Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Bir sağlık sorunumuz olduğunda doktora gideriz, eğer sorun ciddiyse iki bazen de üç doktor birden görürüz. Kimi doktorlar felaket senaryosu çizer, kimileri sorunumuzu çok ciddiye alır. İşte tam bu aşamada doktor alışverişimiz başlar. Tedaviye kiminle devam edeceğiz? Ben çözümün imkansız olduğunu düşünenden de hafife alandan da uzak durmaya çalışırım. Felaket senaryosu çizen doktora güven duymam zor; aynı felaket senaryosunu alıştıra alıştıra, tatlı tatlı söyleyen, beni ikna eden doktora daha fazla güvenirim. Bu tür doktorlar hastaların kitapta yazanı veya doktorun talimatını birebir uygulayamayacağını, gündelik alışkanlıkları ya da hayatın akışını bozmanın zor olduğunu bilir. Hastaya göre tedavi planı çıkarırlar.

Tabii ki kişiye özel çözüm bulmakla kamu sağlığını korumak aynı değil. Wuhan’daki ilk vakanın üzerinden iki sene geçtikten sonra dünya hala pandemiyle nasıl mücadele edeceğini bilemiyor. Farklı doktorların farklı tedavi yöntemleri olduğu gibi ülkelerin de virüse yaklaşımları birbirinden ayrışıyor. Ancak pandemide kararı doktorlar vermiyor, son sözü politikacılar söylüyor. Omicron varyantı tam da bu yüzden, tıpla siyasetin örtüşmemesinden dolayı aşırı paniğe neden oluyor. Bir yanda Güney Afrika’da bu yeni varyantın hafif geçtiğini söyleyen doktorlar var. Diğer yanda da uçuş yasakları getiren, üçüncü doz aşıyı şiddetle tavsiye eden, maske zorunluluğunu yeniden yürürlüğe koyan, yeni bir kapanmaya işaret eden politikacılar var. Bir yandan doktorların abartılı tedbir önerilerini birebir hayata geçiren politikacılar, bir yanda doktorların söylediğinden sadece işine geleni uygulayan politikacılar. Tek bir soruna karşılık çok fazla ses çıkıyor.

KORKU VARYANTI TUTTU

Tıp dünyası Omicron varyantının tam olarak ne kadar zararlı olduğunu tespit edemedi. En az iki haftalık süreye ihtiyaç var deniyordu ilk başta, bu süre geçti ama hala belirsizlik var. Şu ana kadar Pfizer/BioNTech aşısının üçüncü dozunun etkili olduğuna dair haberler çıktı o kadar. Ama daha varyant duyulur duyurulmaz Batılı ülkelerden başta Güney Afrika olmak üzere başka ülkelere uçuş yasağı geldi. İngiltere uçuş yasaklarının anlamsız olduğuna karar vererek kırmızı listeyi kaldıracağını açıkladı en son. Zira Afrika ülkelerine yasak konduktan sonra ABD, Hollanda, Almanya gibi ülkelerde de bu varyant tespit edildi. Şu anda da yayılıyor, hatta New York’ta Delta varyantını geçmek üzere.

Dün New York sokaklarında epeydir görmediğim kuyruklara denk geldim. Kliniklerin ve mobil test merkezlerinin önünde akşamın ilerleyen saatlerine kadar yılan gibi uzayan kuyruklar vardı. Belli ki Omicron paniği insanları test olmaya veya üçüncü doz aşıyı yaptırmaya ikna etmiş.

Eyalette aşı sorulmayan yerlerde maske zorunluluğu yeniden geldi. California da aynı uygulamaya geçti. Yine açık havada maskeyle dolaşanların sayısı gözlemlerime göre artıyor.

Ama bu paniği yaratan politikacılar. Mart 2020’de kapanmanın çok geç olduğu eleştirileriyle karşı karşıya kaldıkları için şimdi de daha varyantın hareketini tespit etmeden abartılı tedbirler alıyorlar.

Bu tedbirlere karşı pandemiyi ilk başından beri hafife alan Brezilya örneği kafa karıştırıyor. Epey bir ölüm ve vaka sayısıyla boğuşan, bir ara günde üç bin kişinin öldüğü ülkede şimdi virüsten dolayı hayatını kaybedenlerin sayısı 300’den az. Hayat da normale dönmüş durumda. Benzer şekilde tıp dünyası da hala Florida ve Teksas gibi fazla tedbir almayan eyaletlere karşı California ve New York gibi abartılı tedbirlerle mücadele eden yerlerde durumun daha vahim olduğunu bir türlü açıklayamıyor.

Bu tedbirlerin ters tepmeye başladığı Avrupa’nın çeşitli ülkelerindeki araştırmalardan belli. New York Times’ın aktardığına göre Fransa’da depresyon ve iç sıkıntısı normal seviyenin iki katına çıktı. İtalya’da da durum aynı. Anoreksi ve blumia iki yıldır arkadaşlarını göremeyen, bilgisayar ekranına mahkum olan insanlar arasında yayıldı. Amerika’nın en önemli tıp otoriteleri genç yetişkinler arasında pandeminin ciddi ruhsal sorunlara yol açtığını söylüyor.

“Ülkeyi kapatmayalım, insanlar depresyona girecek, intiharlar artacak,” diyen Donald Trump bir anlamda haklı çıktı. Şu anda insanlar yeni bir varyanttansa kapanmadan daha çok korkuyor. Hepimizin dileği normalleşme. En azından maskelerden kurtulma.

TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİ FARKLI

Hükümetlerin abartılı tedbirleri anlaşılabilir belki. Farklı semptom gösteren insanlara ayrı tedavi uygulama riskleri yok, herkesi bir anda kapatarak tedbir alıyorlar ve böylece salgının daha fazla büyümesini engelliyorlar. Ama Çin gibi otoriter ülkelerin virüs bahanesiyle kontrolcülüğü daha da artırdığı, pandeminin birçok otoriter hükümetin işine geldiği de ortada. İnsanları kontrol etmek hiçbir zaman bu kadar kolay olmamıştı: ölümle korkutulanlar daha azına razı olurlar sonuçta. Fakat küresel ölçekte tahammül sınırı aşılmak üzere.

Dikkat ediyorum, Omicron varyantı başka ülkelerin aksine Türkiye’de hiç ilgi çekmiyor. Çabuk sıkılan bir millet olduğumuz kesin, kimse pandemiden bahsetmek istemiyor artık. Eve ekmek götürmek zorlaştıkça virüs de önceliğini kaybetti. Bir zamanların süperstar’ı olan sağlık bakanının da açıklamaları eskisi kadar ilgi çekmiyor, Merkez Bankası’nın faiz kararı en popüler toplumsal olay artık. Bu kadar büyük bir ekonomik kriz olmasa Omicron yine gündemin tepesine tırmanırdı herhalde.

Tıpkı diğer hastalıklar gibi belli ki bir süre daha COVID-19’la yaşamaya devam edeceğiz, en azından yaşamayı öğreneceğiz. Dünya hükümetlerinin aşırı gevşeklikle abartılı tedbirler arasında bir çözüm bulmaları zorunlu. Korkarak, kapanarak, en temel ihtiyacımız olan insan ilişkilerinden uzak kalarak, yaşamaktan vazgeçip sadece hayatta kalmaya razı olmanın kabul edilebilir bir seçenek olmadığını geçen sene görmüş olmalıyız.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar