Amerika böyle yönetiliyor
Washington, D.C.
*
Trump’ın Başkan seçilmesinden sonra belki de en büyük skandalla sarsılıyor başkent. Cuma gecesi New York Times istihbarat kaynaklarına dayanarak Rusya’nın Taliban’la ilintili milislere Amerikan askerlerini öldürmeleri karşılığında ödül verdiğini yazdı. Haberi takip eden Washington Post da en az bir Amerikan askerinin Rusya’nın koyduğu ödül yüzünden öldürüldüğünü ekledi.
Bir ülkenin bir başka ülkenin askerinin öldürülmesi için ödül koyması başlı başına uluslararası bir skandal, hatta savaş nedeni bile sayılabilir. Bu korkunç olayı gölgeleyen konuysa Rusya’nın Taliban’la işbirliğine dair istihbaratın Trump’a geldiği ama hiçbir adım atılmadığı. Rusya’yla Trump’ın ilişkileri zaten tartışmalı. Rus hacker’ların Amerikan seçimlerini Trump lehine manipüle ettiği artık bir iddia olmanın ötesinde kabul görüyor. Putin’in Trump’ı parmağında oynattığı da.
İşte Cuma gününden beri de Washington’da Cumhuriyetçi ve Demokrat demeden, Trump’a çok yakın isimler de dahil herkes isyan halinde: Tam olarak ne oldu ve Trump ne biliyordu?
SONUNA KADAR İNKAR
Trump önce kendisine bu yönde bir istihbarat gelmediğini söyledi. Daha sonra istihbaratın geldiğini ama ciddiye almadığını söyledi. Kimi iddialara göre Başkan’a yazılı olarak bu istihbarat sunulmuş—Taliban’la ateşkesin anlaşmasından hemen önce. Bir başka iddiaya göre eski Milli Güvenlik Danışmanı John Bolton ta geçen sene bizzat Trump’a böyle bir istihbarattan söz etmiş.
Okumadı ya da dinlemedi, bu da çok önemli değil. Daha evvel Beyaz Saray’da üst düzey görev yapan görevlilerin medyaya söylediğine göre Başkan’ın yazılı brifingine eklenen herhangi bir madde çok önemli. İstihbarat kurumları ellerindeki bilgileri o yazılı brifinge sokabilmek için her gün birbiriyle yarışıyor, ancak en önemlileri Başkan’ın önüne geliyor. Bu da demek oluyor ki CIA bu ödül iddiasını yeteri kadar ciddiye aldığı için Beyaz Saray’a iletmiş.
İstihbarat yer yer doğru çıkmayabilir elbette. İstihbarat kurumlarının görevi topladıkları bilgileri belli bir elekten geçirip Başkan’a sunmak ve bu konuda devletin adım atmasına yardımcı olmaktır.
Tartışma önce böyle bir istihbaratın gerçekten olup olmadığına dayandı. Birkaç gün içinde Washington’da bu istihbaratın varlığından şüphe duyan kalmadı—Cumhuriyetçi siyasetçiler bile güvenlik brifingi aldı ve hakikaten de böyle bir iddianın olduğunu doğruladı.
Israrla böyle bir istihbaratın olmadığını, tıpkı bir önceki seçimlerde Rusya’nın müdahalesi gibi bu iddianın da New York Times gibi “sahte haber” medyasının ürünü olduğunu söyleyen tek kişiyse Donald Trump.
Her ne kadar gazetenin en önemli muhabirleri tarafından kaleme alınmış olsa da NYT’nin haberi de yanlış çıkabilir. Sonuçta NYT yazdı diye illaki doğrudur kaidesi Irak’ın kitlesel imha silahlarına sahip olduğu haberiyle yerle bir oldu.
Belki Amerikan askerinin öldürülmesi için ödül konmamıştır, ama ortada Taliban’la Rusya arasında bir para ilişkisine dair istihbarat olduğu tartışmasız. Zaten gazete de haberinin arkasında. Amerikalı yetkililerin Rusya’nın askeri istihbaratından Taliban’la bağlantılı bir hesaba yüklü bir para transferi yaptığını görünce bu istihbaratı incelemeye başladıklarını yazıyor. Rusya ve Taliban arasındaki ilişkiye dair şüpheler de bu elektronik veri sayesinde kuvvetleniyor. NYT’nin haberi de istihbarat konusunda bilgili üç devlet yetkilisine dayanıyor.
“İSTİHBARAT NEDİR BİLMİYOR”
Normal şartlarda böylesi bir skandalın herhangi bir ülkede herhangi bir devlet başkanını görevden etmesi gerekir. Ama işi her zaman pişkinliğe vuran Donald Trump’a böylesi bir skandal bile yapışmayabilir.
Zaten Trump’ın istihbarattan hoşlanmadığı, brifingleri iptal ettiği, günlük istihbarat raporlarını okumadığı da biliniyordu. En son geçen haftaki New Yorker’da yer alan eski milli güvenlik danışmanlarından Fiona Hill röportajında da bu bilgiler tekrarlanıyor. Oval Ofis’e sabah 11 gibi gelen Başkan çoğu zaman konsantre olamadığı için ekibi toplantıları iptal ediyor, toplantı olduğunda da not tutanlardan hiç hoşlanmıyor.
Washington Post muhabirleri Carol D. Leonnig ve Philip Rucker’ın “A Very Stable Genius” kitabında anlattıklarına göre Trump’ın kabineye atadığı isimler, ya da CIA gibi kritik kurumlarda yaptığı görevlendirmelerin tamamı keyfi. Şu anda Dışişleri Bakanı olarak görev yapan, daha evvel de CIA’i yöneten Mike Pompeo’yu Trump’la Steve Banon tanıştırıyor mesela. Kitapta yer alan bilgiye göre Trump Tower’a getirdiği Pompeo’ya “Sen hiçbir şey söyleme, ben senin West Point’ten en yüksek dereceyle mezun olduğunu, Harvard Hukuk’tan da birinci olduğunu anlatacağım,” diyor Banon. “Soru gelmesini bekleme, gelmeyecek. İstihbarat falan konularını sakın açma, istihbaratın ne olduğunu bilmiyor zaten.”
İşte Amerikan Başkanı…
- Konserler, ünlüler, paralar6 dakika önce
- Trump oligarklar rejimi kuruyor2 gün önce
- Baklavacı asla sadece baklavacı değildir4 gün önce
- Bir eski eroinman Amerika'nın patates kızartmalarını düzeltecek mi6 gün önce
- First lady Elonia1 hafta önce
- Seçimi kazandıran podcast sunucusu1 hafta önce
- Aradığım Çin lokantası Erdoğan'a komşu çıktı1 hafta önce
- Kamala olarak girdi, Kemal olarak bitirdi1 hafta önce
- Anneciğim erkeklik elden gidiyor2 hafta önce
- Çöplük gibi kriz2 hafta önce