Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Vedat Milor: Kayınpederim ile kayınvalidem beni deli zannetti! - Magazin haberleri

        Kahkaha, müzik ve dopdolu bir sohbet ile izleyicilere keyif dolu anlar yaşatan 'Fatih Altaylı ile Bire Bir' geri döndü. Altaylı, yeni sezonun ilk programında Adli Bilimler Uzmanı Prof. Dr. Sevil Atasoy, Gastronomi Eleştirmeni Vedat Milor, Şarkıcı Ceren Gündoğdu ve Milli Karateci Serap Özçelik Arapoğlu'nu ağırladı.

        "ABD'YE GİDİŞİM VE ŞARAP BENİ ETKİLEDİ"

        Vedat Milor, gastronomi yolculuğunun nasıl başladığını anlattı. Yemeğe düşkünlüğünün doğuştan gelmediğini belirten Milor, yemek serüveninde iki şeyin kendisini etkilediğini söyledi. Milor, "Okul yıllarında yani Mektebi Sultani'de iken bana yazılan satırlarda; 'Yemekle ilgilenmez, konuşmakla ilgilenir, bir lokmayı çiğner de çiğner, doğru dürüst bir şey yemez' demişlerdi. İki şey tetikledi beni... Birincisi ABD'ye lisansüstü eğitimine gittiğimdeydi, çünkü yemekler o kadar kötüydü ki 'kendimi nasıl koruyacağım' demiştim. Çin ve Hint lokantalarını keşfettim. İkincisi gerçekten şarap oldu. Çünkü tadımlarda benim yaptığım yorumlar insanları çok şaşırttı. Sonra baktım inanılmaz bir dünyası vardı. Şarap ile yemek uyumu birlikte gitti. Her zaman her konuda çok meraklı bir insan olmuşumdur. Dünya Bankası'nda çalışmam, sık sık seyahat etmem de gastronomi yolculuğunda etkili oldu." dedi.

        66 yaşındaki Vedat Milor, Galatasaray Lisesi'nden sonra Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nü yüksek şeref derecesi ile bitirdi.
        66 yaşındaki Vedat Milor, Galatasaray Lisesi'nden sonra Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nü yüksek şeref derecesi ile bitirdi.

        "KAYINPEDERİM BENİ DELİ ZANNETTİ!"

        Milor, sohbetin ilerleyen dakikalarında gülümseten bir anısını da paylaştı: Ben ilk başlarda şarap almaya başladığım zaman kayınpederim ile kayınvalidem beni deli zannetti, 'Beş kuruş paran yok şarap alıyorsun' diye... Şaraplarımı sigorta ettirmek istedim. Evimin değerini sordular, 'ev sahibi değilim, kirada oturuyorum' dedim. Verdiğim şarap listesiyle bir ev alınırdı. Bir baktık benim şaraplarım öyle bir değer kazandı ki, Google daha hiç tanınmadan onun hisse senedini almak gibi bir şey oldu. Mahzende yaklaşık üç bin şişe şarabım var.

        Milor, Altaylı'nın "Eşiniz şaraba para yatıyorsun diye kızmıyor mu?" sorusuna ise, "Kesinlikle hayır. Onu daha tanıdığımda 20 yaşındaydı. Onu da kendime benzettim." yanıtını verdi.

        Vedat Milor ve eşi Linda Milor'un gençlik yılları...
        Vedat Milor ve eşi Linda Milor'un gençlik yılları...

        "PERHİZ YAPTIĞIM ZAMAN SURATIM ASIK OLUYORMUŞ"

        Vedat Milor, "Her gün ne yiyeceğinizi düşünüyor musunuz?" sorusuna da şu yanıtı verdi:

        Tabi, çünkü genellikle evde yemek planlamasını ben yapıyorum. ABD'de olduğum zaman yediklerimi telafi etmek için devamlı diyete giriyoruz, kalori sayıyoruz. Planlamayı eşim yaptığı zaman devamlı yakınıyorum. Perhiz yaptığım zaman eşim de yakınıyor, 'suratın asık, çekilmez bir adam oluyorsun' diyor. (Gülüyor)

        Türk Mutfağı'nı olağanüstü bulduğunu söyleyen Milor, sevdiği yemekleri İstanbul'da bulamadığından dert yandı. Milor o yemekleri de; kıkırdaklı tandır böreği, Antakya'nın keşkeği, Siirt'in büryan kebabı şeklinde sıraladı.

        Milor çiftin Ceylan Handan (20) adında bir kızları var.
        Milor çiftin Ceylan Handan (20) adında bir kızları var.

        "BABAM DA ADLİ TIPÇIYDI"

        REKLAM

        Sevil Atasoy ise Altaylı'nın "Türkiye'de son derece tatsız olan bir meslek dalını son derece popüler hale getirdiniz." yorumu üzerine şunları aktardı:

        Prof. Dr. Sevil Atasoy
        Prof. Dr. Sevil Atasoy

        Genel olarak keyifli bir insanım, surat asan biri değilim. Aslında babamın mesleği olduğu için bu mesleğin çok uzun yıllardır içindeyim. Annem de hekimdi. Dolayısıyla bütün hastalıklar, ölümler içerisinde büyüdük. Mesleği sevdim. Ben aslında kimyacıyım, sonrasında biyokimya uzmanlığı, doçentliği gibi yaşam çizgim oldu. Bir hocanın yönlendirmesiyle adli tıpla ilgilenmeye başladım. Sonra oralarda çok fark yaratabileceğimi gördüm. Türkiye'de yapılamayan birtakım şeyleri ilk yapanlardan biri olmak beni heyecanlandırdı. Ben bu işe başladığımda kına ile esrarı birbirinden ayırt edemiyordu polis, öyle bir noktadaydı. Oralardan başlayarak DNA analizlerine kadar geldik. Ekibimle beraber Türkiye'de bunu yapan ilk isimlerden biri olduk. Türkiye'de ilk defa adli bilimler üzerine lisans programı açtık. Programa giren öğrencilerin yüzde 80'i kadın. Adli ve polisiye olaylara kadınlar çok ilgili.

        REKLAM

        "YETERİNCE VERİ TOPLANAMIYOR"

        Türkiye'nin suç ve ceza anlamında eksikleri olduğunu belirten Atasoy, "Adalet Bakanlığı'nın geçtiğimiz yılın suçlarıyla ilgili yayınladığı bir istatistik var mesela. Oraya baktığınızda bir sürü eksiklik görüyorsunuz. Çünkü yeterince veri toplanamıyor. Bu veri toplayamazsanız suçu önleyemezsiniz zaten." dedi.

        "OLAY YERİNDE İLK 24 SAAT ÖNEMLİ"

        Kusursuza yakın olan suçların olduğunu da belirten Atasoy, "Bazı şeyler başlangıçla ilgili, yani İlk 24 ve 48 saatlik süreçler var. O dönem içerisinde gerekli işlemleri yapamadıysanız, yani ön yargılar yüzünden, kendinize bir senaryo çizmiş ve inanmışsanız ardından da sonra onu kanıtlayamamışsanız olay birden bir faili meçhul olarak kalabilir." diye sözlerini sürdürdü.

        "DNA VERİ TABANIMIZ OLMALI"

        Sevil Atasoy ayrıca, "Türkiye'de yapılması icap eden daha çok şey var ama bence en önemlileri; doğru dürüst veri toplayamama ve yasal DNA veri tabanımızın olmayışı." ifadelerini kullandı.

        REKLAM

        "ARKADAŞIM VESİLE OLDU"

        Karate serüvenini anlatan Serap Özçelik Arapoğlu, "Karate hiç aklımda yoktu. Jimnastik ve baleyi düşünüyordum. Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine karate branşıyla tanıştım. Onun sayesinde kulübe yazıldım. Arkadaşım sadece bana vesile olmakla kaldı." dedi.

        Serap Özçelik Arapoğlu
        Serap Özçelik Arapoğlu

        2021 Avrupa Karate Şampiyonası’nda kadınlar kumite 50 kiloda altın madalyanın sahibi olan Arapoğlu, karate ve taekwondo arasındaki farklara da değindi. Arapoğlu, "Taekwondo sadece ayaklarla yapılan ve ellerin nadir kullanıldığı bir branş. Karate ise hem ayak hem tekme ve yumrukla judo hareketleri de var. Karate hepsinin karışımı diyebiliriz." şeklinde sözlerini sürdürdü.

        "SAHNEDE OLMAYI SEVİYORUM"

        Lise yıllarından beri şarkı yazdığını ifade eden Ceren Gündoğdu, müzikal tiyatro mezunu olduğunu da belirtti. Dizi oyunculuğu hakkındaki sorulara yanıt veren Gündoğdu, "Sanatsal her üretim birbirinin bir parçası. Etiketler, kategorizeler yanlış bence, hayat bir şeyler hissetmek üzerine kurulu. Hissettiğin şeyi aktaracağın bir yol buluyorsun. Sahnede olmayı televizyonda olmaktan daha çok seviyorum." dedi.

        Ceren Gündoğdu
        Ceren Gündoğdu
        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ