Milenyum kuşağının ilk yenilgisi
MARK Zuckerberg neredeyse bütün Silikon Vadisi milyarderleri gibi bir melek değil, kazanmak için her yolun mubah olduğunu düşünen bir kurnaz. Kurucusu olduğu Facebook başkasının fikriydi mesela. En yakın arkadaşını bile satabildi; çünkü kurallar bu yeni dünyada böyle oynanıyordu.
WhatsApp ve Instagram’ı kendi bünyesine dahil ederek ele geçirdi. Snapchat’i ise taklit ederek piyasadan silmeye çalışıyor çoktandır.
İş dünyasındaki siciline bakarak bile “Zuck”ın daha güzel bir dünya için çalışan biri olduğunu düşünmek mümkün mü? Facebook yıllarca denetimsiz bilginin dolaşmasının, insanları birbiriyle bağlantı kurduğu ve mahremiyetin yok olduğu bir dünyanın ideal olduğu mesajını veriyordu.
Yalan haber manipülasyonuyla başkanlık seçimini kazanan Donald Trump’ın zaferinden sonra bile sorumluluk üstelenmekten çekindi Zuck. Üzerine gidilmese seçimlerdeki Facebook etkisi konusunda kayıtsız kalmaya kararlıydı da. Ama sitenin kuruluşunda yer alan yatırımcılar, eski yöneticiler, mühendisler yüksek sesle kamuoyu önünde itirazlarını dile getirince en azından bir içe bakış zorunlu oldu. Yılda 25 kitap okumak ya da kravat takmayı öğrenmek, yeni bir dil (Mandarin) konuşmak gibi hedefler koyarken bu sene Facebook’u “düzeltmeyi” amaçlıyor.
BAŞKANLIK HAYALİ
Bugüne kadarki yeni yıl hedefleri hep şahsiydi; Facebook’un yarattığı sorunların da artık kişisel bir mesele olduğunu kabul ediyor.
Cambridge Analytica’nın 50 milyon insanın Facebook profillerini ele geçirip tarihin en büyük fişlemesine imza atması, seçmeni manipüle eden bu şirket üzerinden Zuck’ın para kazanması kolay kolay sicilinden silinecek gibi değil. Herhalde ilk etkisi Amerikan başkanı olma hayalini bir süre rafa kaldırması olacak.
Halbuki 2028’de Demokrat Parti’nin ya da bağımsızların ciddi bir başkan adayı olarak siyaset oyununu değiştirebilirdi. Amerika’nın bütün eyaletlerini ziyaret etmeye, halkla “tanışma” toplantılarına ve bağışlara başlamıştı. Şimdi milenyum kuşağının ilk lideri kendi kendini yok mu etti? Zuck’ın adı başkanlık için ilk geçmeye başladığında kâğıt üzerinde hiç de fena durmuyordu. Hele donmuş biftek ve Çin malı kravat satan Trump gibi bir başkandan sonra yenilikçi, devrimci, vizyoner bir aday olarak kurtarıcı olabilirdi.
Birazcık daha para uğruna insanların bilgileri satan biri siyasi güç kazansa nasıl bir tehlike oluşur acaba?
Bu kuşak için psikolojik bir yenilgi Zuck’ın düşüşü. Liderlerinin gerçek yüzü bu kadar kolay ortaya çıkıyorsa milenyum gençleri kime güvenecek, kime inanacak? Belki de güven ve inancın önemsenmediği, bir kriter olmadığı bir çağın habercisi gelişmeler.
GLOBAL KÖY ÇÖKTÜ
Cambridge Analytica skandalı yakın gelecekte özel hayat ve mahremiyet konularının belirleyici olacağını gösteriyor. Sosyal medya daha iyi bir dünya yaratma vaadiyle ortaya çıkmışken şimdilik mevcut düzeni bile aratacak kadar totaliterliğe yol açan bir canavara dönüştü. Dünyanın en büyük sosyal medya platformunun başı olan Zuck da en büyük sorumlu ister istemez.
Marshall McLuhan dünyanın elektronik medya sayesinde global bir köye dönüşeceğini 1960’larda öngördü. İnternet ve sosyal medya bu hayali gerçekleştirmeye en yakın araçlar oldu. Tarihin inişli-çıkışlı değişim çizgisinde küresel köyden kendi köyümüze geri dönme, kapıları kapatma, duvarları yükseltme aşamasındayız. İlerlediğimiz her adıma karşı bir-iki adım da geri gidiyoruz. 90’ların o iyimser havası yerini dünyanın geleceğiyle ilgili korkuya, karamsarlığa bıraktıysa tarih biraz da böyle ilerlediği için.
***********
TAŞINMA TELAŞI
HAYATTA en çok nomad olmak istiyorum; bir yerden bir başka yere öylece savrulmak... Bu uğurda yıllardır kendi kendime adımlar atıyorum. Hayatımı hızla küçültüyorum mesela... Okuduğum kitapları saklamıyorum artık, yeni kıyafet almadan önce gardırobumu boşaltıyorum.
Amaç bir bavula sığana kadar pes etmemek. Epey küçüldüğümü zannediyordum, ta ki bu hafta kutuları yapıp taşınmaya hazırlanana kadar. Birkaç haftadır her fırsatta eşya atıyorum ya da topluyorum, hâlâ bitmiyor. Evin bir köşesinde götürülmeye bekleyen koliler hâlâ beni ürkütmeye devam ediyor.
Tabii her taşınma öncesinde olduğu gibi, “Acaba doğru karar mı verdim, yoksa bu evde kalmaya devam etse miydim?” diye sorular kafamı kurcalıyor.
Bir-iki günlük telaş bitip her şey yerli yerine oturunca anlayacağım.
Not: Pazar günü yazı yok. Eski bahaneyle söylersem, “yazarımızın yazısı teknik nedenlerden dolayı” ulaşmamış olacak. Ama yalan değil. İnternet bağlanmadı mesela. Her şey yerli yerine oturursa pazartesi, olmadı salı görüşmek üzere.
***********
KİTAP NASIL OKUNUR?
MARK Zuckerberg 2015 yılında iki haftada bir kitap okuyacağını açıklayıp takipçileriyle okuduğu kitapları paylaştı.
Çok meşgul olması beklenen bir CEO’nun iki haftada bir kitap okuması, tutturulması epey zor bir hedef olduğundan ilgi çekti. Ama aslında topladığınızda yılda 25 kitap anca ediyor. Zaten Zuck da 23 kitap bitirdi.
Sahi, 23 kitap çok mu az mı? Kimileri tuğla gibi kalın bu kitapların bu arada.
Bazen haftalarca tek sayfa kitap okumuyorum, bazen bir haftaya birkaç kitap sığdırıyorum.
Ama her kitabın her sayfası da okunmalı mı? Akademik kitapları sadece ihtiyacıma, araştırma konuma göre içlerinden bölüm seçerek okuyorum herkes gibi. Bazı çok konuşulup tartışılan kitapları hızlıca atlayarak, aradan önemli bölümleri seçerek okuyorum. Ancak dünyadan koptuğum bir seyahatte baştan sona keyif alarak romanlara dalıyorum. Ve çok az etkileniyorum artık.
YA SESLİ KİTAP?
Bazı kitapları dinliyorum. Dinlemekle okumak farklı tecrübeler; bir kitabı dinleyince onu okumuş sayılabilir miyim?
Meraklısı için: Okuduğum son kitap “Angels in America” oyununun sözlü tarihi olan “The World Only Spins Forward”, dinlediğim son kitap ise Bruce Springsteen’in kendi yazdığı ve seslendirdiği biyografisi “Born to Run”.
- Konserler, ünlüler, paralar6 dakika önce
- Trump oligarklar rejimi kuruyor2 gün önce
- Baklavacı asla sadece baklavacı değildir4 gün önce
- Bir eski eroinman Amerika'nın patates kızartmalarını düzeltecek mi6 gün önce
- First lady Elonia1 hafta önce
- Seçimi kazandıran podcast sunucusu1 hafta önce
- Aradığım Çin lokantası Erdoğan'a komşu çıktı1 hafta önce
- Kamala olarak girdi, Kemal olarak bitirdi1 hafta önce
- Anneciğim erkeklik elden gidiyor2 hafta önce
- Çöplük gibi kriz2 hafta önce