Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Abdurrahman Yıldırım TL ve borsa niye %50 iskontolu?
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bu yıl finansal piyasalar sonbahara yüksek türbülansla giriyor. İlki 5 Ağustos’ta yaşanan sert günlük düşüşlerin ikincisi ve daha küçük çaplısı 3 Eylül’de geldi. 5 Ağustos şokunda Japon Yeni kaynaklı carry trade işlemlerinin çözülmesi etkiliydi. ABD’nin resesyona girmesi ve savaş korkusu da rol oynadı.

        ➔ Ancak aşırı hareketlerde rol oynayan bir de fiyatların genel düzeyi var. 15 yıldan beri arada büyüklü küçüklü düzeltmeler yaşansa da varlık fiyatları değerleniyor. Pozitif trend devam ediyor.

        ➔ Bitişikte yer alan grafiği aslında geçen hafta pazartesi günkü yazı için hazırlamıştık. Piyasaların nereden nereye geldiğini anlatmak isteyecektik ama yazı uzayınca geri kaldı. Bir hafta içinde yaşananlar da aslında bu tabloyu daha anlaşılır ve anlamlı kılınca dokunmadan yayınlama kararı aldık.

        ➔ Seçili piyasaların başlangıcı olarak küresel krizin dip noktası olan 9 Mart 2009 değerlerini baz aldık. 30 Ağustos 2024 de tarihi yüksek seviyelere ulaşıldı. Aradan geçen 15.5 yılda değer artışları yanında son bir haftadaki kayıpları söyle:

        TEKNOLOJİ ZENGİNLERİ

        ➔ Borsalar içinde en önde olan teknoloji hisseleri. Nasdaq Bileşik Endeksi 1.265 puandan 17.714’e çıktı ve yüzde 1.299 prim yaptı. Veya 15 yılda dolar bazında 13 kat yükseldi.

        ➔ Son bir haftada ise Nasdaq yüzde 5.7 geriledi. Borsaların sürükleyicisi haline gelen Nvidia hisse senetleri ise haftalık yüzde 13.8, tepe noktasına göre yüzde 26.5 geriledi.

        ➔ S&P 500 Endeksi de teknoloji hisselerinin payının da etkisiyle geçen hafta her günü düşüşle geçirerek yüzde 4.3 düştü. S&P 500’ün son 15.5 yıllık artışı yüzde 747’ye ulaştı.

        ➔ Klasik şirketlerin yer aldığı Dow Jones ise 15.5 yılda yüzde 535 prim yaptı ve teknoloji endekslerinin belirgin şekilde altında kaldı.

        ➔ Avrupa bölgesi şirketlerinden oluşan Eurostoxx600 Endeksi’nin primi ise Dow Jones’un yarısını bile yakalayamadı ve yüzde 237’de kaldı. Tam da Avrupa ekonomilerinin durumunu yansıtan bir performans denilebilir.

        ➔ Çünkü aynı dönemde gelişmiş ve gelişmekte olan tüm dünya borsaları MSCI endeksi ile yüzde 383 prim yaparak Avrupa borsalarının üzerine çıktı. Dünya borsaları geçen hafta yüzde 3.7 kayba uğradı.

        ➔ Gelişmiş borsaların artışı yüzde 435’i bulurken gelişmekte olan borsalar yüzde 127 primde kaldı.

        DÜNYA BORSALARI AYA BİZ YAYA

        ➔ Son 15.5 yılda Türkiye Borsası’nın performansı ise kötü. Yine MSCI endeksiyle yani dolar bazında Türkiye Borsası yüzde 62 artarak dünya borsalarının epeyce gerisinde kaldı.

        ➔ Tüm dünya borsalarının performansı ise İstanbul Borsasını 6’ya katlıyor. Ya da BİST’in değer artışı dünya borsalarının ancak yüzde 16’sı kadar.

        ➔ Ancak daha doğru karşılaştırma bizim gibi gelişmekte olan borsalarla yapılmalı. Gelişmekte olan borsalar yüzde 126.6 primliyken İstanbul Borsası bunun yarısı düzeyinde ve yüzde 61.7 arttı. Yani bizim borsamız gelişmekte olan borsalardan yüzde 50 iskontolu işlem görüyor.

        ➔ Normalde borsanın uzun vadeli getirisinin diğer yatırım araçlarından daha yüksek olması ve ekonomiye paralel gerçekleşmesi beklenir.

        ➔ Bu da bizi kaybedilen yatırım yapılabilir kredi notunun önemine getiriyor. Kaliteli uzun vadeli yatırımcı notun kaybedilmesiyle gitti. Yerine aynen yerliler gibi hareket eden kısa vadeli al satçı yabancılar geldi.

        Çok kısa vadeli yerli ve yabancı yatırımların spekülasyonu altında borsada fiyatlamalar temelden ve ekonomiden koptu.

        ➔ Dünya ile aramızda bu kadar büyük performans fark oluşunca da son yıllarda yurtdışı borsa yatırımlarının niye arttığı daha iyi anlaşılıyor. Uluslararası Yatırım Pozisyonuna göre yıl ortası itibariyle yurtiçi yerleşiklerin yurtdışında 4.1 milyar dolara ulaşan portföy yatırımı bulunuyor.

        ALTININ ARTIŞI %5.000

        ➔ Dönelim ana konumuza. 9 Mart 2009’de 920.95 dolar olan altının ons fiyatı Ağustos 2024’te 2.503.45 dolara yükseldi. 15.5 yılın primi yüzde 171.8’e ulaştı. Bu dolar bazında altının dünya fiyatındaki artış.

        ➔ Yurtiçinde TL ile işlem gören altının primi çok daha yüksek. Çünkü işin içine TL’nin değer kaybı veya doların TL karşısındaki primi giriyor.

        ➔ Bu nedenle gram altının fiyatı 2009’daki 52.21 liradan 2.743.08 liraya yükseldi ve altın TL bazında yüzde 5.055 değerlendi.

        ➔ Bu da aynı dönemde altını Türkiye’de en çok prim yapan yatırım aracı haline getirdi.

        ➔ Altın dünyada yükselince Türkiye’ de dolar yükselince çifte kazanç elde edildi.

        TL’NİN KAYBI %94

        ➔ 9 Mart 2009’da TL’nin değeri dolara karşı 1.826, euroya karşı 2.295 idi. Yarım dolar ve yarım eurodan oluşan sepet kur da 2.061 TL idi. Ağustos 2024’te dolar 34.0711’e, euro 37.6622’ye, sepet kur da 35.8666’ya çıktı.

        15.5 yılda TL karşısında dolar yüzde 1.766 euro yüzde 1.541 ve döviz sepeti de yüzde 1.640 yükseldi.

        TL açısından batığımızda yüzde 94 değer kaybı oluştu.

        ➔ Aynı dönemde gelişmekte olan ülkelerin para birimleri de dolara karşı ciddi değer kaybına uğradı. JP Morgan Gelişen Ülkeler Kur Endeksi 96 düzeyinden 46’ya indi ve yüzde 52 değer yitirdi.

        ➔ Nasıl ki borsamız gelişmekte olan borsalardan yüzde 50 iskontolu işlem görüyorsa Türk Lirası da gelişmekte olan ülke para birimleriyle benzer korelasyon içinde denilebilir. Yüzde 94’e karşı yüzde 52 değer kaybı.

        ➔ Dolayısıyla TL’deki değer kaybının yaklaşık yarısını gelişmekte olan ülkelerin genel trendinden kaynaklandığını söylemek mümkün. Ancak diğer yarısı sadece ülkemizden kaynaklı.

        ABD SEÇİMLERİ NEYİ GETİRİR?

        ➔ Piyasaların seyrinde ABD seçimlerinin belli bir etkisi elbette var. Ancak bu seçimler ABD dışında kalan dünya için ve piyasalar için çok da büyük belirsizlikler içermiyor.

        ➔ Çünkü başkanlık yarışını Demokratlar kazansa bugünden farklı ne olacak ki? Başkan adayı Harris bugünün başkan yardımcısı. Rusya Ukrayna Savaşı, İsrail-Hamas çatışması bu dönemde çıktı. Çin ile ticaret savaşı da kızıştı.

        ➔ Cumhuriyetçi başkan adayı Trump gelirse belki Putin sevgisinden dolayı Rusya ile Ukrayna Savaşını sonlanabilir.

        ➔ Ancak Trump yönetimi İsrail’in Ortadoğu’daki konumunu güçlendirecek ve bölgede daha güçlü bir aktör haline getirecek, bu da barışa hizmet etmeyecek. Rusya savaşını bitirdiğinde ise ABD Çin’e ağırlık verecek.

        Dünya huzur bulamayacağı gibi gerilim daha büyüyecek ve sürekli hale gelecek. Dünya savaşı korkusu azalmayacak. Maalesef bugüne kadar olan gelişmeler bize gelecekte daha iyi bir dünya vadetmiyor.

        ➔ Amerika dışı dünya için ABD seçimin taraflarını tam olarak al birini vur ötekine diye tanımlayabiliriz.

        -Bu açıdan dünya lideri konumundaki bir ülkenin seçimi iyi ile kötünün değil, kötü ile berbatın seçimine dönüşecek.

        PİYASALARIN SONBAHARI

        ➔ Bu gelişmeler altında küresel piyasalar 2024 Sonbaharına gerçek bir sonbahar havasında giriyor. Borsalar limitlerine varmış veya çok yaklaşmış. Ara ara şoklarla sarsılıyor.

        ➔ Gelişmeler böyleyse girmekte olduğumuz sonbahar mevsimi finansal piyasalarda da gerçekten bir sonbaharın yaşanmasına yol açabilir.

        ➔ Gündeme gelmesine ve tartışılmasına rağmen dünya savaşına girilmediğinden dolayı 2024 Sonbaharının piyasalar açısından en sonuncusu olmayacağı ise bir teselli olabilir.