Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Ekonomi yönetimi faiz indirimi öncesinde İstanbul’da bankacı ve sanayicilerle bir araya geldi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek önceki gün İstanbul Sanayi Odası’na ziyaret etti. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan da bankacılarla bir araya geldi.

Dün de İSO Meclis toplantısına katılan Fatih Karahan sıkı para politikasını fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdüreceklerini, bunun da rezervlerde normalleşmeye ve ülke risk primindeki düşüşe yol açtığını belirtti. Finansmana sıkışan ve merakla Merkez Bankası başkanının ne diyeceğini dinlemek için salonu dolduran sanayicilere Fatih Karahan “Gerileyen risk primi ve borçlanma maliyetleri reel sektörün yurt dışından daha uygun koşullarda borçlanmasını kolaylaştırıyor” diyerek yurt dışını adres gösterdi.

KREDİ İÇİN ADRES YURTDIŞI

➔TCMB Başkanı Karahan sıkı para politikası duruşunu sürdüreceklerini ve bu doğrultuda “politika faizinin seviyesini, enflasyon gerçekleşmeleri ve beklentilerini göz önünde bulundurarak öngörülen dezenflasyon sürecinin gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleyeceklerini" söyledi.

➔Fatih Karahan, son dönemde yurt içi ve yurt dışı yerleşiklerin Türk lirasına olan güveninin arttığını ve bu durum rezervlere olumlu yansıdığını belirterek şu bilgileri verdi:

➔ “26 Mayıs 2023 ile 22 Kasım 2024 tarihleri arasında, brüt rezervler 58,2 milyar dolar artış gösterirken, swap hariç net döviz pozisyonumuz 102,3 milyar dolar iyileşti. Brüt rezerv düzeyimiz 156 milyar doların üzerine çıktı.

➔Swap hariç net rezervlerimiz, yurt içinde yaptığımız TL karşılığı döviz swapları dahil ettiğimizde 41,8 milyar dolara yükseldi.

Sıkı para politikası duruşumuz, rezervlerimizin güçlenmesini sağlayarak Türkiye'ye yönelik risk algısını iyileştiriyor. Geçtiğimiz yılın mayıs ayından itibaren Türkiye'nin risk primi ve borçlanma maliyetleri önemli derecede düşüş gösterdi.

‘NE GEREKİYORSA YAPACAĞIZ’

Gerileyen risk primi ve borçlanma maliyetleri reel sektörün yurt dışından daha uygun koşullarda borçlanmasını kolaylaştırıyor.

➔Sıkı para politikası duruşumuz, küresel piyasalardaki oynaklıkların ülke risk primine olumsuz etkilerini sınırlıyor.

➔Önümüzdeki dönemde makroekonomik görünüm dezenflasyon sürecine destek vermeye devam edecek. Bu kapsamda, talep koşulları, beklentiler ve fiyatlama davranışları, Türk lirasına artan güven ve maliye politikasının artan eşgüdümü gibi unsurlar belirleyici olacak.

➔Dezenflasyon sürecinde, enflasyonu, belirlediğimiz ara hedeflerle uyumlu olacak şekilde düşürmek için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz. Bir kez daha altını çizmek isterim ki fiyat istikrarı, sürdürülebilir büyüme ve toplumsal refah artışı için ön koşuldur. Para politikasındaki sıkı duruşumuzu fiyat istikrarı sağlanana kadar kararlılıkla sürdüreceğiz."

‘DİYETİ HEYECANLA HEBA ETMEYELİM’

➔İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan enflasyonun direnç gösterdiğini, benzer bir durumun enflasyon beklentileri için de geçerli olduğunu, “Özellikle de hane halkı ile reel sektörün öngörüleri, sağlıklı fiyatlamayı son derece zorlaştıran seviyelerde” diyerek şunları söyledi:

Şu bir gerçek ki toplumun düşük enflasyona olan güvenini yeniden kazanmak oldukça zorlu bir mücadeleyi gerektiriyor. Bugün ekonomide yaşanılan sıkıntıların, rasyonel bir yol haritasıyla aşılması noktasında çok ciddi ve değerli bir süreçten geçiyoruz.

➔Herkes için her günün kıymeti var. Burada disiplini elden bırakmamalıyız.

➔Eğer, toplumun tüm kesimleri olarak ağır bedeller ödediğimiz ve sabırla beklediğimiz bu tedaviyi, diyeti, somut verilere dayanmadan ve erken bozarsak bütün bu fedakarlıklarımızın heba olma riski var.

➔Yani kredibilitemizi gün be gün, sabırla toplamaya başlamışken bunun değerini bilmeliyiz. Son bir buçuk yıldır adım adım kaybolan kredinin toplanıyor olmasını hafife almamalı ve değeri bilinmeli. Veri bazlı olmayan heyecana dayalı hareketlere geçmemek lazım.”

‘REFORM AJANDASINA ODAKLANMALIYIZ’

➔Türkiye’nin orta ve uzun vadeli hedeflerine ulaşmasının yolunun eğitimden altyapıya, vergi mevzuatından hukuk sistemine kadar tüm unsurlarıyla nitelikli bir üretim hayatı için seferber olmasından geçtiğini vurgulayan İSO Başkanı Erdal Bahçıvan görüşlerini şöyle sıraladı:

➔"Biz, bir an önce fiyat istikrarının tesis edilmesini ve artık küresel rekabet ikliminin gerektirdiği yapısal dönüşüm adımlarına, reform ajandasına odaklanılmasını istiyoruz.

➔Bizi bekleyen çok farklı bir gelecek var ve bu gelecekte yeşil dönüşümle, buna uygun bir eğitim altyapısıyla, insanlarımızı şekillendirmekle gelecek nesillere yön verecek bir Türkiye var.

➔Ancak, içinde bulunduğumuz gündem sebebiyle bu konudaki adımları istediğimiz hızda olgunlaştıramıyor ve uygulayamıyoruz.

➔Ülkemizin koşullar ne olursa olsun üretimden ve yatırımdan vazgeçme gibi bir lüksü yok. Sınırlı mali kaynaklarımızı en etkin şekilde kullanarak, üretime, teknolojiye, dijitalleşmeye ve yeşil dönüşüme odaklanmak zorundayız.

➔Bütün sanayi sektörlerimizde bu sürece ilişkin önemli eksikler olduğu kadar, kısa sürede önemli kazanımlar sağlayabilecek fırsatlar var.

➔Ekonomimizde devam eden dengelenme sürecini aksatmaksızın, yüksek katma değerli bir üretim ekosistemini önceliklendiren, teknolojik dönüşümü ve yenilikçiliği ödüllendiren, nitelikli finansman kanallarını genişletmemiz gerektiğinin de altını çizmek istiyorum.”

SANAYİCİLERİN 8 TALEBİ

İSO Başkanı Erdal Bahçıvan sanayicilerin Merkez Bankası’ndan isteklerini 8 başlıkta şöyle sıraladı:

1-Reeskont kredilerinin doğrudan Eximbank üzerinden kullandırılmasının faydalı olacağını düşünüyoruz.

2-Reeskont kredilerinde teminat mektubu şartı kaldırılmalı veya bu konuda bankalara bir üst limit getirilmelidir.

3-Reeskont kredilerine uygulanan faiz düşürülerek TL kredileri daha cazip hale getirilmelidir.

4-Uzun zamandır gündemden kaldırılan döviz bazlı reeskont kredilerinin tekrar kullandırılmaya başlaması için uygun zaman olduğunu değerlendiriyoruz.

5-Bağımsız denetime tabi şirketlerin TL cinsinden nakdi ticari kredi kullanımlarında uygulanan, “10 milyon TL üzerinde döviz bulundurmama ve döviz varlıklarının aktiflerine oranının yüzde 5’i aşmama” kısıtlamaları esnetilmelidir.

6-İhracatçı firmalara halen yüzde 30 olan döviz bozdurulma zorunluluğu artık kaldırılmalı veya kademeli olarak azaltılmalıdır.

7-Kredi kullanımını kısıtlayıcı uygulamalar nedeniyle bugün sanayicilerimiz cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilmektedir. Bu tür düzenlemelerin büyük bir bölümü kaldırılmış olmakla birlikte halen bir kısmı geçerliliğini korumaktadır. Bu düzenlemelerin tümüyle kaldırılması gerektiği görüşündeyiz.

8-İhracat amacı dışında talep edilen döviz bazlı uzun vadeli krediler bankalar tarafından güçlü projelere verilmektedir. Bu doğrultuda, kredi büyümesindeki kısıtlama döviz bazlı uzun vadeli krediler için esnetilmelidir.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar