Trump'ın medyası
Amerikan medyası, başrolünde Başkan Donald Trump’ın olduğu yepyeni bir skandalla sarsılıyor. Ama skandaldan daha da önemlisi soğanın kabuğunu soydukça içinde Beyaz Saray, iş dünyası ve medyanın da yer aldığı bir havuz düzeninin ABD’de kurulduğunun ortaya çıkması. Evet, Trump kendi iktidar medyasını oluşturmak için kolları sıvadı.
Skandal geçtiğimiz günlerde MSNBC’de sabahları ekrana gelen “Morning Joe” programının sunucuları Joe Scarborough ve Mika Brzezinski’nin Başkan’ın tweet saldırısının hedefi olmasıyla başladı. Tweet’te dile getirilen iddiaya göre ikili haklarında National Enquirer Gazetesi’nde aşk yaşadıklarına dair bir haber çıkmaması için bizzat Başkan’dan yardım istemiş, Trump ise reddetmişti. Sunucu Scarborough bu iddiayı yalanlarken birçok kaynak eteğindeki taşları döktü.
İki sunucu hakikaten de aşk yaşıyor. Ekrandaki birliktelikleri ikisi de başkalarıyla evliyken özel hayatlarına taşındı. Aylar önce National Enquirer’ın bu ilişkiyi patlatacağını da hakikaten haber alıyorlar. Ama iş burada bitmiyor. Beyaz Saray’dan bir ekip, gazetenin haklarında bir karalama kampanyası başlatacağını, bizzat Başkan’ı arayıp yalvarmazlarsa haberlerin ardı arkasının kesilmeyeceğini fısıldıyor. Bunun üzerine Scarborough ne olup bittiğini öğrenmek için yakın arkadaşı, damat ve başdanışman Jared Kushner’la mesajlaşıyor. Damadın tavsiyesi, yaptıkları negatif yayınlardan dolayı Trump’tan özür dilemeleri, bu sayede haberin engellenebileceği.
Joe Scarborough-Mika Brzezinski
‘SAPIK JOE’
Aslında “Morning Joe” programı Trump’a muhalif bir kanalda ekrana gelmesine rağmen adaylığının ilk günlerinde onu epey destekledi. Donald Trump sık sık Scarborough’nun konuğuydu ama araları sonradan bozuldu. Trump daha radikalleştikçe programda eleştiri dozları da artmaya başladı. Twitter hesabını bir silah gibi kullanan Trump, ikilinin gizli tuttuğu ilişkiyi 140 karakterde ima etmeye başladı. Geçtiğimiz günlerde Scarborough’a “Sapık Joe,” Brzezinski’ye de “Düşük IQ’lu deli Mika” diye isim taktı. Hatta Brzezinski’nin yüzünü gerdirip kanlar içerisinde yılbaşı partisine davet edilmek için kendisine yalvardığını bile yazdı.
Başkan’ın düzeyi ve uğraştığı meseleler apayrı bir konu, dünyanın durumu açısından da korkutucu elbette. Ama ABD medyasını asıl şoka uğratan Başkan’ın bizzat bir yayın organını kendi tetikçisi olarak kullanabilmesi. Beyaz Saray şantaj iddialarını reddediyor, ama muhalif basın Trump ile Enquirer arasındaki yakın ilişkiye ayrıntılarıyla dikkat çekiyor.
Not: Bu yazıdaki bilgileri Wall Street Journal, New York Times, Daily Beast, New York Magazine, BuzzFeed ve New Yorker’da çıkan haberlerden derledim. Özellikle Jeffrey Toobin’in New Yorker’ın son sayısındaki uzun David Pecker portresini tavsiye ederim.
BAZEN DOĞRU BAZEN YALAN
- ENQUIRER yakın zamanda Trump’la ilişki yaşadığını iddia eden bir Playboy mankenine 150 bin dolar vererek haberi öldürdü, yayımlamadı.
- Cumhuriyetçi Parti’de Trump’ın en yakın rakibi Ted Cruz seçim kampanyası süresince Enquirer’ın hedefiydi. Cruz’ın beş metresi olduğu, hatta babasının bir şekilde John F. Kennedy suikastına karıştığı yazıldı.
- Şu anda Trump hükümetinde bakan olan Ben Carson da Cumhuriyetçilerin adayı olmak için yarıştığında gazetenin hedefiydi. Usta bir cerrah olan Carson’ın bir hastasının içinde sünger unuttuğu Enquirer tarafından yazıldı.
- Hillary Clinton’ın sağlığına dair spekülasyonlar ve FBI soruşturmasından dolayı tutuklanacağı da Enquirer’ın bombaları arasında.
- Gerçek çıkan haberleri de var. İlk büyük siyasi skandal kabul edilen ve Gary Hart’ın başkanlık yarışından çekilmesine neden olan evlilik dışı ilişki yaşadığı haberi mesela. Politikacı John Edwards’ın gizli ilişkisi, hatta çocuğu olduğu da özel haberlerden biri.
- O.J. Simpson davasında mahkemeye konu olan bir çift ayakkabı vardı. Cinayet mahallinde bulunan ayak izi o ayakkabılara aitti, ama katil zanlısı Simpson böyle bir ayakkabısı olduğunu kabul etmiyordu. Gazete Simpson’ın o ayakkabıyı giydiği fotoğraflarını bulup yayımladı.
BAŞKAN’IN TETİKÇİSİ
HILLARY Clinton’ın lezbiyen sevgilisi olduğu, Michael Jackson’ın oksijen kapsülünde yattığı gibi birçok asparagasa imza atan ve süpermarket kasalarında grotesk bir Amerikan eğlencesi olarak satılan Enquirer uzun süre kimse tarafından ciddiye alınmıyordu aslında.
Ama rüzgâr değişti.
Trump’ın adaylığı süresince Enquirer’ın en büyük misyonu, potansiyel rakipleri yıpratmak, onlara düzenli olarak saldırmaktı. Hatta Trump 2011 ve 2015’te dergiye kendi imzasıyla birbirinin hemen hemen aynısı iki yazı bile yazdı. Trump’ın gazetenin bazı haberlerinin gizli kaynağı olduğu, sık sık arayıp kimi özel magazin haberleri sızdırdığı da biliniyor.
Aslında Enquirer hemen herkes gibi 80’li yıllarda Donald Trump’la dalga geçen, ona saldıran haberler yapardı. Ancak yönetim değişip tepesine CEO olarak David Pecker geçince gazetenin Trump’a yaklaşımı da değişti. New York medyasında konuşulanlara göre Pecker, yıllardır adeta Trump’ın emir eri gibi davranıyor, bir dediğini iki etmiyor.
MEDYADA EL DEĞİŞİMİ
US WEEKLY: National Enquirer, AMI medya grubunun yayın organlarından biri. AMI yakın zamanda haftalık US Weekly Dergisi’ni satın aldı. 2000’lerin başında magazin basınına yeni bir soluk getirmişti US Weekly. Özellikle şöhretleri tepeden yere indiren ve onlara sıradan insan muamelesi yapan, gündelik hallerinin, mesela süpermarkette alışveriş yaparken ya da otoparkta arabalarını ararken çekilen fotoğraflarının da haber olabileceğini gösterdi. Enquirer’ın aksine yaptığı haberleri genelde doğru çıkıyor.
Satıştan sonra US Weekly sayfalarında Trump Ailesi ve first lady Melania sık sık ağırlanmaya başladı.
TIME: AMI’ın büyüme hedefleri bitmiyor. Ocak ayından beri CEO Pecker’ın Time Dergisi’ne (ve gruptaki diğer yayın organlarına) göz koyduğu konuşuluyor. Pecker’ın bu satış için ortak aradığı sır değil. 2013’teki bir tweet’inde Trump bizzat Pecker’ı Time’ın başına önermişti.
SINCLAIR: Trump’la birlikte sağa yatkın yayın organlarının kârlı bir geleceğini hesap eden yerel kanal imparatorluğu Sinclair, geçtiğimiz aylarda Tribune medya grubunu satın aldı. Tribune’ün ABD’nin 33 yerinde 42 televizyon kanalı, kablo, dijital platformları ve birçok yerde de binası bulunuyor. Sinclair’in halihazırdaki 88 pazardaki 173 yerel kanalı da düşünülünce ortaya en büyük yerel haber ağı çıkıyor. Son yıllarda Amerikan Fox News’ünde ardı ardına yaşanan skandallar, Sinclair’in pastadan pay almak için iştahını kabarttı. Fox’tan kaçan Trump destekçisi izleyiciyi kendisine çekmeye niyetli. Hatta bizzat Fox’tan ayrılanlarla rakip bir ulusal kanal için kolları sıvadığı da iddia ediliyor. Söylemeye gerek yok, seçimden önce de Sinclair kanalları sık sık Trump’ı ağırlıyor, bol bol komplo teorisyenlerini ekrana çıkararak rakipleri hedefe oturtuyordu.
100 MİLYON DOLAR
AMI medya grubunun US Weekly’i satın almak için ödediği söylenen para.
- Konserler, ünlüler, paralar6 dakika önce
- Trump oligarklar rejimi kuruyor2 gün önce
- Baklavacı asla sadece baklavacı değildir4 gün önce
- Bir eski eroinman Amerika'nın patates kızartmalarını düzeltecek mi6 gün önce
- First lady Elonia1 hafta önce
- Seçimi kazandıran podcast sunucusu1 hafta önce
- Aradığım Çin lokantası Erdoğan'a komşu çıktı1 hafta önce
- Kamala olarak girdi, Kemal olarak bitirdi1 hafta önce
- Anneciğim erkeklik elden gidiyor2 hafta önce
- Çöplük gibi kriz2 hafta önce