Gıda sanayicisi krediye erişimde kolaylık istiyor
Dünyada gıda fiyatları düşme eğilimine girerken Türkiye'de yükselmeye devam ediyor. Gıda ve içecek sanayicileri, fiyatlardaki artışın talebin yüksek olmasından değil girdi maliyetlerindeki artıştan kaynaklandığını, özellikle kurdaki artışın tüm girdi kalemlerini olumsuz etkilediğini belirttiler. Sanayiciler gıda sektöründe üretim ve istihdamın devamı için krediye erişimde kolaylık sağlanmasını istediler. Habertürk'ten Ahmet Kıvanç'ın haberi
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TDGF) Yönetim Kurulu Başkanı Demir Şarman, Dünya Gıda Günü dolayısıyla bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı. Şarman, gıda arz güvenliği, gıda arz-talep dengesizliği ve gıda maliyetlerinin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de önemli bir sorun olduğunu, Türkiye’de gıda fiyatlarındaki artışın tarımsal girdi maliyetlerinden kaynaklandığını savundu. Şarman, Merkez Bankası enflasyon raporunda yer alan küresel gıda fiyatları düşme eğiliminde olmasına rağmen Türkiye’de fiyatların artmaya devam ettiğine ilişkin tespitlerin hatırlatılması üzerine, bunun en önemli sebebinin tarımsal girdi maliyetlerindeki artış olduğunu söyledi.
Üretimdeki girdi kalemlerinin kurla bağlantılı olduğunu, bu nedenle kurdaki hareketlenmeden etkilendiklerini kaydeden Şarman, “Seçimden sonra kur yüzde 30-35’in üzerinde arttı. Birçok maliyetin kurla ilgisi var. Döviz kuru, dünya ile ayrışmamızın temel faktörü haline geldi. Kurlardaki artışın başta mazot ve gübre olmak üzere girdi üretim maliyetlerini yükseltmesi gıda enflasyonunda önemli bir etki yaratıyor” dedi.
“TEMEL SEBEP GİRDİ MALİYETLERİNDEKİ ARTIŞ”
Türkiye’de gıda enflasyonundaki artışın temel sebebinin tarımsal girdi maliyetlerindeki artış olduğunu belirten Şarman, “Son birkaç yıldır çiftçi ve sanayici dahil gıdayı üretenler çok ciddi maliyet enflasyonu altındalar. Ancak oransal olarak bizdeki rakamlar yüksek olsa da diğer ülkelerde de benzer bir durum olduğunu görüyoruz. Örneğin ABD’ye baktığımız zaman gerçekleşen enflasyon rakamından daha yüksek bir gıda enflasyonu var. İngiltere’de de bu oran iki kat neredeyse ve Fransa’da da aynı. Almanya’da tüketici enflasyonu yüzde 10 civarında iken gıda enflasyonu yüzde 20 civarında seyrediyor” diye konuştu.
Şarman, haziran ayında tüketici fiyat endeksindeki (TÜFE) artış yüzde 45 seviyesinde iken tarımsal girdi enflasyonunun yüzde 69 olduğunu belirtti. Şarman, 1 Ocak’tan itibaren mazot fiyatında ve asgari ücrette yüzde 90’dan fazla artış olduğunu kaydederek, “Girdi enflasyonu ister istemez tarladan başlıyor ve bunu çözmemiz lazım. İşgücü maliyetlerinde ciddi artış var. Bu artış herkese yansıyor” dedi.
Demir Şarman, gıda ihracatçılarının da kurdan olumsuz etkilendiğini söyledi. İhracatçının satış fiyatı döviz bazında aynı olmasına rağmen içeride maliyetlerin hızla yükseldiğini, bunun da ihracatçıların kar marjını düşürdüğünü kaydeden Şarman, her zaman dış ticaret fazlası veren gıda sektöründe ihracat ve ithalatın neredeyse başa baş hale geldiğini söyledi.
“KREDİ KOLAYLIĞI İSTİYORUZ”
Şarman, hükümetten en önemli beklentilerinin gıda sanayiinin krediye erişimi konusunda kolaylık sağlanması olduğunu belirtti. Türkiye’de gıda sanayicilerinin çoğunlukla KOBİ’lerden oluştuğunu vurgulayan Şarman, şöyle devam etti:
“Birçok işletmemiz aldığı krediyi hayvansal veya tarımsal üretim için küçük üreticilere avans olarak aktarıyor. İmtiyazlı faiz değil, krediye ulaşım kolaylaşsın istiyoruz. Bankaların ancak yüzde 45-50 bandında faizle selektif kredi verdikleri şu dönemde gıda sanayisinde faaliyet gösteren firmalar istihdam ve üretime devam edebilmek için uygun faizli kredi tahsislerine ihtiyaç duyuyorlar. Çiftçinin, üreticinin hasadının tarlada ya da ağaçta dalında kalmaması, sanayicinin atıl kapasitesini kullanıp maliyet avantajı yakalayabilmesi ve raflara ürün koyabilmesi ancak sanayi tesislerinin çarklarının dönmesiyle mümkün olacaktır.”
“TALEP BAZLI ENFLASYON DEĞİL”
TGDF Yönetim Kurulu Başkan Vekili İsa Coşkun da Türkiye’nin bu kış da gıda fiyatlarını konuşup konuşmayacağına ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi:
“Bizim yaşadığımız talep bazlı enflasyon değil, girdi kaynaklı enflasyon. Kur artınca et ve süt fiyatı artıyor. Yem üretimimiz arttı, ancak yem ham maddelerinin hala yüzde 50’sini ithal ediyoruz. Makro ekonomik yapıdan dolayı kur değişkenlik gösterebiliyor. Nakliyede kullandığımız petrolü, fabrikada kullandığımız elektrik ve doğalgazı değiştirme imkanımız yok, ithal ediyoruz ve uluslararası konjonktüre göre fiyatlar değişebilir. Bunlar etkileyemediğiniz unsurlar. Maliyet kaynaklı bir enflasyon yaşıyoruz. Enflasyonu yaşadığımız sürece, gıda fiyatları böyle gidecektir.”