Ağar: "PKK silahları kaçırabilir! Bölgeden kontrollü biçimde çıkarılmalı!"
ABD ile yapılan mutabakatın üzerinden bir gün geçti. HABERTÜRK, Barış Pınarı Harekatı'nı bölgede takip eden Güvenlik ve Strateji Uzmanı Abdullah Ağar'a, sahadaki son durumu sordu. Ağar, "Yerleşim alanların terk edecek teröristler kontrolle bölgeden çıkarılmalı yoksa bu silahlar güneye iner. Terör elebaşları mutabakatın sadece Tel Abyad ve Rasulayn'ı kapsadığını dillendiriyor. Şayet Ayn-el Arap, Münbiç ve Kamışlı'dan terör unsurları çıkmazsa bunun Türkiye için sonucu olumsuz olur" dedi
Habertürk'ten Alper Uruş'un haberine göre Suriye'nin kuzeyinde yuvalanan terör örgütü YPG/PKK'ya karşı 9 Ekim'de başlatılan Barış Pınarı Harekatı'nda, ABD ile varılan mutabakatla operasyona verilen aranın üzerinden bir gün geçti. Mutabakatta yer alan '120 saat içinde YPG/PKK'nın Türkiye sınırından 20 mil (32-33 km) çekileceğine' ilişkin maddenin hayata geçirilmesi için bu sabah itibariyle 90 saat kaldı. Suriye sınırında harekatı takip eden Güvenlik ve Strateji Uzmanı Abdullah Ağar, HABERTÜRK'ün sorularını yanıtladı. İşte Ağar'ın sorularımıza verdiği çarpıcı cevaplar...
"SİLAHLARIN TESLİMİ NASIL OLACAK?"
"Varılan mutabakatın ardından bölgedeki TSK'nın tüm birimlerine ve Suriye Milli Ordusu'na ateş etme emri verildi. Yerleşim merkezlerini terk edecek bölücü terör örgütü mensupları için koridor açılacak.
Silah tesliminin veya naklinin nasıl olacağı belli değil. Yeni pozisyonlar alınacak. Suriye Milli Ordusu 5 gün boyunca yerleşim bölgelerinde arama tarama yapmayacak. İlk 30 saat sakin geçti ve çatışma yaşanmadı.
"TERÖRİSTLER SİLAHLARI GÜNEYE GÖTÜRÜR"
Terör örgütüne verilen silahların bir bölümünü yeraltı depolarında vurduk ve imha oldu. ABD'nin hesabına göre PKK'ya verdikleri silahın yüzde 30'u DEAŞ ile yapılan savaşta sarf edilmiş. Tel Abyad ve Rasulayn'ın merkezinde değil ama kırsaldaki ve orta büyüklükteki yerleşim alanlarında PKK, depoda olan silahlarını kaçırmış.
Önemli olan hâlâ kaçıramadıkları silahlar. Bu anlamda ÖSO'nun ilk hedefi tünellerde bulunan ve kaçırılamayan silah ve mühimmat olacaktır. Bunların mutlaka bulunması gerekir. Çıkarken kontrol olmazsa bu silahları güneye götürür.
"REJİM GÜÇLERİ, PKK İLE BAŞEDEMEZ"
Suriye Rejim güçlerinin Ayn-el Arap, Münbiç ve Kamışlı'yı kontrol etmeye gücü yetmez. Yardım edilmez, destek verilmez, yol gösterilmez, denetlenmezse Rejim bu işi kotaramaz. Görüntüler ispattır. Bakın Kobani'de bölücü örgüt üyeleri kollarına taktıkları YPG/PKK beçlerini söküp onların yerine Suriye bayrağı taktılar.
Ayn-el Arap'ın sokaklarında Suriye'nin bayrağı ile terör örgütünün bezleri yana yana asılıyor. PKK, bu alanlarda rejimi bölmeye kalkar. Biz PKK'nın Suriye'ye eklemlenmesinden kaygı duyarken terör örgütü virüs gibi Suriye'nin vücudunun tamamına yayılır.
"ADANA MUTABAKATI'NDA 5 KM DERİNLİK VAR"
Ayn-el Arap, Münbiç, Kamışlı, Haseke gibi yerleşim alanlarından terör örgütü mensuplarının çıkarılmasını Erdoğan ile Putin arasında gerçekleşecek görüşmeler belirleyecek. Putin'in burada soruna nasıl bakacağı önemli ancak Adana Mutabakatı'nda 5 kilometre derinlik var. Terörle mücadelede bu 5 kilometrelik derinlik meskun mahalleri kapsayacak biçimde işletilirse Ayn-el Arap ve Kamışlı'da sorun rahatlıkla çözülür.
Rusya, YPG/PKK'yı Rejim'in de etkisiyle Türkiye'ye karşı kullanabilir bu ihtimal dahilindedir. Ancak Türkiye'nin jeopolitik konumu bugün S-400'ler, yarın belki SU-57 ya da S-500'ler Rusya'nın Türkiye'ye karşı böyle bir adım atmasını mümkün kılamaz.
"KOBANİ VE KAMIŞLI'DA KALACAĞIZ İDDİASI VAR"
Önemli bir konu var ki o da terör elebaşıları, YPG/PKK yanlısı televizyonlarda ve sosyal medya hesaplarında ABD ile yapılan mülakatın sadece Tel Abyad ile Rasulayn ve bu iki noktanın arasında kalan bölgeyi kapsadığını dillendirip, 'Diğer bölgeler için ben iddialarıma devam ederim' mesajı veriyor. Böyle bir şey söz konusu olursa vampirin bir dişi Ayn-el Arap'tan ötesi dişi Kamışlı'dan boğazımıza geçirir ve kanımızı emer. Türkiye için bu kötü sonuçlar doğurur.
"DÜNYA BİZİ ENGELLEMEYE ÇALIŞTI"
Tüm dünya, Türkiye'nin Fırat'ın doğusuna yapacağını açıkladığı harekatı önce engellemeye, harekat başladıktan sonra ise durdurmaya çalıştı. Bu, bizim ne kadar haklı olduğumuzun ve küresel dizaynın Türkiye üzerine kurduğu oyunu hayata geçirmek için ne kadar hevesli olduğunu ortaya koyan çok önemli bir yaklaşımdır.
"PKK'NIN YEMEK BORUSUNU KESTİLER"
İki gün önce Rasulyan'ın güneyinde iki tabur komando, ÖSO'larla beraber muhteşem bir harekatla M-4 karayolunun yakınındaki silolar bölgesini ele geçirildi ve barış çağrısı bundan sonra geldi. Bölgedeki tünellerde 160 bin ton buğday vardı. Burası YPG/PKK'nın elindeki en kritik bölgelerden biriydi. 30 civarı terörist etkisiz hale getirildi. Harekatı TSK kayıpsız tamamladı. ÖSO'nun sadece 3 yaralısı oldu. Bu harekat örgütün tam anlamıyla yemek borusunu kesti attı.
"MEHMETÇİK TERÖRİSTE SU VE YEMEK VERDİ"
Aynı bölgede Rasulayn'ın güneyinde yakalanan teröristlere ise Mehmetçik önce su sonra da kendi yemeğinden verip karnını doyurdu. Kendisinden çaresizlikle aman dileyen teröriste, çölün sıcağında, ruhların alevlendiği bir çatışmanın ardından su ve ekmek verdi.
"KİMYASAL SİLAH KULLANMA YALANI"
YPG/PKK’nın TSK’ya yönelik “kimyasal silah kullanıyor” iftirasını Batı özellikle gündeme taşımaya çalışıyor. Bu tamamen gerçek dışıdır. Yabancı basın şuna akıl erdiremez mi? Aklı olan bir ordu, kimyasal silahı neden kullansın. Kimyasal silah kullanan bir ordu bütün haklılıklarını yitirdiği gibi, karşı karşıya kalacağı yaptırımların da ne olacağını çok iyi bilir.