Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Washington D.C.

Gazetecilikte isim takmayı Emin Çölaşan’dan öğrendim. Keşke onun kadar tutturabilsem. The Jefferson adlı otelin lobisinde dün check-in yapan gazetecileri izlerken onları başka karakterler gibi düşündüm. İsmail Saymaz’dan mutlusu yok. Yeni dönemin Yavuz Donat’ı olma rolünü çok benimsemiş, CHP sözcüsü Faik Öztrak’la kanka muhabbetini kısa bir telefon konuşmasıyla böldü: “Kılıçdaroğlu’ndan özel demeç aldım, hemen girelim,” diye İstanbul’la konuşuyordu. Tıpkı Donat gibi Saymaz’ın bu haberi de ne özel ne demeç ne de haber, ama her lider yanında bir Yavuz Donat ister. Cumhuriyet yazarı “Dr. Emmett Brown” ise artık “dede şakaları” (dad jokes) aşamasına gelmiş, heyete “Benim arkamdan bir işler çevirmişsiniz,” diye takılıyordu. Bir yanda Minnie Mouse, bir yanda saat 15:00’teki öğlen yemeği randevusu yerine otelde biraz dinlenmeyi bekleyen, “Beyefendi’nin gelmesine daha çok var,” diyen tanımadığım birilerinin arasında kendisine Clouseau demek istediğim ama yeteri kadar tanımadığım için benzetmenin oturmasından endişe ettiğim Karar’ın yayın yönetmeni vardı. Odasının anahtarını aldı ve yukarı çekildi hemen.

Bu isimler Grateful Dead'in sadık hayran kitlesi deadheadler gibi Kılıçdaroğlu’nun özellikle seçtiği ve ABD’ye getirdiği gazeteciler. O kadar mutlu, gururlu, büyük bir başarı elde etmiş gibi kibirli ve kendileriyle ilgililerdi ki 20 metrekarelik otel girişinde—lobi bile değil—beni fark etmediler bile. Aynı zafer sarhoşluğuyla gezinin en önemli haberini de atladılar.

BİLETİNİ YAKTI ARABAYLA YOLA ÇIKTI

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Salı sabahı Boston’da yaptığı bir görüşmeden sonra tarifeli uçakla başkente gelmesi bekleniyordu. Ama biletini yaktı ve otomobille yola çıkmaya karar verdi. Boston ve D.C. arası trafiksiz, hiç durmadan en az sekiz saat demek. Amerikan otobanı da olsa yorucu. Tren ve epey kısa sayılabilecek uçak seferleri var. 15 bin dolar gibi cüzi bir ücrete 10-15 kişilik özel uçak bile kiralamak mümkün.

Ama Kılıçdaroğlu otomobille gelmeyi tercih ediyor, yanındakiler de şaşırıyor. Sabah Erdoğan’ın anayasa ve aile çıkışına yanıt vermek, bunu da daha evvel gündeme getirdiği Türken Vakfı için yapılan gökdelenin önünde yapmaya karar veriyor. Çalışma arkadaşlarına “Gökdelen neredeydi, Washington’da mı, gidip önünde bir video çekelim,” diyor. Gökdelenin yol üzerinde—dört saat mesafede—Manhattan’da olduğun öğrenince istikamet New York’a doğruluyor.

Gazeteciler, parti sözcüsü, başka milletvekilleri planlandığı gibi tarifeli uçakla D.C.’ye geldiklerinde Kılıçdaroğlu epey izlenen New York video’sunu daha yeni paylaşıyordu. CHP söz konusu gökdeleni Erdoğan’ın ailesine yaptırdığını iddia ediyor, Türken Vakfı ise New York’ta öğrenci yurdu yapıldığını.

Gazetecileri böyle atlatıyor Kılıçdaroğlu. Hiçbir gazetecinin de aklına bir araba kiralayıp peşine düşmek gelmiyor. Türkiye’yi yönetme iddiasındaki bir lider gezisi üzerine epey spekülasyonlar yapılan ABD gibi bir yerde en azından sekiz saat ortadan kayboluyor. O sırada ne yaptığına dair hiçbir bilgi yok. Bildiklerimiz sadece parti yetkililerinden aktardığından ibaret.

NEW JERSEY’DE HAMBURGER YENİYOR

Kılıçdaroğlu’nun siyah Tahoe tarzı SUV tarzı özel aracını Boston’da da hizmet veren özel bir şoför kullanıyor. Boston’dan New York’a dört saat boyunca hiç mola yok. New York’ta gökdelen inşaatının önünde bir video çekiliyor. Ardından hiç vakit kaybetmeden D.C. için yola çıkılıyor, çünkü akşam Johns Hopkins’in şehirdeki kampüsünde öğrencilerle buluşma var. Gecikileceği için toplantı saati 17:00’den 18:00’e itiliyor—Amerikan teamüllerinde alışılmadık bir son dakika değişikliği.

Kılıçdaroğlu’nun kara yolculuğunda yanında basından sorumlu Ömer Topsakal (şeffaflık adına not: 2019’a kadar Habertürk’te çalışıyordu), İBB başkan vekili ve bu gezinin organizasyonunu üstelenen Selçuk Sarıyar ve bir de kameraman var. Keşke bir de yaka mikrofonu olsaymış.

New York ve D.C. arası en iyi ihtimalle bir dört saat daha. Ekip ihtiyaç molası için New Jersey’de hızlıca duruyor, bir hamburger yiyip yola devam ediyorlar. Johns Hopkins’deki görüşmeye de 10 dakika gecikmeli varıyorlar.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar