Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Yılbaşından birkaç gün önce Netflix’de “The Two Popes” filmini izledim, sonra da arkadaşlarıma yakında Katolik olacağıma dair espriler yapmaya başladım. 2013’te Papa seçildiğinden beri Arjantinli rahip Jorge Bergoglio (veya Papa Françesko) sadece kilisenin imajını değiştirmedi, ayrıca bütün dünyaya nasıl iyi bir insan olunur konusunda örnek de olmaya başladı. Adeta dünyaya gönderilmiş bir melek ve sadece Hıristiyanları değil, bütün insanlığı peşinden sürükleyebilecek kadar etkileyici bir insan. Mazlumun hakkını arayan, hiç kimseyi ayırmayan, mahkumları bağrına basan, AIDS hastalarının ayaklarını öpen, iklim değişikliği ve gelir adaletsizliği konularında dünya siyasetçilerini daha fazla önlem almaya davet eden Papa kusursuz, mucizevi bir insan gibi duruyor. O yüzden benim gibi dinle bağı olmayan biri bile Françesko’dan etkilenebiliyor.

Papa Benedikt’in görevi Françesko’ya devretme sürecinin hikayesi olan “The Two Popes” filmi değil sadece; daha önce Wim Wenders’in çektiği “Pope Francis: A Man of His Word” belgeseli de onun bu kapsayıcı ve meleksi kişiliğini ön plana çıkarıyordu.

PROPAGANDA ARACI MI?

Filmi, belgeseli, Papa’nın popülerliğini Vatikan’ın propaganda makinesi olarak yorumlamak da mümkün. “The Two Popes” Nazi olarak bilinen bir önceki Papa Benedict’i bile sempatik gösterebiliyor çünkü. Hele iki ruhani liderin birlikte pizza izleyip maç izleme sahnesi var ki… Ama tabii çağımızın dönüştürücü figürü, hepimizin ahlaki pusulası, inançlı olsak da olmasak da Françesko gibi gözüküyor sinemada da gerçek hayatta olduğu gibi.

Papa yüzünden Katolik olacağım esprisini kendi kendime yılbaşı gecesine kadar uzattım, hatta 2020’de her şeyi bırakıp Vatikan’da kiliseye katılmak gibi hayali planlar bile yaptım. Ama yılbaşı gecesi acaba Papa da o kadar iyi bir insan değil mi diye içime kuşku düşürecek kısacık bir video izledim ve içime kuşku düştü.

Milyonlarca insanın izlediği bu kısacık video’da Vatikan’da kendisini bekleyen binlerce insanı karşılayan Papa eline fazlaca yapışıp çeken ve sendelemesine neden olan bir kadından kurtulmak için onun eline hafifçe bir şaplak vuruyor. Dünyanın bütün liderlerinin fanatik hayranları tehlikeli olabilir; Vatikan’daki ziyaretçi de Papa’nın eline öyle bir yapışıyor ki, gerçekten özrü yok.

Françesko daha önce yüzüğünü öpmek isteyen birinden de elini çekmiş, sonradan hijyen nedeniyle bunu yaptığını açıklamıştı—kimseye kendi elinden mikrop bulaşmasın diye.

Hayranın elinden kurtulacak tokadı bir rock star atsa tıpkı seks ve uyuşturucu gibi kültürün bir parçası gibi görülebilir, üzerinde bile durulmaz. Bir film yıldızı olsa belki biraz daha tartışılabilir, ama izleyenler kişinin kim olduğuna göre ikiye bölünür. Bir siyasetçinin kendisine uzanan elden kurtulmak için Papa gibi bir tepki vermesi için asla ama asla kabul edilemez genel geçer ezberlerimize göre.

Recep Tayyip Erdoğan’ın eline yapışıp sendelemesine neden olan bir kadının eline hafifçe vurduğunu düşünsenize? Ya da Donald Trump’ın… İki ülkede de kıyamet kopar ve kutuplaşan uçlar iyice bilenir.

BİRAZ HAYAL KIRIKLIĞI YARATTI

Papa ne bir rock star, ne bir siyasetçi. Bir dini figür olmasının ötesinde de bir insanlık önderi. Kitapta böyle bir durumda nasıl davranılacağının kuralları yazılı mı?

Ben kendimi bu görüntüyü tekrar tekrar izleyip “Ben kimim ki yargılayayım,” sözüyle tanınmış Papa’nın biraz beni hayal kırıklığına uğrattığını düşünmekten alıkoyamıyorum.

Tabii ki eline yapışan kadın çok itici, Papa’nın tokadına da tokat denmez. 80’ini aşmış bir adamı sendeletmeye de kimsenin hakkı yok. Aslında Papa iyi yapıyor.

Asıl takıldığımsa o surat ifadesi. Tiksinti ve nefret karışımı bu iğreti ifade kapsayıcı, babacan ve hakikaten meleksi bu dede figürüne hiç ama hiç yakışmıyor. 2013’ten beri kazandığı kalpleri kaybedecek kadar kötü bir ifade neredeyse. Zaten kendisi de hatasının farkında ki hemen özür diledi.

Geriye ise koca bir soru işareti kaldı kafamda.

Gerçekten hiç kimse göründüğü kadar iyi değil mi, artık günümüzde iyilik sadece basit bir şovdan mı ibaret. Dünyayı daha yaşanılabilir bir yer yapmak için saygı duyduğumuz önderlerimiz bizi hep hayal kırıklığına mı uğratacak?

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar