Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Muharrem Sarıkaya "Tanesi 900 dolardan, 'Çiçek' açtırma çabası…"  
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        SORU çok net?

        Türkiye, Maymun Çiçeği Hastalığında Fransa’dan, İtalya’dan veya İspanya’dan daha yüksek risk altında mı?

        Sorunun sahibi, Sağlık Bakanlığı’nın bu işlerle ilgili ismi olunca daha da önem kazandı.

        Sıraladığı ülkeler de önemli, çünkü hemen hepsi bir zamanlar sömürge sahibiydi ve nüfuslarının içinde de Afrika kökenlilerin sayısı oldukça yüksek...

        Hatta bazılarında ciddi bir yekûn oluşturuyor ve Afrika’daki kökenleriyle de sıkı bağlantılarını devam ettiriyorlar.

        Durum böyle iken, Türkiye’de hemen her gün Maymun Çiçeği ile ilgili yeni bir iddianın dile getiriliyor olmasını nasıl yorumlamalıyız?

        Çünkü son günlerde sosyal medya iletişiminde yeni bir cinnet dönemi yaşanıyor.

        GERÇEĞİN PEŞİNDE DEĞİL, YALANIN CEZİBESİNDE…

        Konunun gerçekliliği bırakılıp, iddianın cazibesinin peşine takılan, kitle psikolojisi içinde davranan yığınla insan var…

        Yakın zamanda yaşanan iki örnek de bunun en iyi verisi…

        İlki CHP lideri Özgür Özel’in ayağının kayıp kırılmadığı, bir barda vurulduğuna ilişkin saçma sapan asılsız iddia.

        Teyyo Pehlivan’ın dahi aklına gelmeyecek örgüyle donatılmış, okurken yalan olduğunu haykıran hikayenin peşine takılıyor...

        Üstelik akıl sağlığı konusunda şüphe duymayacağınız insanlar bir de telefon açıp, “Doğru olabilir mi?” diye soruyor?

        Dedim ya böyle bir şeyin olup olamayacağına bakmıyor, kendisine cazip gelen, eğlencelik bulduğu söylentinin, dedikodunun ardında kitle psikolojisi içinde süreye dalıyor...

        OLMAYAN VAKADAN VAKA ÇIKARMAK…

        Bir diğeri ise Maymun Çiçeği vakasının Türkiye’de 12 kişide görüldüğüne ilişkin iddia…

        Peki, ne zaman görülmüş?

        Tam iki yıl önce…

        Maymun Çiçeği Vakasının ilk pandemi yaptığı 2022’de bütün dünya gibi Türkiye’de de vakayla karşılaşılmış, hemen karantinaya alınıp tedavi edilmiş ve yayılması durdurulmuş.

        O günden bu yana da bir tane vaka görülmemiş.

        Türkiye’de vakaya rastlanmadığını tek başına resmi kurumlar da değil, Türk Tabipler Birliği Başkanı, Türkiye’nin önde gelen mikrobiyologları, virelogları ve Halk Sağlığı uzmanları da doğruluyor.

        Hepsi de her gün “vaka yok” diyor

        YANGIN TÜPÜNÜ DE SORGULAR…

        Ama gelin görün ki gündemde kalma sevdasında olan birileri çıkıp, “Madem yok, niye o zaman Sağlık Bakanlığı Maymun Çiçeği Hastalığı Rehberini güncelledi?” sorusunu yöneltiyor.

        Bu madem yangın yok, o zaman neden evdeki yangın tüplerini güncelliyorsunuz demekten farklı değil.

        Dünya Sağlık Örgütü’nün bu denli uyardığı bir yerde bunu yapmış olması nasıl bir sorun oluşturabilir ki?

        Burada da kalmıyor, adı üzerinde yaratılan fırtına daha çok, sosyal medya tıklama almasından kaynaklansa gerek, bazıları da çıkıp hastalığın ortaya çıktığı iddiasını dillendiriyor.

        ANKARA’DA GÖRÜLEN VAKA

        Bunun son örneği de dün Ankara’da yaşandı…

        Önce Ankara Etlik Şehir Hastanesi’nde bir, Bilkent Şehir Hastanesi’nde de üç kişinin Maymun Çiçeği Hastalığı teşhisi ile karantinaya alındığı iddiası dile getirildi…

        Telaşa yol açınca açıklamalar ardı sıra geldi.

        Sağlık Bakanlığı’nın konuyla ilgili taraflarının aktardığına göre 4 kişinin böyle şüphe ile başvurduğu doğru.

        Ancak yapılan ilk tetkikte hastalık emaresine rastlanmadığı raporu verilmiş ve karantina uygulamasına dahi gerek duymadan taburcu edilmiş.

        Hastalık bu denli popüler olmadan önce de Türkiye’de hastanelere benzer başvuruda bulunanlar yok muydu?

        Yanıt çok net: Kesinlikle vardı…

        Anlattıklarına göre hayvancılıkla uğraşan kasaplarda hastalığa yakalanma oranı oldukça yüksek oluyormuş.

        Ancak onların hiç biri Maymun Çiçeği değil, Çiçek hastalığının bir başka türü.

        HAYVANLA UĞRAŞAN KASAPLARDA OLUR…

        Zaten Anadolu’da hayvancılıkla da uğraşan bazı kasapların ellerinde çiçek hastalığının bıraktığı lekelere rastlanır.

        Bu Türkiye’de herkesin hastalığa yakalanacağı anlamına o gün gelmediği gibi bugün de gelmiyor.

        Nitekim Viroloji ve Mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz çiçek hastalığının Covid-19 gibi damlacıkla bulaşan yönünün olmadığını anımsattı.

        Covid-19 belirti vermeden başkasına bulaşırken, bu hastalığın belirti verdikten sonra temas yoluyla bulaştığının altını çizdi…

        Prof. Dr. Hasöksüz de rastlanılan bir vaka hakkında duyumu olmadığının altını çizdi.

        AFRİKA’DAKİ 500 VAKA

        Şimdi gelelim işin diğer yönüne…

        Dünya Sağlık Örgütü Asya’dan sonra Dünya’nın %20,4’ünü kapsayarak ikinci büyük kıtası olma özelliğine sahip, 30 milyon 65 bin kilometrekare büyüklüğündeki Afrika’da 500 vakaya rastlandığını belirtti.

        Bunun için alarm çanlarını çaldı.

        Ankara’da sorgulanan ise şu:

        “Dünya Sağlık Örgütü, batılı ülkelerin Afrika’ya olan yardımlarının azalması dolayısıyla mı yaptı? Yoksa 500 vakanın kendisi önlenemeyecek olmadığını, bir pandemiye yol açmayacağını bilmiyor mu?”

        Bu aşamada Maymun Çiçeği dahil bir çok aşının en önemli üreticilerinden olan Çin’in son dönem DSÖ’ye olan desteğinin de altı çizildi.

        Avrupa’da Maymun Çiçeği Hastalığına rastlandığına ilişkin açıklama yapılan ülkelere de dikkat çekildi…

        BİR DOZ AŞISI 900 DOLAR…

        Bu aşamada önemli bir veri de sunuldu:

        “Maymun Çiçeği Hastalığı Aşısının bir doz fiyatı şu an 900 Dolar… Talep arttığında ne kadara çıkacağını bilmiyoruz…”

        Cümlesi kısa süre önce BBC’de yer alan bir haberi hafızamda çağrıştırdı.

        Habere göre Jynneos isimli Maymun Çiçeği aşasını üreten Danimarka merkezli Bavarian Nordic şirketinin hisseleri geçen hafta sonu %17,6 oranında değer kazanmış.

        Jynneos, ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanan Dünya’daki iki Maymun Çiçeği Aşısından biri ve bu aşı DSÖ tarafından da tavsiye edilen aşı olarak biliniyor.

        Çinli Maymun Çiçeği Virüsü tespit kiti üreticisi Shanghai ZJ Bio-Tech’in hisseleri de %7,91 oranında artarken, Japon tıbbi araç tedarikçisi Precision System Science’ın hisseleri de %5,28 yükselmiş.

        Bu yükseliş trendinden Maymun Çiçeği aşısı bulunmamasına karşın Astra Zennaca ve Novo Nordisk de diğer ilaç şirketleri gibi payını almış.

        Her birinin bir puanlık yükselişinin dahi milyon dolarla ifade edildiğini de anımsatmakta fayda var.

        Görünen o ki aşı ve ilaç konusu gelecekte de önemli bir ürün olarak ülkelerin karşısında duruyor.

        İKİ BAKANLIKTAN İKİ ÖNEMLİ ADIM…

        Bu durumda Türkiye ne yapacak?

        İki önemli adım atılmış, bunlardan biri Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından atılmış; detaylarını paylaşmadılar ama anlaşılan o ki sıkı bir denetim yapılanması geliyor.

        Diğeri de Sağlık Bakanlığı’nın 1991’de kapatılan Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün yeniden ayağa kaldırılması.

        Yeni teknolojileri kullanarak aşı üretimini sağlamak için eleman yetiştirilmesinin adımı atılmış.

        Bu konuda çalışan etkin bir ismin şu cümlesi de meseleye yaklaşımın ne denli önemli olduğunu göstermek için yeterliydi:

        “En kolay olan tesisi yapıyoruz, inşaat işinde çok başarılıyız. Ama 9 kadını bir araya koyunca çocuk olmuyor. Önce insanın yetiştirilmesi gerekiyor ki sonrası sağlam gelebilsin. Hıfzıssıhha ayağa kaldırılacak bundan da kimsenin şüphesi olmasın…”

        Ardından bir noktaya daha vurgu yaptı.

        Aşının üretilmesinin yanında yurt dışına satışının da planlanarak adım attıklarını belirtti.

        VERECEĞİ ZARARDAN FAZLASINI VERİYOR…

        Son cümlesi de işin püf noktasıydı:

        “Eğer Maymun Çiçeği Hastalığı varsa neden saklayalım, vakayı anında açıklarız ki yayılmasın, o kişinin temas ettiği kişilere hemen ulaşalım. Filyasyon ekiplerini sevk edelim ki kaynağından bitirelim. Ama son günlerde yayılan, olmayan hastalığı varmış gibi gösteren çabalar, dedikodular, hastalığın vereceği zarardan daha fazlasını vermeye başladı…”

        Haksız değil…

        Üstelik iki tık alacağım diye yapılan asılsız iddiaların yarattığı olumsuzluğun getirdiği ekonomik yük de herkesin cebinden çıkıyor…