Güç, paylaşılmazsa güç olmaz!

Shazam, 1940'lı yıllardan gelen bir süper kahraman... O yıllarda Captain Marvel olarak biliniyor. İlk macerası, Fawcett Comics'in çıkardığı Whiz Comics dergisinin ikinci sayısında yayımlanıyor.

Captain Marvel, Billy Batson adlı bir çocuğun “Shazam!” diyerek dönüştüğü bir süper kahraman... Shazam, mitolojideki 6 ölümsüz kahramanın isimlerinin (Solomon, Hercules, Atlas, Zeus, Achilles, Mercury) ilk harflerinden oluşan bir kelime... Kendisi, süper güçleri itibarıyla Superman'i aratmıyor. Kurşun işlemeyen bir bedeni var. Çok kuvvetli, çok hızlı olmasının yanı sıra başka güçlere de sahip ve uçabiliyor. 1940'lı yılların en popüler süper kahramanlarından biri... 1941 yılında seriyal olarak çekilmiş “Adventures of Captain Marvel” adlı bir filmi dahi var.

Kuşkusuz, 1940'lı yıllardan bu yana köprünün altından çok sular aktı. Captain Marvel'ın isim hakkı şimdi Marvel Comics'de... Orijinal karakter artık Shazam olarak anılıyor ve o, şimdi bir DC Comics kahramanı!

“Shazam!”ın yapımcıları da zaten belirli ölçülerde “Big”den esinlendiklerini saklamıyorlar. Hatta Shazam (Zachary Levi) ile Dr. Sivana'nın (Mark Strong) oyuncak mağazasında savaştığı sahnedeki dev piyano tuşlarıyla o filme selam göndermeyi ihmal etmiyorlar.

“Shazam!” istediği zaman süper kahramana dönüşme şansına sahip olan bir çocuğun hikâyesi olması itibarıyla yer yer gerçekten eğlenceli... Ama “Big”de olduğu gibi meseleyi enine boyuna ele almıyor elbette. Sonuçta bir süper kahraman filmi ve başka temaları, daha doğrusu yanıt aradığı başka sorular var.

“Aile, sadece kan bağı mıdır?” bu sorulardan biri... Küçük yaşta lunaparkta dolaşırken annesini kaybeden Billy Batson, yanına verildiği koruyucu ailelerin hiçbirini kabul etmiyor. Hepsinin yanından kaçıyor, sürekli gerçek annesini arıyor.

“Shazam!” süper kahraman türüyle Harry Potter tarzı fantastik filmleri buluşturuyor. Özellikle canavarların olduğu sahneler eski usul fantastik masal filmlerinin dünyasını akla getiriyor.

“Lights Out” (2016), “Annabelle: Creation” (2017) gibi korku filmleriyle tanıdığımız yönetmen David F. Sandberg, 1940'lı, 50'li yılların ucuz süper kahraman filmlerini hatırlatan retro bir estetik kullanıyor. Shazam, “parlak renkli, pelerinli süper demode kıyafeti” ile gerçekçi bir Philadelphia dekoru önünde çıkıyor karşımıza... Özel efektlerin yoğun olarak kullanılmadığı yıllarda, süper kahraman filmleri genellikle gerçekçi şehir dekorlarında geçer, kostümler çok renkli olurdu.

İşte bu yüzden “Shazam!”, tonu ve görsel yapısı itibarıyla günümüzün süper kahraman filmlerinden farklı yerde duruyor. İkibinli yıllarda Christopher Nolan'ın Batman Üçlemesi'nin karanlık tonuyla Marvel'ın derinlikli alt metinleri arasında kararsız kalan DC Comics, son yıllarda kendi havasını bulmaya başlıyor.

Masal tarzındaki fantastik geleneklerden beslenen “Aquaman” ve “Shazam!” aslında riskli denemeler... “Shazam!” gişede başarılı olur mu bilinmez ama çağdaş süper kahraman filmlerine “başka bir kafa” getirdiği kesin. Daha naif, çocuksu ve retro bir hava bu...

“Shazam!”a eğlenceli bir deneme olarak ciddi bir itirazım yok. Hoş yanları olduğu kesin ama öte yandan çok keyif alarak izlediğimi ya da sevdiğimi söylemem mümkün değil.

“Neden?” derseniz, iyilerle kötülerin bu kadar kesin çizgilerle ayrıldığı filmleri derinlikli bulmuyorum. Filmin kötü adamı Dr. Thaddeus Sivana'nın, daha sofistike, karmaşık, çelişkili bir karakter olabileceğini görüyorsunuz. Masum bir çocuk olarak tanıdığımız karakterin geçmişinde öyle bir potansiyel var... Ama onu sıradan ve düz bir kötü adam yapmayı tercih etmişler.

Görsel anlamda tatmin edici bir film “Shazam!”. Ama çok özgün fikirler etrafında döndüğü söylenemez. Özellikle Djimon Hounsou'nun oynadığı yaşlı Sihirbaz Shazam ve yedi günahı temsil eden canavarlar çok demode bir fantazi dünyasından geliyorlar.

Komediyle aksiyonu birleştiren, aile seyircisine yönelik bir sevgi ve dostluk filmi “Shazam!”... Mizah duygusu ve hafifliği itibarıyla özellikle haftasonu için kötü bir tercih olmayacağını düşünüyorum. Son olarak, Shazam rolünde Zachary Levi'nin yanı sıra filmin genç oyuncularından, Freddie rolündeki Jack Dylan Grazer'ın performansını beğendiğimi belirteyim.

Filmin notu: 6