#MeToo devrimi de kendi evlatlarını yiyor

New York Valisi Andrew Cuomo’nun muhteşem yükselişi COVID-19 salgınında yaptığı basın toplantılarıyla başladı, sunduğu tablolar, kendi ailesinden verdiği örnekler ve kararlılığıyla gerçek bir lider portresi çizdi. Keşke Başkan olsaydı, diyenler çoktu. Bu basın toplantılarıyla Emmy Ödülü aldı. Yetmedi, pandemiyi nasıl başarıyla yönettiğine dair kitap yazdı. Muhteşem düşüşü de COVID-19’un birinci yıl dönümünde huzurevlerinde ölenleri kasten saymaması ve hakkındaki taciz iddialarıyla başladı.

63 yaşındaki valinin yanında çalışan 25 yaşındaki yardımcısına uygunsuz sorular sorduğu ortaya çıktı önceki gün: “Yaşlı erkeklerle seks yapar mısın, erkek arkadaşınla ilişkiniz nasıl, tek eşli misin?” Ardından yine valilikte çalışan bir başka kadın daha önce sosyal medyadan duyurduğu taciz iddialarını ayrıntılı bir makaleyle tekrarladı. İddiasına göre Cuomo ona bir keresinde “strip poker” oynamayı teklif ediyor, bir başka sefer de istemediği halde dudağından öpüyor. Üçüncü bir kadın da New York Times’a Cuomo’nun bir keresinde elini belinin altına koyduğunu, sonra yanaklarından tutup “Senin öpebilir miyim?” diye sorduğunu anlatıyor. Bu anın fotoğrafı var, kadının durumdan rahatsız yüz ifadesi çok bariz.

Cuomo taciz ve uygunsuz davranış iddialarını yalanlıyor. Sadece günler sonra esprileri ve şakalarından rencide olan varsa özür diledi. #MeToo hareketinden hiçbir şey öğrenmediysek en azından bu veya benzeri davranışlarının erkeklerin kellesinin alınmasına yeterli olduğuydu. Ancak Cuomo şimdilik sarsıldı, henüz ölmedi.

YOK YERE KURBAN EDİLDİ

Bir ara adı başkan adaylığı için bile geçen Al Franken senatör olmadan önce ABD’nin en meşhur komedi programı “Saturday Night Live” kadrosunda yer alan bir komedyendi. Filmlerde rol aldı, kitaplar yazdı, radyo programları yaptı. Özellikle radyodaki muhalif tavrı onu siyasal bir figüre dönüştürdü ve Minnesota’dan senatör seçildi. Görev yaptığı süre boyunca da ülkenin en ilerici sol politikalarını temsil etti. Ancak bu başarılı kariyer 2017’de aniden kesildi ve Franken da #MeToo dalgası yüzünden istifa etmek zorunda kaldı.

Olay çok eskiye dayanıyor. Daha siyasete girmeden önce, komedi yıllarında görevdeki askerler için turneye çıkıyor. Orada da askerlerin zevkine uygun olarak hafif şapşal biraz azgın bir skeç sergiliyor, sonunda da rol arkadaşını dudağından öpüyor. Defalarca provası yapılmış, tekrar tekrar oynanmış bir skeç bu. Öpüşme de rol icabı, kadın da ne provalar sırasında ne de skeci okurken itiraz ediyor. Ancak üzerinden yıllar geçtikten sonra katıldığı bir yerel radyoda başından geçen bu olayı anlatıp Franken’in kendisini taciz ettiğini söylüyor.

Franken’in tacizine bir başka kanıt da turne esnasında çekilen bir fotoğraf. Kadın bir koltukta uyuyor, Franken de elleriyle sanki kadının göğsünü avuçluyormuş gibi poz veriyor. Avuçlamıyor, sadece avuçluyormuş gibi yapıyor. Bunun bir şaka olduğu Franken’in abartılı yüz ifadesinden belli. Fotoğraf aslında asker skecinin devamı gibi.

Taciz mağduru olduğunu söyleyen kadının radyo programını normalde kimse dinlemiyor. Kaydı Donald Trump’ın baş adamlarından Roger Stone medyaya servis ediyor ve yer yerinden oynuyor. Yıllardır her türlü şaibe ve komplonun içinde olan, karanlık ve pis bir tip Stone. Hapse girmekten Trump affıyla kurtuldu. Belli ki kadını ayarlamış, Franken’a da tuzak kurmuş. Amaç da malum kaset sonrasında Trump’ın kellesini isteyen Demokratlar’ı kendi silahlarıyla vurmak, “Asıl kendi partinizi temizleyin,” diye köşeye sıkıştırmaktı.

Demokratlar da kendilerinin daha ahlaklı ve üstün olduğunu kanıtlayacaklar ya, işin içinde bir komplo var mı yok mu diye düşünmeden, hukuki süreci beklemeden, olayın aslını soruşturmadan Franken’i infaz ediyorlar. Olayın ayrıntıları, Franken’ın nasıl haksız yere istifaya zorlandığı, kendi partisinden başka senatörlerin gaza gelip işin aslını öğrenmeden onu hedef gösterdikleri yıllar sonra New Yorker’daki uzun bir makalede ortaya çıktı.

CHP’DEKİ İSTİFA OLAYI GİBİ

Dün Franken’in istifasını isteyen Demokrat Partililer bugün Cuomo konusunda “Hukuki sürece bakalım,” diyorlar. Mesela Franken’ın kellesi konusunda ısrarcı olan New York senatörü Kirsten Gillibrand bugünlerde Cuomo’yla ilgili soruları yanıtlamıyor. Hepsi zor durumda şimdi. O zaman geçmişte neden hukuki sürece bakılmadı, neden bu anlayışlı tavır Al Franken’dan esirgendi, “Kadın beyanı esastır,” diye sorgusuz sualsiz infaz edildi? Bu sorular haksız değil. Çoğu durumda kadının beyanı esastı, hedef alınan erkekler de Fransa’daki #MeToo hareketinin taktığı isme uygun birer domuzdu. Ama bu acele ve infial modasına uyunca kötüyle iyiler de yok oldu.

Bunu bildikleri, biraz da geçmişten ders aldıkları için Cuomo’ya geçmişte başka erkeklerden esirgedikleri anlayışı gösteriyorlar. Halbuki sadece taciz değil, huzurevi skandalı bile başlı başına bir mesele. Birkaç sene önceki standartlar uygulanacak olsa çoktan Joe Biden’ın Cuomo’nun istifasını istemesi gerekirdi. Eğer o standartlar çarpıksa, yok yere neden kurban verildi sorusunu haklıdır.

Sonuçta, her açıdan bakıldığında, her senaryonun sonunda Demokratlar kaybediyor. Bugünlerde CHP’den istifa eden milletvekili olayının sonu da farklı olmayacak. İki ayrı ülkede nasıl böyle benzer kifayetsizlik ve beceriksiz olur diye yıllardır merak ediyorum.