Tabii bizim şarkılarımız beleş, çalın çırpın!
DÜN yazdığım müzik dünyasında dijital kâbus tadındaki yazıma müzik piyasasının önde gelen isimlerinden tepki geldi.
Meğerse şarkıcısından bestecisine herkes bu problemle yüzleşmiş halde yaşamaya çalışıyormuş.
Ama tepki verenler arasında Avrupa Müzik'ten Deniz Erdem'in söyledikleri tatsızdı.
Dün ülkemize giren yabancı menşeli yasal müzik platformu Deezer'dan ve onun geliştirdiği modelin çok uygulanabilir olduğundan bahsetmiştim.
Oysa ne ilginç ki Deezer ülkemizde elinde telif hakkı bulundurmadan ticari faaliyette bulunmaya çalışıyormuş.
Deezer deyip geçmeyin.
Fransız merkezli bu şirket elinde 20 milyon şarkının telifini bulunduruyor.
Ve 30 milyon dinleyiciye sahip.
Deezer bugünlerde ülkemizde de yayına başladı.
Hatta geçen ay firma yetkilileri benimle bağlantıya geçip Deezer'ı tanıtmak istemişlerdi.
KARŞINIZDA DEEZER!
Şimdi bu platformun ülkemizde tuhaf hareketler içine girmesi beni gerçekten çok şaşırttı.
İddialara göre Deezer, hiçbir müzik meslek birliğiyle anlaşma yapmamış.
Ya da yaptığı anlaşmaların karşılığı olan telifleri ödememiş.
Dahası bu anlaşmaların hakkını vermiş gibi Avea, Vodafone gibi firmalarla anlaşmaya çalışıp onların müzikal servislerinin altyapı hizmetlerini verme teklifinde bulunmuş.
Hatta iddialara göre Avea sırf bu yüzden 1 Nisan'da bitecek olan telif anlaşmalarını yenileyememe ihtimaliyle karşı karşıya kalmış.
Deezer şimdi de şarkıcı ve söz yazarlarıyla doğrudan anlaşmaya çalışıyormuş.
Mesela duyumlarıma göre Sertab Erener'e teklif götürmüşler.
Bu duyduklarıma inanamadım.
Tabii muhakkak Fransa'da da böyle antin kuntin şekilde çözüyorlardır telif hakkı meselelerini değil mi?
Tabii canımm!
Hakan Günday'dan kitap haberi var
ÇOK seviyorum.
Yazdığı her kelimeyi öpmek geliyor içimden.
"Kinyas ve Kayra" ile başlayan aşkım bitmek bilmiyor.
Geçen gün bir tiyatro oyununun galasında karşılaştım kendisiyle.
Gerçi buna karşılaştım denemez, Hakan Günday'ı görünce kendimi tutamayıp yanına koştum.
İnsan favori yazarını karşısında görünce hafiften aptallaşıyor.
Beyninizde binlerce kelimesi, cümlesi yankılanmış bir adam var karşınızda.
Ve siz ona çokça karakter yazmışsınız kafanızdan.
İdolümle karşı karşıya kalınca ne diyeceğimi bilemedim.
Önce "Severek okuyoruz ehi ehi" tadında bir cümle kurdum.
Cümle havada çenemi terk ederken fark ettim ki saçmalıyorum.
O anda hiç olmaması gereken bir şey oldu.
Çenem düştü!
Heyecanlanınca çenem düşer.
Bir sürü saçma sevgi cümlesi kurdum.
Ama Allah'tan "Yeni kitap ne zaman?" diyebildim.
Daha kafasında tam şekillenmemiş olmakla beraber seneye yazmaya başlayacakmış.
Allah'tan sorumluluk sahibi arkadaşlarım gelip beni kolumdan çekerek uzaklaştırdılar.
Ama öyle güzel gülümsüyordu ki, tam kafamda ona yazdığım karakter gibi:)
- İstenmeyen SMS de tekno taciz sayılmalı11 yıl önce
- Popstar'ın tanıtımını Ahmet Kaya'nın sırtına yüklemek çok ayıp!11 yıl önce
- Pardon laleler Hollanda değil Konya'danmış11 yıl önce
- Hırsızınkini ödüyoruz engellininkini niye ödemeyelim11 yıl önce
- Milli Takım'ın başarısına sevinen tek kadın yok mudur?11 yıl önce
- İstanbul'un sembolü lale midir?11 yıl önce
- Ülkedeki tüm 'akil'ler adam mı?11 yıl önce
- Beni tanımayan SMS istiyorum11 yıl önce
- Mutlu olmak için et mi gerekirmiş yahu?11 yıl önce
- Allah aşkına kaza demeyin cinayete11 yıl önce