Karot almak binaya zarar verir mi? İTÜ açıkladı!
Ülkemizde meydana gelen depremlerin ardından, vatandaşlar binalarının depreme dayanıklı olup olmadığını öğrenmek için İBB ve özel şirketlere başvuruda bulunmaya başladı. Hasar tespit raporu çıkarmak isteyen vatandaşlar, binalardan alınan karot numunelerinin, evlere zarar verip vermediğini merak ediyor. Sosyal medyada çok konuşulan karot testine dair İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü açıklama yaptı.
Binaların depreme karşı dayanıklı olup olmadığını ölçen karot testinin güvenirliği son zamanlarda merak edilen konular arasında yer alıyor.
KAROT TESTİ NEDİR?
Bina duvarlarından silindir şeklinde zarar vermeden delinerek alınan beton örneği, karot makineleri ile yapılıyor. Binaların deprem dayanıklılığını ölçmek için kullanılan en etkili yöntemlerden birisidir. Beton analiz edilirken, basınç testlerine direnç ve kalite konusunda bilgi verir.
Deprem yönetmeliğine göre C20'nin altında kalan betonlar risk grubu taşıyor. Bu durum sonucunda ihbar olarak kabul edilen bina için yıkım işlemi başlatılabiliyor. İlgili rapor hak sahiplerine bildiriliyor.
Bina dayanıklılık testi uygulaması için belediye görevli yapı uzmanları, karot alma yönetimini uyguluyor.
KAROT TESTİ İÇİN NEREYE BAŞVURULUR?
Karot testi için bulunulan yerin Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü'ne başvuru yapılabilir. Diğer bir rapor için Kaymakamlık Kurumuna başvurarak gerçekleştirilebilir. Ayrıca bazı kurumlar bina sağlamlık testini özel şirketler aracılığı ile gerçekleştiriyor. Ancak İBB tarafından gerçekleştirilen hasar tespit raporlarında karot testi yapılmıyor.
Bununla beraber kamu kurumlarına başvurulduktan sonra binaya karot testi yapılırsa tahliye işlemi gerçekleştirilebilir. İBB karot testi yapmadığı için herhangi bir tahliye işlemi uygulamıyor.
KAROT TESTİNİN FAYDASI NEDİR?
Karot raporu, almanın faydası deprem riski olduğu düşünülen binalarda risk olup olmadığını yüzde yüz kanıtlamak için kullanılabilir. Tüm yaşam alanlarının ve yapıların depreme dayanıklı olduğunu kanıtlamak için alınması gereken raporlardan birisidir.
KAROT TESTİ YAPTIRMAK BİNAYA ZARAR VERİR Mİ?
Karot testinin binaya zarar vereceği düşüncesi son dönemlerde sosyal medya da çok sık konuşulmaya başladı. İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü karot testinin binaya zarar verip vermeyeceğine dair açıklama yaptı.
İTÜ “Son günlerde sosyal medya ve internet üzerinden Jeoloji ve Jeofizik alanlarına atfen paylaşılan ve binalardan alınan beton karot örneklerinin binayı “yaralayacak şekilde” dayanıma zarar verdiğini, bunun yerine “mikrotremor titreşim yöntemleriyle” binaların depreme dayanımının belirlenebileceğini iddia ederek acılı ve endişeli halkımızı yanıltan, bununla da kalmayıp inşaat mühendisliği bilim dalına ve bunu icra eden kurum ve kuruluşların itibar ve yetkinliğine zarar veren paylaşımları görüyoruz. Söz konusu iddia gerçeklikten uzaktır.
Zira özellikle betonarme binaların deprem performansı ve depreme dayanıklılığının belirlenmesinde yürürlükteki güncel deprem yönetmeliği olan TBDY-2018 kapsamında yapılan çalışmalar, kesinlikle binaların mevcut durumunu zayıflatacak adımlar sunmaz. Bahsi geçen kolon ve perde gibi düşey taşıyıcı elemanlardan alınan beton karot numuneleri, numunenin alındığı taşıyıcı elemana dayanım bakımından zarar vermezler.
Kaldı ki karotlar için açılan boşluklar yüksek mukavemetli özel harç malzemesiyle derhal doldurulurlar. Yönetmeliğe göre, bu tespitler tüm taşıyıcı elemanlarda değil, yeterli en az sayıda kolon ve perde elemanlardan alınarak yapılabilmektedir. Bu durum tibbi teşhis için alınan kan örneğine benzetilebilir. Alınan kan miktarı ve alma şekli, hastanın sağlığını olumsuz etkilemez, ancak çok önemli bilgiler içerir.
Beton dayanımının tespiti sonrasında betonarmenin diğer bileşeni olan donatı çeliğinin miktarını ve korozyon durumunu belirlemek için çok sınırlı miktardaki bölgelerde beton kabuk sıyrılarak altındaki donatılar tespit edilir. Sıyırma yapılan bölgelerde de benzer şekilde bu bölgeler hızla kapatılarak donatıların zarar görmesi engellenir. Sıyırma işlemi betonarme kesitin taşıyıcı olmayan dış kabuğunda gerçekleştirilir ve taşıyıcı eleman dayanımına kesinlikle zarar vermez. Sıyırma tespitinden sonra tüm yapıdaki donatıların miktar ve aralıklarının tespiti röntgen yöntemi gibi tahribatsız bir yöntemle tamamlanır.
Özetle, Deprem Mühendisliği bünyesinde zemin koşullarıyla üst yapı durumunu beraber değerlendirmek için yapılan çalışmalarda hem zeminden hem de yapıdan belirli miktarda numune almak gerekir. Mikrotremor yöntemi yer hareketi ve binanın hareket karakterinin çakışarak sarsıntının büyüme ihtimalini denetleyen bir testtir ve binanın deprem dayanımı hakkında bilgi vermez. Bu nedenle, yayılan bu talihsiz paylaşım gerçekleri yansıtmayıp, son dönemde sıkça yaygınlaşan bilgi kirliliğine çok ciddi oranda bir yenisini eklemektedir. Halkımızın buna itibar etmemesini diler, binalarının deprem dayanıklılığını, konusunda uzman İnşaat Mühendisi ekiplerinin yer aldığı kurum ve kuruluşlara başvurarak tespit ettirmelerini şiddetle tavsiye ederiz" açıklamasında bulundu.
Kaynak: İTÜ Afet Yönetimi Enstitüsü