Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam SPK'nın GSYF düzenlemesine likidite ve çıkış eleştirisi - İş-Yaşam Haberleri

        Sermaye Piyasası Kurulu'nun (SPK), 21 Eylül’de Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına (GSYF) İlişkin Esaslar Tebliği'nde yaptığı değişiklikler sektörde hayal kırıklığı yarattı. Uzmanlar özellikle GSYF’leri ve yatırımcıları olumsuz etkileyecek düzenlemeler arasında halka açık payların GSYF portföyleri dışına çıkarılmasını sayıyor. Son değişikliğe kadar SPK’nın desteklediği GSYF’lerin pazar büyüklüğü eylül sonu itibarıyla 192 milyar liraya ulaştı. GSYF’lerin girişim şirketi niteliğindeki halka açık şirketlerin borsada işlem görmeyen paylarına fon toplam değerinin yüzde 20’sinden fazla yatırım yapılmasını engelleyen düzenlemesi, halka arz sürecini tamamlamış ve tek varlığa yatırım yapan GSYF’ler bakımından sorunlu olarak değerlendirildi.

        REKLAM

        HALKA KAPALI PAY SORUNU

        Yatırımcılar tarafından en çok tercih edilen bu fon türleri sayesinde, halka açık olmayan bir şirketin belli miktarda hissesi fon portföyüne dahil edilerek menkul kıymetleştiriliyor. Daha sonra bu şirket halka arz edildiğinde GSYF’nin elinde ‘halka kapalı’ paylar kalabiliyor. Bu payların bu sınırlamadan istisna tutulmaması halinde, GSYF sisteminin omurgası olan çıkışlar (exit) için alternatiflerin başında gelen halka arzlar engellenebilecek. Öte yandan, bu düzenleme ile bir girişim şirketi sadece payları borsada işlem gördüğü için GSYF’lerden oldukça sınırlı bir şekilde finansman sağlayabilme gibi bir kısıtlama ile karşı karşıya kalabilecek. Oysa, finansal açından zorluk içerisinde olan veya çeşitli yönetimsel veya sektörel sorunlar nedeniyle faaliyetlerini sağlıklı yürütemeyen bu girişimlerin de yerli ve yabancı pay sahipleri bulunan GSYF’ler gibi hem finansal hem de stratejik nitelikte bir ortağa ihtiyacı olabiliyor. Dolayısıyla, halka açık şirketlerin rehabilitasyonu açısından GSYF yatırımları sadece bu fonların pay sahipleri için değil aynı zamanda halka açık şirketin küçük ortakları ve daha da önemlisi sermaye piyasalarının geneli için de son derece önemli bir alternatif oluşturuyordu.

        LİKİDİTE İHTİYACI GÜÇLEŞİYOR

        Son düzenlemeye göre, GSYF’lerin diğer GSYF’lere yaptığı yatırımlar, toplam fon değerinin yüzde 25’ini geçemeyecek. Bu sınırlamalar, faizlerin yüksek olması nedeniyle GSYF’lere ilginin azalıp likiditenin çekildiği bu dönemde fonlar üzerinde ciddi baskı yaratabilecek. Likit enstrümanlar olmayan GSYF’ler, likidite ihtiyaçlarını başka GSYF’lere yatırım yaparak sağlıyordu. Getirilen yüzde 25 sınırı, fon kurucuların kısıtlı imkanlarını daha da zora sokabilecek.

        Yeni düzenleme, fon katılımcılarının yönetim kontrolüne sahip oldukları şirketlere yapılan yatırımların yüzde 20 ile sınırlandırılmasını öngörüyor. Bu sınırlama ile, olası vergi kayıplarını engellemesi amaçlanıyor. Ancak, girişim şirketlerinin büyük kısmı başlangıç veya büyüme aşamasında olduğu için kar üretme ve dağıtma kapasitesine sahip değil. Girişimler, GSYF’ler aracılığıyla yerli ve yabancı yatırımcılardan finansman çekmeyi, kredi itibarı kazanmayı ve profesyonel yönetimden yararlanmayı amaçlıyorlar. Dolayısıyla, bu sınırlama girişimlerin bu olanağını sınırlıyor. Bunun yanında, girişimlerin kurucu ve ortaklarının o girişime yatırım yapan GSYF’de pay sahibi olması, girişimlerin tüm faaliyetlerinde GSYF pay sahiplerinin haklarını koruması bakımından da önemli bir baskı yaratıyordu. Bu sınırlama ile birlikte bu baskı da azalmış oldu. Yani GSYF yatırımcısı bakımından risk arttı.

        REKLAM

        REEL SEKTÖRE YATIRIM SORUNU

        GSYF’lerin, aktif toplamının en az yüzde 40'ı gayrimenkul veya gayrimenkule dayalı varlıklardan oluşan şirketler ile esas faaliyet konusu müteahhitlik olan şirketlere yatırım yapılması zorlaştı. Bu düzenleme ile özellikle reel sektör şirketlerinin GSYF’ler kanalıyla gelişmesi çok güç hale geldi. Zira, Düzenlemeye göre üretime yönelik olarak bir tesis için yatırıma ihtiyaç duyan bir şirket, bu tesisin arsa veya bina değeri toplam aktifinin yüzde 40’ını geçiyorsa GSYF’lerden faydalanamayacak. Bu engelleme aynı zamanda, lojistik merkezi ve otel gibi turizm yatırımlarını da GSYF’lerin kapsama alanından çıkarbilecek. Düzenleme ile yatırımcılarla, fon ihraç sözleşmesinin imzalanması şartı getirildi. Bu madde ise GSYF kurucusu PYŞ’lere aşılması zor bir yükümlülük olarak yorumlandı. Çünkü, zaten bir GSYF’ye yatırım yapmış bir yatırımcının, geriye dönük olarak o fonun ihraç belgesini imzalaması pratikte pek olası görünmüyor.

        BUNLAR DA OLUMLU GELİŞMELER

        Tebliğ olumlu düzenlemeler de getiriyor. Örneğin yeni düzenleme ile yurt dışı yatırım sınırları genişletildi. Yurt dışında kurulu, varlıklarının en az yüzde 51’i Türkiye'deki bağlı ortaklık veya iştiraklerden oluşan girişim şirketlerine yatırım yapma imkânı tanındı. Bunun yanında, yurt dışında kurulu girişim şirketlerine yapılan yatırım sınırı, fon toplam değerinin yüzde 10’undan yüzde 15’e çıkarıldı. Girişim sermayesi yatırım fonlarının en az yüzde 80'inin diğer GSYF katılma paylarından oluşabileceği fon sepeti fonu yapısında ihraç edilmesine izin verildi. Bu değişiklikle, yatırımcıların doğrudan girişim şirketlerine yatırım yapmak yerine, GSYF'ler üzerinden risklerini dağıtarak yatırımlarını çeşitlendirebilmeleri hedeflendi. Bu düzenleme aynı zamanda, yatırımcıların daha önce yatırım almış ve yatırım turunu tamamlamış girişim şirketlerine yatırım yapabilmelerini de mümkün kıldı. Fonların başvuru süreçlerinin hızlandırılması amacıyla GSYF'lerin menkul kıymet yatırım fonları ve gayrimenkul yatırım fonları gibi şemsiye fonlar altında ihraç edilebilmesine olanak tanındı.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ