Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Terör nasıl biter?

        Yazı Dizisi: ALPER URUŞ / GAZETE HABERTÜRK

        1984’ten beri süren ayrılıkçı terör, 1 Haziran’dan itibaren şiddetini artırdı. HABERTÜRK, artan terör eylemlerinin ve “Demokratik Açılım” sürecinin tartışıldığı bir dönemde Kürt gerçeğini, tüm taraflarla konuştu ve şu soruyu sordu: “Türkiye’nin Kürtleri ne istiyor? Bu sorun nasıl çözülür?”

        İşte yazı dizisinin ilk gününde bu soruya verilen cevaplar...

        GAZETECİ-YAZAR ALTEMUR KILIÇ

        "Asmazsak Mandela olur demiştim, gaflet sürüyor"

        “1999’da Mudanya sahilinde ben söyleyeceğimi söyledim; asılsın mı asılmasın mı meselesi olmuştu. Ben o zaman, “Bu adam idam edilmezse başımıza Mandela kesilir” dedim. Binlerce insanı öldüren bir adamın idam edilmemesinin sonucunu görüyoruz. Yarın bir gün muhatap olarak karşımıza geçerse de kimse şaşırmasın. Bir gaflet zinciridir gidiyor. OHAL kalktı, uyum yasaları çerçevesinde idam kaldırıldı. Kürtler kısacası beraberlik istiyor. Ne iş ne aş ne kültür işi değil bu. 19’uncu asrın başından beri Türklüğü yok etme oyunu var. Yabancılar da hep bu iş için Ermenileri, Kürtleri kullandılar. Kürt isyanlarının arkasında hep Batı vardı. Bugün de bu oyun devam ediyor. Kürt meselesini PKK’dan ayırmak mümkün değildir. Haksızlıklar ve baskılar yapılmış peki bunlar neden yapılmış. Türkiye’nin en büyük hatası Apo’nun idam edilmemesi olmuştur. Türkiye’de korkum iç savaşın çıkmasıdır. Ben savaşın ne olduğunu çok yakından bilirim Kore’de savaştım. Ancak Türkiye’nin bekası söz konusu ise bunu dalgalandırmaya ne lüzum var. Türkiye bir Kurtuluş Savaşı veriyor. Türkiye’nin tek umudu bu sorunu kökten halletmektir.

        SİYASET BİLİMCİ PROF. DR. DENİZ ÜLKE ARIBOĞAN

        "Devletin geleceği bir kısma göre çizilemez"

        “KÜrtler ne istiyor” sorusunun çok kapsayıcı ve her şeyi etnik kimlik çerçevesine sokan bir dil içerdiğini düşünüyorum. Zira Kürtler şunu istiyor diye tanımlanabilecek bir talepler bütünü yok. Tıpkı “Türkler ne istiyor?” sorusu gibi çok çeşitli ve renkli bir karşılığı var bu sorunun. En uç noktada K. Irak’tan kopan parçayla bütünleşmiş bir Kürdistan isteyenlerden özerklik isteyene; yalnızca Türkiye’nin demokratikleşmesini ve Kürt kimliğinin Türk kimliğinin altında ezilmemesi gerektiğini düşünenden, basit bir Anayasa değişikliğine kadar uzanan birçok görüş var.

        DEVLET VATANDAŞ İLİŞKİSİ

        “Nasıl bir Türkiye?” sorusuna karşılık gelecek bir değişim paketi düşünülmeli ve yalnızca bazı Kürtler adına değil, tüm Türkiye vatandaşları adına, talep edilmeyen konularda bile iyileştirme öngörülebilmeli. Ciddi bir devletin geleceği toplumun yalnızca bir kısmından gelen taleplere göre şekillendirilemez; ama talepler ciddiye alınır ve bunların Büyük Türkiye vizyonu ile uyumlu bölümü değerlendirmeye alınır. Anayasal değişiklik de dahil her şey düşünülebilir; üniter ve laik bir devlet modelinden taviz vermeksizin.”

        SİYASET BİLİMCİ PROF. DR. DOĞU. ERGİL

        "İçim yanıyor ama ülke, şiddet dışı çözüme hazır değil"

        “Kürtler, Kürt olmalarına ilişkin ayrımcılığın, dışlamanın sona ermesini ve yurttaşlığın, etnik temelde tanımlanmamasını istiyor. Bütün Kürtler bunu istiyor ama bütün Kürtler siyasal olarak, kültürel olarak, ideolojik olarak farklı şeyler istiyor. Kimi sağcı kimi solcu kimi dindar kimi laik çünkü. Kürtler dünyada gelişmiş demokrat bir ülkenin hukuksal, siyasal, ekonomikstandartlarını talep ediyor.

        BEYNİM ZONKLUYOR AMA

        Türkiye şiddeti şiddetle bastırmaktan başka bir çözüme hazır değil. Farklı bir şey söyleyince de tepki gösteriyor ve hainlikle, bölücülükle suçluyor. Böyle olunca da tek bir yol kalıyor. Gayri nizami ve yasadışı şiddetin Türkiye’yi “Allah kahretsin ne olacaksa olsun” türünden bir duygusal ayrışmaya götürmesi ya da tekliflerini artık duymaya başladığımız OHAL ile başlayan büyük bir sindirme ve karşı şiddet kampanyası. Bu senaryoların en karamsarı, en kanlısı, en uzun sürelisi ve çözümsüzü. Bunu söylerken yüreğim yanıyor beynim zonkluyor fakat Türkiye bundan başkasını kabul etmiyor.

        GAZETECİ-YAZAR MÜMTAZ'ER TÜRKÖNE

        "Açılımın içeriği kuvvetlendirilmeli"

        “Kürtler onurlu ve eşit vatandaşlar olarak Türkiye Cumhuriyeti devleti içinde yaşamak istiyorlar. Aslında Türkler de aynı şeyi istiyor. Demek ki 72 milyonun etnik kökeninden bağımsız olarak istediği şey aynı. Etnik kökeni bir aşağılama veya yüceltme aracı olarak kullanmak ırkçılıktır. Bin yıllık bir tarihin gösterdiği bir gerçek var; Kürtlerin ve Türklerin çıkarları vemutluluğu her zaman aynı olmuştur. Kürt Türksüz, Türk Kürtsüz yapamaz. Özellikle Cumhuriyet tarihi boyunca abartılı bir ulus devlet anlayışı içinde Kürtlere haksızlık ettik. Onları özellikle dillerini ve konuşmalarını yasaklayarak rencide ettik. Kürtler, kendi kimlikleri ve dilleriyle bu ülke içinde var olmak istiyorlar. Bu isteğe hepimizin saygı göstermesi gerekir. Terör bambaşka bir konu... Kürtler terör istemiyorlar son 26 yılda terör ve terör örgütü Kürt sorunundan bağımsız özerk bir yapı kazandı. Terör örgütünün kendisi bugün Kürt sorununun çözümünü engelliyor. Bize düşen de Kürt vatandaşlarımızı terör örgütünün safına ve hâkimiyetine terk etmemek olmalı. Herkesin özgür, onurlu ve temel hakları güvence altına alınmış demokratik bir ülke, Kürtlerin şikâyet ettiği sorunları ortadan kaldıracak yegâne çözümdür. Demokratik açılımın, içeriği kuvvetlendirilerek devam etmesi gerekir.”

        BDP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ SEBAHAT TUNCEL

        "Ayrılık isteği yok, Kürtler dertlerini anlatmaya çalışıyor"

        "Kürtler de kendi derdini bir şekilde anlatmaya çalışıyor. Bu ülkede 20 milyona yakın Kürt yurttaş var. Kürtler: “Biz bu ülkede Kürt olarak yaşamak, bir halk olmaktan kaynaklı kolektif haklarımızı kullanmak istiyoruz” diyorlar. Kolektifi özellikle belirtiyorum daha çok bireysel hak ve özgürlükler denildiğinde sanki hak ve özgürlük talebi karşılanıyormuş gibi bir yargı var. Ama bireysel hak ve özgürlükler zaten tüm yurttaşlar için olmalıdır. Kürtlerin kolektif hak olarak ifade ettiği; kendi dilleriyle, kimlikleriyle var olmaktır.

        ANAYASAL GÜVENCE

        Kürtler Anayasa ile tanınmak, haklarının Anayasal güvence altına alınmasını istiyorlar. Bu haklardan biri ana dilde eğitim diğeri yerel yönetimlerini oluşturabilmedir. Kendisini ifade edecek alanlar yaratmak demek daha doğrusu. Kendi okulu, tiyatrosu, sinemasının olması. “Bunlar olursa Kürtlerin Türkiye ile bağı nasıl olacak?” diye soruyorlar. Bu Türkiye’nin resmi konumunu etkileyecek bir durum değil. Kürtler Türkiye’den ayrılma isteğini 10-15 yıldır dile bile getirmiyorlar. PKK, bağımsız Kürdistan düşüncesiyle ortaya çıkmıştı ancak 90’lardan itibaren PKK bundan vazgeçti. Ayrılmak mı istiyorsunuz meselesi Türkiye’ye dışarıdan dayatılan ve Türkiye’de yaşayan Kürtleri ötekileştiren bir dil oluyor. Son dönemde bu sorun nasıl çözülür diye tartışılıyor, çözüm yeni bir dil ve barış ile demokrasi içinde sorunu terör olayından çıkarıp hak ve özgürlüklerin sağlanmasıyla çözülür.

        YAZAR-SİYASETÇİ KEMAL BURKAY

        "Kürtler temel haklarını istiyor, çözüm federasyon"

        “Halkalı olayına çok üzüldüm ve PKK’nın eylemlerini yanlış bulduğumu belirteyim. Açılım süreci belki çok başarılı olmadı. Hükümet yeterli somut adımları atamadı ancak şiddet eylemleri gerçekten çok yanlış. Gerilimi artırıyor ve her türlü demokratikleşmeyi istemeyenlerin ekmeğine yağ sürüyor. Kürtlerin ne istediğine gelince... Kürt sorunu, sadece PKK olayıymış gibi ya da sadece parlamentodaki legal örgütler tarafından temsil ediliyormuş biçiminde algılanmamalıdır. Böyle algılanmasını yanlış buluyorum.

        FEDERASYON ÇÖZÜM OLUR

        Kürt sorunu PKK sorunu demek değildir. Tamam elbette ilgisi var ama PKK ile başlamadı, onunla da bitmeyecek. Kürtlerin istemleri ana hatlarıyla bellidir. Kürtler temel haklarını istiyor. Her halk gibi eşit yaşamak istiyor. Eğitim ve hayatın her alanında dillerini özgürce kullanmak istiyorlar. Çoğunlukta oldukları bölgelerde özerk yönetim istiyorlar. Bu kişiden kişiye örgütten örgüte değişiyor. Bağımsızlık isteyen de var, özerklik yani otonomi isteyen de, federasyon isteyen de var. Bana göre Türkiye’nin koşullarına uygun federasyon en gerçekçi çözümdür. Bu, çözülmeye de nüfus mübadelesine de yol açmaz.”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ