Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, Parkinson hastalarının yaşam kalitelerini artırmanın mümkün olduğunu bildirdi
Birçok ünlü isim ile adına aşina olduğumuz Parkinson hastalığı ilerleyen safhalarda hastanın ve hasta yakınlarının hayatını ve hayat kalitesini etkiliyor. Psikiyatrik bulgulardan sindirim sistemine, uyku bozukluklarından fiziksel hareket bozukluğuna kadar birçok farklı vücut sistemini etkileyen Parkinson’da doğru ve zamaında tanının önemine dikkat çeken Nöroloji Uzm. Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, “Doğru tanı ile Parkinson hastalarının yaşam kalitesini belirli bir seviyede tutmak mümkün” dedi.
Hareketlerde yavaşlama ve tek taraflı el titremesiyle ortaya çıkan Parkinson, ileri yaş hastalığı olarak kabul ediliyor. Nadiren 40'lı yaşlarda başlayan, genellikle 60-70 yaş arasında görülen bu hastalık insan ömrünü kısaltmasa da, hem hastanın hem de yakınlarının yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor.
Sporculardan siyasetçilere birçok ünlü isimle adını duyuran Parkinson hastalığının tedavisinde erken tanı ile yaşam kalitesini korumak mümkün olabiliyor. Doğru tanı konulduğu takdirde hastalığın tedaviye çok iyi cevap verdiğini söyleyen Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Yaşar Kütükçü, "Bu hastalarda yüzde 90'ların üzerinde iyi yanıt alınabiliyor" dedi.
VÜCUT KONTROLÜ SAĞLAYAN SİSTEME ZARAR VERİYOR
Prof. Dr. Kütükçü, Parkinson hastalığının belirtilerinin vücutta hareketin kontrolünde önemli bir role sahip olan dopamini üreten hücrelerde meydana gelen kayıplarla birlikte görülmeye başladığını söyledi. Parkinson hastalığının vücutta hareketlerin yavaşlaması, kol ve bacaklarda titremeler ve kaslarda katılık ve sertlikler gibi ana bulgularla seyrettiğini belirten Prof. Dr. Kütükçü, hastalığın bu bulguların yanında birçok sistem bulgusunun da olabildiği yavaş ilerleyici bir beyin hastalığı olduğunu söyledi.
HASTALIK ZAMANLA ETKİSİNİ ARTIRIYOR
Parkinson bulgularının büyük oranda tek taraflı başladığını belirten Prof. Dr. Kütükçü, hastalığın yıllar içinde vücudun diğer tarafına da geçebildiğine dikkat çekti. "Hastalık ilerledikçe fleksiyon postürü dediğimiz vücudun öne ve yanlara doğru eğilmesi, donma diye isimlendirdiğimiz harekete başlamada zorluk, unutkanlık, psikiyatrik bulgular, kabızlık gibi sindirim sistemi bulguları, ürolojik belirtiler, uyku bozuklukları gibi diğer sistem etkilenmeleri de ortaya çıkmaktadır" dedi.
YAŞAM KALİTESİNİ SABİTLEMEK MÜMKÜN
İlerleyen dönemlerinde hastanın çatalını tutması ya da kendi kendine su içmesi gibi basit günlük aktiviteleri bile engelleyebildiğini belirten Prof. Dr. Kütükçü, "Tanı doğru konulmuş ise Parkinson hastalığı tedaviye çok iyi cevap vermektedir. Yüzde 90'ların üzerinde iyi yanıt alınmaktadır" dedi. Tedaviyi; ilaç tedavisi, cerrahi tedavi ve diğer yöntemler olarak sınıflandıran Prof. Dr. Kütükçü, tedavi planlarının bu konuda deneyimli bir nörolog tarafından yapılmasının önemine değindi.
Cerrahi tedavinin özellikle bazı Parkinson hastalarında iyi bir tedavi seçeneği olarak kullanıldığını belirten Prof. Dr. Kütükçü, "Ancak ameliyatın kime ve nasıl yapılacağı kararını vermek çok önemlidir" dedi. Hastalığın ilerleyişini tamamen durduracak bir tedavi yönteminin olmadığını söyleyen Prof. Dr. Kütükçü, "Hastalık insanların yaşam süresini kısaltmaz, mevcut bulguların tedavisi ile de hastalar yıllarca yaşam kalitesini belirli seviyede tutarak tedavi edilebilirler" dedi.