Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Steve Jobs’ın en büyük iddialarından biri tüketicinin ne istediğini bilmediğidir. Bu tezine en büyüt kanıt da iPad olabilir. Piyasaya böyle bir ürün çıkmadan önce iPad’e ihtiyacımız olup olmadığını bilmiyorduk, eksikliğini hissetmediğimiz gibi akıllı telefon ve dizüstü bilgisayarlarımızla yetiniyorduk. Ama arz talebi doğurdu, iPad’le birlikte yeni bir pazar açıldı. Kitaptan dergiye hemen hemen her şeyi okumak için iPad kullanıyorum ben de. Tıpkı Abdurrahman Dilipak’ın şarjını bulamadığı “ayped” gibi benim de hayatımın bir parçası oldu farkında olmadan.

Siyasi kampanyalar da özünde bir ürün pazarlama sanatıdır ve sandıktan çıkan oy piyasada hangi ürünün tuttuğunu gösterir.

Steve Jobs
Steve Jobs

BEYAZ ÖTESİ

Pazarlamaya giriş dersinde öğretildiği gibi piyasadan pay kapmak isteyenler tüketiciye mevcuttan farklı bir ürün satmak zorundadır. Hiç değilse farklıymış gibi gözükmelidir, “Annenizin margarini” kampanyası gibi. Bütün deterjanların beyazlatma iddiası vardır, ama Alo “beyaz ötesi” vaadinde bulunur. “Nasıl yani” demeye fırsat kalmadan aklımızda bu algı yer etmiştir.

Sandıkta oy vermeye giden seçmen de süpermarkete alışverişe giden tüketiciden çok farklı değil.

Eğer bir farkınız, söyleyecek yeni bir sözünüz yoksa sektör lideri her zaman avantajlıdır; bilindik ve güvenilir olana basar oyunu, çünkü risk almaktan daha güvenlidir.

Muhalefet partileri yine ellerine hesap makinesi almış sandık matematiği yapıyor. Orada ittifak yaparlarsa şu kadar oy gelir, burada aday çıkarmazlarsa öbür parti alır gibi daha evvel denenmiş ve tutmamış formüllerle yine seçim kaybetme peşindeler. Seçmene sundukları seçenek mevcudun CHP ya da İYİ Parti hali, “Aynısının bizde bıyıksızı var” dışında diyecek bir sözleri yok.

Halbuki tıpkı iPad’i satın alan milyonlarca insan gibi aslında seçmen de ne istediğini bilmez. Robert College mezunu şair veya İmam Hatip’ten çıkan amatör futbolcuya mı ihtiyaç vardı siyasette? Ama bu özgün karakterler meydana çıktı ve yerleşik düzeni darmadağın etti. Bir anda kendi taklitlerini yarattılar.

Muhalefet partileri yine alışıldık ezberlere dayanarak bilindik tipolojiye uygun adaylarla seçime girerse hüsranla çıkacak. Ankara’yı bırakın, garanti gördükleri İzmir’i bile kaybedebilirler.

Ama yine de bir seçenek var.

Adı belediye başkanı adayları arasından geçen AK Parti’den Mehmet Özhaseki geçenlerde İzmir’de yaşayan insanların özgürlüklerine, demokrasiye daha düşkün olduklarını söyledi. Muhalefet için seçim kazandıracak sihirli formül de bu cümlede gizli, ama anlaşılmadı.

Mehmet Özhaseki
Mehmet Özhaseki

DAHA FAZLA DEMOKRASİ

Ne İYİ Parti, ne CHP belediyecilikte yıllardır bir marka olan sektör lideriyle yarışacak kapasitede değil. Sana, Selpak, Coca-Cola gibi AK Parti seçmene yetiyor. Önemli olan bu insanlara ihtiyaçlarının olmadığını düşündükleri bir ürünü pazarlamak, yeni bir ihtiyaç kategorisi yaratmak.

Çöp toplamak, park-bahçe yapmak gibi klişe vaatlerin yerine muhalefete bu seçimde kazandıracak tek vaat daha fazla demokrasi.

Seçmen ise daha fazla demokrasi vaat edecek bir belediye başkanına ihtiyacı olduğunun farkında değil.

Geçenlerde ABD’de yapılan bir araştırmaya göre genç seçmenin büyük bölümünün siyasetten öncelikli beklentileri demokrasi. Bu uzakta bir kıtaya özgü bir fenomen değil; nüfusun çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu trendin farkındaydı. Son derece bilinçli bir taktikle seçimden önce açıkladığı manifestoda daha fazla özgürlük ve demokrasi vaat etti. Sonuçta temel hizmetler yerli yerine oturmuş, işliyordu. Geriye dikkat çekecek tek bir konu kalmıştı.

Gözlerini internete açan, başka dünyaların da var olduğunu gören seçmeni sadece daha fazla demokrasi ve özgürlük tavlar. Ancak sığınak şehirler kuracağını iddia eden, Türkiye’nin diğer şehirlerini de İzmir ve Eskişehir gibi özgürlükle anılan vahalara dönüştürmeyi vaat eden bir aday çıkmıyor. Üzerinde düşünülmüyor bile.

Bu seçimlerde gençlerin parklarda rahat rahat öpüşebileceği, mini etekle kadınların geceleri sokakta dolaşabileceği, kırmızı sokakların, yasakların olmadığı, özel hayata karışılmayan şehirler vaat eden fark yaratabilir ancak. Sadece İzmir’de değil, Trabzon’da, Diyarbakır’da da.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar