Onların 'futbolu' bizim sorunlarımız 'El Clasico!'

EL Clasico'yu izledikten sonra Barcelona'nın bu dünyanın takımı olmadığını, bildiğimiz futbolu oynamadığını bir kez daha anladım.

Aslında maçtan çıkarılması gereken çok önemli mesajlar olduğunu düşünüyorum. Örneğin Real Madrid'in rakibi geride bekleyerek durdurmak yerine, bu haftaya kadar oynadığı şekilde hücum oynamayı tercih etmesi... Tabii sonuç 5 oldu. Schuster ne demişti: Türkiye'de 60'lı yılların futbolunu oynayan takımlar var. Real Madrid, 2010'Iı yılların futbolunu oynayınca 5'Iik oldu... Acaba 60'lı yılların futbolunu oynasa sonuç daha mı iyi olurdu? Bilemeyiz Guardiola sanırım o anlayışta oynanan futbola da bir çözüm üretirdi! Bunun için değil mi o Guardiola, diğeri Schuster...

YORUMCULUKTA TAVAN NOKTA

Sonuça bakarsak; Real Madrid çok şey kaybetti. Acaba gerçekten öylemi ? Bence erken konuşmamak gerekir. Çünkü bunun birde rövanşı var. Mourinhoda boşuna Mourinho olmadı. O da bu skordan sonuçlar çıkaracaktır. Haa ertesi sabah spor programlarında 'Mourinho

taktiksel açıdan hata yaptı' diyecek kadar yorumculukta tavan yapanlar olsa da Mourinhoda Mourinho'dur!

Acaba bizim ülkemizde de Real Madrid ve Barcelona gibi iki takım olsaydı ve sonuç pazartesi akşamında olduğu gibi tecelli etseydi ne olurdu? Biraz da bu açıdan bakalım. Yenilen takımın evinde oynayacağı ilk maç, futbolcular, teknik adamlar, başkan ve yöneticiler için hiç biter miydi? Onun için değil midir; bu tip olası durumlarda deplasmana gelen büyük takımımız Allah ne verdiyse defans yapar. Bunun için değil midir; bizde oynanan 'El clasico'da' defans yapıp, sert futbol oynayarak bir puanı kapan takımımız için, o hafta dertlerin bitmesi... Meselelerin üstü örtülüp, ötelenmesi... Haa diyeceksiniz sonrası?.. Malum 'takke düşer kel görünür.'

RAMOS ÇOK ŞANSLI

El Clasico'nun tamamından çıkarılacak çok ders var. Son dakikalarda kırmızı kart gören Ramos'a İspanya Futbol Federasyonu sadece bir maç ceza verdi. Ramos şanslı. Çünkü İspanya'da bizdeki gibi 'tribünlere oynayan' kurullar yok. Diyeceksiniz ki 'ne alakası var'! Alakası olmaz mı? Türkiye'de olsa gazetelerin yazdığı cezaların ortak paydası Ramos'a ceza olarak dönerdi. Ramos, marka değerini düşürmekten ekstra ceza alırdı. Çünkü bizde sistem hep böyle işliyor.

GALİBA BEN ÇOK SAFIM!

Birde bizde yeni yeni türeyen şu 'derbi sertliği' kavramı... Acaba o akşam TV yayınlarında telafuz edilmiş midir? Vallahi doğruyu söylemek gerekirse onu da çok merak ettim. Bizde son derbilerden sonra böyle bir geyik ortaya atıldı da... Ben sert futbolun ister derbi olsun ister olmasın oyun kuralları gereğince cezalandırılması gerektiğini bilen ve inanlardanım. Herhalde ya çok safım ya da yanlış biliyorum! Bir de derbi sertliği varmış. Derbi de sert futbolu normal görenlerin diğer maçlarda tekmeler havada uçuşurken sert futboldan bahsetmeleri mümkün müdür? Türkiye de mümkündür! Penaltı gibi penaltı kavramını ülkemizin futboluna sokan, tuvalet kâğıdı ile 'piero' hazırlayan anlayış başka mecralarda olsa da kendine yer bulduğu sürece de olacaktır.

LAFLA PEYNİR GEMİSİ YÜRÜMEZ

'Bunların oynadığı futbol ise bizde oynanan ne?' diyenler de lütfen büyük konuşmasın. Adamlar 100 binlik stadı her maç tıklım tıklım dolduruyorken, maçların TV aboneliği ülkemizdekinin 4 katıyken, yayıncı ve sponsorlar oluk olup parayı o liglere aktarırken, tabii bir de sahalar halı gibi, tesisler pırıl pırılken, futbolun üst kuruluşu futbolu ülkenin her noktasında belli bir modelde yönetirken, orada oynanana 'futbol' derler. Tıpkı İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya'da olduğu gibi. Bize de yayıncının verdiği rekor parayı arkamıza alıp "Ama bizimki de Avrupa'nın 6. büyük ligi" demek düşer. Avrupa'nın 6. büyük ligiyiz de neyimizle? Onu diyen olmaz, diyen de 9 köyden kovulur. Kısaca İspanya'da Barcelona ve Real Madrid arasında oynanan maça "El Clasico" denilirken, bizde nesilden nesile geçen ve değişmeyen, gelişmeyen futbol sorunları 'kader' olarak ortada durur.

Aramızdaki fark; Onlarda 'futbol' bizde 'sorunlar' "el cIasico"dur.