'Protein kaynağı balığı kızartmadan sık tüketin'
ÇOMÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatma Çolakoğlu, sağlıklı bir yaşam için balığın haftalık sınırlamayla değil günlük alışkanlıkla tüketilmesi ve kızartmasından uzak durulması gerektiğini söyledi
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatma Çolakoğlu, yaptığı açıklamada, kırmızı et fiyatlarına bakıldığında balığın ucuz hayvansal protein kaynağı açısından önemli olduğunu ifade etti.
Özellikle denize kıyısı olan bölgelerde balığın günlük tüketimde önemli paya sahip bir besin olduğunu belirten Çolakoğlu, "İçerdiği yağlar, protein ve vitamin anlamında da önemli bir gıda. Son derece sağlıklı bir besin.
Balık, bağ doku açısından diğer etlere göre daha zayıf olduğu için sindirilebilirliği çok yüksek. Bunun sonucunda biyolojik değeri fazla. Çünkü balığı yediğiniz zaman vücudunuz bunu tamamıyla sindirebiliyor. Yani balıktaki bütün besin bileşenlerini vücut kullanarak kendini yenileyebiliyor, ihtiyaçlarını giderebiliyor" dedi.
"BALIĞI GÜNLÜK ALIŞKANLIKLA TÜKETİN"
Çolakoğlu, günde 200 gram kadar balık eti yiyerek vücudun günlük protein ve yağ asitleri ihtiyacının karşılanabileceğine işaret ederek, şu uyarılarda bulundu:
"Sağlıklı bir yaşam için balığı haftalık sınırlamayla değil günlük alışkanlıkla tüketin. Balık tüketiminde haftalık zorunluluklara bağlı kalmamalıyız. Evet haftada 2 yada 3 kez yememiz sağlık açısından çok yararlı ama bunu bir alışkanlık haline getirmeliyiz.
Biz günlük tüketim olarak tavsiye ediyoruz. Bu tabii bizim ülkemizde özellikle biraz zor. Kendimizi zorlayabilirsek haftada 2 veya 3 kez balık tüketimini hayatımıza sokabilirsek, çocuklarımızı buna alıştırabilirsek gelecekteki nesillerimizin de bu alışkanlık ile daha sağlıklı bireyler olmasını sağlayabiliriz."
"KIZARTMADA BESİN DEĞERLERİNİ KAYBEDİYORUZ"
Çolakoğlu, Türk halkı olarak balığı hazırlarken daha çok kızartmanın tercih edildiğini ancak bu pişirme tekniğinde balıktaki besin değerlerinin büyük oranda kaybedildiğini söyledi.
Balıktaki değerli yağların kızartma yağına geçtiğinin ve proteinin nispeten tahrip edildiğinin altını çizen Çolakoğlu, "Buğulama yöntemini kullandığınız zaman içeriği suya geçiyor, siz de suyunu tükettiğinizde balığı tam anlamıyla kullanmış oluyorsunuz. Evet kızartma lezzetli ama buğulama da çok lezzetli. Izgara da çok faydalı" ifadesini kullandı.
AA
AA
Dr. Fadıloğlu, "Türkiye, üç tarafı denizlerle kaplı bir ülke, ancak et tüketiminde tercihimizi balıktan yana pek kullanmıyoruz. Öyle ki yıllık kişi başına düşen balık tüketimi yalnızca 8 kilogram. Halbuki sağlıklı bir yaşam isteyenler haftada en az iki kere balık tüketmeli" dedi.
Dr. Ezgi Eylem Fadıloğlu, balığın sağlıklı ve dengeli beslenmede önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, faydaları saymakla bitmemesine karşın ülkemizdeki balık tüketiminin azlığına dikkat çekti.
Fadıloğlu, "Birleşmiş Milletler'in Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre; ABD, İspanya, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde kişi başına yılda 20 kilogramdan fazla balık düşüyor. Dünya ortalaması yıllık 16 kilogramken İzlanda'da tüketilen balık miktarı kişi başına 90, Japonya'da 75, Avrupa Birliği ülkelerinde 26, Suudi Arabistan'da 10 kilogram. Türkiye ise 8 kilogram ile balık tüketiminde son sıralarda yer alıyor" diye konuştu.
ZEKA GELİŞİMİNE BÜYÜK KATKI
Balığın az oranda yağa sahip yüksek değerli bir protein kaynağı olduğunu belirten Eylem Ezgi Fadıloğlu, "Balıketi yüzde 15-25 değerleri arasında protein içerir. Bu proteinler, vücuttaki dokuların korunması ve gelişmesi için gerekli olan bütün esansiyel aminoasitleri içerirler.
Düşük yağ içeriği nedeniyle zayıflama diyetlerinin vazgeçilmezlerinden biridir ve kilonun sağlıklı düzeylerde tutulmasına yardımcı olur. Balık; fosfor, iyot, demir, kalsiyum gibi madensel tuzlar ve A, D, K, B grubu vitaminler bakımından da iyi bir kaynaktır.
İyot, çocukların zeka gelişiminde önemli bir rol oynarken A vitamini bağışıklık sisteminin ve gözlerin görme özelliğinin güçlenmesine, hastalıklara karşı direncin artmasına, D vitamini kemiğin gelişmesine, içerdiği demir kan yapımına, fosfor dokuların iyileşmesine, cildin parlak, saçların canlı olmasına yardımcı olur" dedi.
BU BALIKLARI KILÇIKLARIYLA YİYİN
Özellikle güneşten yararlanmanın az olduğu kış mevsiminde kemik ve diş sağlığında önemli yeri olan D vitamininin karşılanmasında balık tüketiminin önemine dikkat çeken Fadıloğlu, "Sardalye, hamsi gibi küçük balıklar kılçıklarıyla birlikte yenildiğinde süt ürünleri gibi kalsiyum almanıza da yardımcı olur ve kemik gelişiminde fayda sağlar.
Balıkta, diğer hayvansal kaynaklı besinlerin aksine doymuş yağ yerine, doymamış yağ asitleri mevcuttur. Omega-3 vücudun üretemediği ve en fazla balıkta bulunan son derece faydalı bir yağ asididir. Omega- 3 yağ asitleri kötü kolesterolü düşürürken, iyi kolesterolü yükseltir. Kalbi koruyan omega-3 yağ asidi, kalp damar hastalıklarına karşı da koruma sağlar" diye konuştu.
Balığın kızartılmasının kanserojen maddelerin oluşumuna ve besin değerinde azalmaya neden olduğunu ifade eden Fadıloğlu, "Mümkün olduğunca ızgara, buğulama ve haşlama yöntemleri tercih edilmeli. Çiğ ya da az pişmiş deniz ürünleri mikrobiyal açıdan risk taşıdıklarından tercih edilmemeli. Hamilelik ve emzirme döneminde ise bebeğin normal gelişimi ve annenin sağlığı açısından haftada en az 3-4 kez tüketilmesi gerekir" dedi.
SAKLARKEN VE PİŞİRİRKEN DİKKAT!
Balık satın alma, saklama, hazırlama ve pişirme kurallarına dikkat edilmediğinde kolaylıkla bozularak sağlık açısından riskli sonuçlara neden olabileceğini hatırlatan Dr. Fadıloğlu, "Mümkün olduğunca her balık bol bulunduğu mevsimde tüketilmeli.
Taze balıklar oda ısısında fazla bekletilmemeli, pulları ve içi temizlendikten sonra buzdolabına konulmalı. Bu şekilde buzdolabında 1-2 gün bekletebilir.
Dondurucuda ise 3-6 ay kadar saklanabilir. Taze balık kokusuzdur, bayatladıkça asidik koku yayılır. Balığın pullarına elinizi sürdüğünüzde kolayca elinize gelmemesi, dökülmemesi gerekir.
Taze balığın gözleri parlak ve dışa bombeli olur. Tazeliğini yitirdikçe gözler buğulanmaya başlar ve içeri çöker. Solungaçları canlı kırmızıdır. Balığın derisi gergin olmalı, balığa parmakla dokununca meydana gelen çukurluk anında düzelmelidir. Bayat balıkta bu iz kalır" diyerek uyarıda bulundu.
İHA