mozaikler ve sanat eserleri bulunuyor.
Evin dışındaki mor ve turuncu tonlar içeride de hâkim.
Standart bir yüksekliği olmayan tavan tüm dairenin kullanımını etkiliyor. Uzun boylulara ya da gösterişli dekor sevenlere pek uygun değil.
Ev, 80'li yıllarda taşan bir akarsudan dolayı ciddi zarar almış ve tamire ihtiyaç duyduğu için mezata düşerek el değiştirmiş.
Yenilenen evin mutfağında, gökyüzüne açılan şeffaf tavana sarkıtlarla bağlantı bağlanmış, ada şeklinde bir yemek masası dikkati çekiyor.
Deneysel mimarisine rağmen evin içerisinde her türlü gereç ve imkân bulunuyor.
Kimilerinin zevksizlikle suçladığı mimariyi dışarıdan görüp de merak eden de çok.
1996 yılında son kez el değiştiren mülkün son satış fiyatı 800 bin dolar olmuş.
San Francisco bölgesinin simgelerinden biri olarak kabul edilen ev 250 metrekare ve 3 yatak odası bulunuyor.
Evin fiyatı son olarak 3.2 milyon dolara dek düşmüş vaziyette.
Kim alacak bilinmez ama San Francisco'nun en garip evlerinden olan bu yapı bölgenin en büyük merak unsurlarından biri olmaya devam edeceğe benziyor.