PeKeKe romantizmi
ÖNCEKİ gün hakkında hiç kimsenin bir şey yazmadığı gazeteci arkadaşımız Murat Çelikkan’ı düşünürken, tıpkı onun gibi hapishanede adeta unutulan bir siyasetçi aklıma geldi: Selahattin Demirtaş. Birkaç sene öncesine kadar Türkiye’nin parlayan yıldızı, siyasetin geleceğiydi.
Şimdi arada sırada Cumhuriyet’in veya Birgün’ün birinci sayfasında küçük bir haber oluyor, sol entelektüeller ancak tweet atarak kendilerince aktivizm görevini yerine getiriyorlar.
Ne bir yürüyüş düzenleniyor, ne bir toplantı. Kitlesel bir tepki, bir itirazdan da söz edilemez. En sessiz olan da Kürt hareketi.
Kendilerini temsil eden bir partinin lideri hapiste ve yer yerinden oynamıyor. Sokaklara dökülsünler, ortalığı yakıp yıksınlar demiyorum. Ama biraz daha yüksek sesli itiraz mümkün: Tek başına bir Nazire bile eşi Kadri Gürsel için mücadele ederken daha kitleseldi.
Selahattin Demirtaş ise neredeyse bir başına kaderini bekliyor.
LİDER KÜLTÜ
Farkında mısınız, Demirtaş’tan beri HDP diye bir parti de yok. Birçok vekilin hapse atılması elbette partiyi güçsüzleştirdi, ama bu beklenen senaryoya karşı direnç mekanizması geliştiremedikleri ortaya çıktı.
Tam da PKK’nın istediği buydu. Örgüt zaten Demirtaş’ın popülerleşmesinden, yıldızının parlamasından rahatsızdı. Hâlâ ataerkil, feodal bir örgütlenme ve hapisteki lider kültünün altında eziliyor. Meseleleri meğer Kürtlerin özgürlüğü ya da siyasi hareketin geleceği değilmiş... Varsa yoksa Abdullah Öcalan’ın egosu.
SOLCULAR ANLAMIŞTI
90’lı yıllarda PKK’yla sosyalist idealler uğruna entelektüel bir işbirliği yapılabileceğini düşünen Türk aydınları, örgütün içyüzünü erkenden görüp hemen kaçtı. PKK’nın derdinin sol idealler olmadığını ve örgüt romantizminin ne kadar boş olduğunu ilk anlayanlardan oldular.
PKK’nın anladığı tek dil, faşizan bir milliyetçilikle meşrulaştırmaya çalıştıkları silah.
Yıllar sonra Demirtaş tek başına Türkiye’nin bilinçaltına kazınmış Kürtlere, Kürt siyasetçilere, hatta PKK’ya yakın binlerce önyargıyla mücadele edip bir anlamda başarılı oldu. Hatta PKK=HDP diye düşünenleri bile ikna edip oy topladı. Tam Kürt meselesinde barışçıl bir yola girilecekken PKK yeniden silaha sarıldı ve süreci yok etti.
Demirtaş’ın “unutulma” sürecinden de memnun görünüyorlar şimdi.
En parlak beyinlerinin hapiste çürümesine seyirci kalıyorlar ya... Hâlâ Türk aydınının bir kesimindeki PKK romantizmini anlamakta zorlanıyorum. Kendi adamlarını yarı yolda bırakıp harcayan bir hareketin nesine destek verilir? Ama galiba Türk entelektüeli sadece kullanılıp atılmaktan hoşlanıyor.
**************
ELİF ŞAFAK HAKKINDA SON SÖZ
ŞU cinsel tercih lafına tahammül edemiyorum. Bir erkek bir erkeği, bir kadın bir kadını ya da bir erkek bir kadını tercih etmiyor, cinsel kimliklerimiz açık büfeden seçtiğimiz bir yemek değil. Dahası, şahısların cinsel kimliklerini tercihe indirgemek ayrımcılığa da yol açıyor. Tercih kelimesine karşı doğru alternatif olarak yönelim ya da kimlik kullanılıyor.
Zira cinsellik eğer tercihse bunun vazgeçilebilir, “düzeltilebilir” bir durum olduğunu düşünen bir dolu yarım akıllı bundan cesaret alıyor. Sonunda trans hakları çiğneniyor, eşcinsellik tedavisi niyetiyle dolanan şarlatanlar çıkıyor.
Ne yazık ki eşcinsel mücadele tarih boyunca bu önyargılarla mücadele etti; kaç kişi “Hasta” olarak nitelendirilip işkencelere maruz kaldı. O yüzden kelime seçimlerimiz de önemlidir.
ALTAYLI’YA YANIT
Dün, Fatih Altaylı’nın köşesindeki iki ayrı yazıda “cinsel tercih” ifadesi geçiyordu. Ama iki yazısının bir tanesinde farkında olmadan “cinsel tercih” demesi gayet uymuş.
Elif Şafak’ın cinsel tercihinden bahsederken... Çünkü, evet, onunki bir cinsel kimlik ya da cinsel yönelim açıklaması değil düpedüz “cinsel tercih” kategorisine giriyor. Gündeme gelmek için cinselliğini malzeme yapmayı tercih etti.
Benim de eleştirim onun cinsel yönelimine, kimliğine değil. Deşifre etme derdim de yok, öyle olsa 2000’lerin başında yazardım. Umurumda değil. Ne zamanki bu malzemeyi verdi, artık bunu konu etmek de “fair game” oldu. Onunki çıkarseksüellik; rüzgâra göre şekil alıyor.
Neyse bu konudan, konunun öznesinden epey sıkıldım aslında. Umarım bu Elif Şafak hakkında yazdığım son yazı olur.
**************
#OSCAR
MÜKEMMEL BİR PERFORMANS
ADAM Sandler mı? Oscar mı? Eğer New York Times’ın New York dışındaki okurlarının yorumları bir göstergeyse Akademi de Adam Sandler’ın Netflix’te (ve ABD’de sinemalarda aynı anda) gösterilen “The Meyerowitz Stories (New and Selected)” filmindeki performansını görmezden gelecek.
Ama film Cannes’da ayakta alkışlandığından beri gizliden gizliye Adam Sandler’ın, evet o kötü komedilerin başrolünün, bu filmdeki rolüyle heykelciliği kaldıracağı konuşuluyor.
Önceki gece filmi yatakta dizüstü bilgisayarımda izledim, izlerken uykuya dalarım diye düşünürdüm. Ağzım açık kaldı ve bir an bile gözümü ayıramadım. Mükemmel oyunculuğun bir karşılığı varsa Adam Sandler’ın bu küçük filmdeki rolü derim.
Ama zaten Noah Bambuch kimi yönetse iyi iş çıkarıyor. Dustin Hoffman yaşlı ve başarısız bir sanatçı rolünde olağanüstü, Emma Thompson şaşırtıcı ve komik, Ben Stiller hep iyi.
İŞLEVSİZ AİLE
Film ise...
Fazlasıyla New York. Hatta adından da anlaşılacağı gibi New Yorker makalelerinden seçme bir kitabın adı bile olabilir. Nörotik, entelektüel, Yahudi ve işlevsiz bir ailenin portresi film, Salinger’ın Glass Ailesi karakterlerinden epey esinlenmiş. Bir yandan da buram buram Woody Allen kokuyor, zaten Bambuch o kavuğu bir gün devralacak.
Ben çok beğendim, ama NYT’deki şehir dışı okurları, filmin esprisini ve tonunu anlamamaktan şikâyetçi.
**************
FARKLI OKUMA
SPOR SAYFALARINDA YAZAN: Trabzonspor, Fatih Terim’le anlaşabilir.
BENİM ANLADIĞIM: Spor basını ısrarla Fatih Terim’e iş arıyor.
**************
GÖKÇEK SAYFASI
HÂLÂ birinin neden aklına gelmedi şaşırdım, bari Türkiye’nin en iyi dijital altyapısına sahip Habertürk ekibine önereyim: istifaettimi.com diye bir sayfa açmanın tam sırası. Evet ya da hayır yanıtının yanı sıra geri sayan bir saat de olmalı.
- Konserler, ünlüler, paralar6 dakika önce
- Trump oligarklar rejimi kuruyor2 gün önce
- Baklavacı asla sadece baklavacı değildir4 gün önce
- Bir eski eroinman Amerika'nın patates kızartmalarını düzeltecek mi6 gün önce
- First lady Elonia1 hafta önce
- Seçimi kazandıran podcast sunucusu1 hafta önce
- Aradığım Çin lokantası Erdoğan'a komşu çıktı1 hafta önce
- Kamala olarak girdi, Kemal olarak bitirdi1 hafta önce
- Anneciğim erkeklik elden gidiyor2 hafta önce
- Çöplük gibi kriz2 hafta önce