Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Avrupa Son dakika haberi Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan açıklamalar

        Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Küresel ekonomi, 2021 yılında toparlanmaya başlasa da ekonomilerimiz halen ciddi meydan okumalarla karşı karşıya bulunuyor." dedi.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan, G20 Liderler Zirvesi'nin yapıldığı Nuvola Kongre Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.

        G20 Liderler Zirvesi'nin 16'ncısını, İtalya'nın ev sahipliğinde tamamladıklarını belirten Erdoğan, İtalyan makamlarına ev sahiplikleri ve misafirperverlikleri için teşekkür etti.

        Üye ülkeler olarak yıl boyunca, "insanlar, gezegen ve refah" ana teması çerçevesinde çok sayıda toplantı gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

        G20 ZİRVESİNDE NELER GÖRÜŞÜLDÜ?

        "Bakanlar düzeyinde ve teknik seviyede yapılan toplantılara aktif olarak katıldık ve uluslararası gündeme katkıda bulunduk. Son 2 gündür gerçekleştirdiğimiz Zirve toplantımızda da bu çalışmalarımızı nihayete erdirdik. Bu vesileyle koronavirüs salgınının etkilerine rağmen dönem başkanlığı görevini başarıyla icra eden İtalya'yı tebrik ediyorum. Şahsıma, eşime ve heyetime gösterdikleri nazik ev sahipliği için kendilerine ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum."

        G20 Roma Zirvesi'nin tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, Zirve oturumlarında öncelikli olarak küresel ekonomik görünüme ilişkin son gelişmeleri ve temel riskleri değerlendirdiklerini anlattı.

        Salgının olumsuzluklarının hissedilmeye devam ettiği bir dönemde sıkıntıları bertaraf edecek, ekonomilerin dayanıklılığını artıracak politikaları ele aldıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

        "Küresel ekonomi, 2021 yılında toparlanmaya başlasa da ekonomilerimiz halen ciddi meydan okumalarla karşı karşıya bulunuyor. Özellikle emtia fiyatlarında ve borçluluk oranlarında tarihi seviyelere varan artışlar yaşanıyor. Küresel enflasyon baskısı, gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun tüm ekonomileri derinden sarsıyor. Uluslararası kuruluşların raporları, bu enflasyon baskısının bir süre daha devam edeceğine işaret ediyor. Tedarik zincirinde meydana gelen kırılmaların olumsuz yansımalarını ise boş kalan market rafları ve uzayan benzin kuyruklarında zaten görüyoruz.

        "DESTEK VE TEŞVİK PAKETLERİYLE HALKIMIZIN YANINDA OLDUK"

        Geçtiğimiz yılı yüzde 1,8 büyümeyle tamamlayan bu yılı da yüzde 9 civarında büyümeyle kapatma yolunda ilerleyen bir ülke olarak, tüm bu gelişmeleri biz de yakından takip ediyoruz. Türkiye, küresel dalgalanmaların, kendi vatandaşlarına olan etkilerini en az düzeyde yansıtan bir ülkedir. Salgının ilk günlerinden itibaren hayata geçirdiğimiz destek ve teşvik paketleriyle halkımızın tüm kesimlerinin yanında olduk."

        Ortaya çıkan yeni ihtiyaçlar ışığında, farklı projeleri devreye almayı sürdürdüklerini belirten Erdoğan, "Yatırım, üretim, ihracat ve istihdam konusunda sürekli artan bir tempoda yükseliş içindeyiz. Kendi ekonomimizi geliştirme yanında, değişen üretim ve lojistik dengelerinin yol açtığı küresel istikrarsızlığın önüne geçilmesine katkıda bulunmak için de gayret gösteriyoruz. Bu anlayışla Zirve görüşmelerinde, uluslararası ticarette tedarik zincirlerinin sorunsuz işlemesinin önemi özellikle vurgulandı." ifadelerini kullandı.

        Dünya Ticaret Örgütü'nün merkezinde yer aldığı, kurallara dayalı serbest ve ayrımcı olmayan çok taraflı ticaret sistemine desteklerini bu vesileyle tekrarladıklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Küresel finans sisteminin kontrolünü elinde bulunduran kuruluşların hiçbir makul ekonomik gerekçesi olmayan siyasi amaçlı manipülasyonlara alet olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Aksi takdirde özellikle bizim gibi ekonomik büyüme potansiyeli yüksek olan ülkelerin, uluslararası kuruluşların işleyişine ve niyetlerine dair şüphelerin artacağını belirtmek istiyorum." diye konuştu.

        "160 ÜLKEYE VE 12 ULUSLARARASI KURULUŞA DESTEK SAĞLADIK"

        Koronavirüs salgını sürecinde yaşananların bu doğrultuda daha dikkatli, daha adil ve ilkeli davranılması hususunda herkese ibret olması gerektiğini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:

        "Son 1,5-2 yıldır şahit olduklarımız, tüm insanlığın temel sağlık hizmetlerine ulaşmasının önemini ortaya koymuştur. Salgınların önlenmesine yönelik araç, gereç, aşı ve tedaviye erişim, ayrıcalık değil temel bir haktır. Hepimiz güvende olmadan hiçbirimiz kendini güvende hissedemez. Türkiye olarak bu anlayışla salgının başından beri ülkemizden talepte bulunan 160 ülkeye ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi ekipman ve kritik malzeme desteği sağladık.

        Ülkemizde misafir ettiğimiz sığınmacıları kendi vatandaşlarımızdan ayrı tutmadan, istisnasız herkesin sağlık hizmetlerine ve temel ihtiyaçlara erişimini temin ettik. Salgın döneminde savunduğumuz ve hayata geçirdiğimiz insanı merkeze alan politikaları şimdi de aşıya adil erişim konusunda sergiliyoruz. Bir tarafta yüz milyonlarca insan daha ilk doz aşıya dahi ulaşamazken diğer tarafta turizm amaçlı uzay seyahatleri için 100 milyonlarca dolar harcanabiliyor. Bir tarafta yoksulluğun olduğu, diğer tarafta lüksün ve şatafatın hüküm sürdüğü bu adaletsiz düzenin daha fazla devam etmesi mümkün değildir."

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Aşı milliyetçiliğinin farklı yöntemlerle halen sürdürülmesi, DSÖ tarafından tanınan aşıların özellikle uluslararası arenada ayrımcılığa tabi tutulması kabul edilemez." diye konuştu.

        TURKOVAC ÇALIŞMALARI

        Aynı şekilde, aşının şantaj veya politika kitle aracı olarak da kullanılmasının son derece yanlış olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bu hissiyatımızı ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması yönündeki değerlendirmelerimizi diğer G20 liderleriyle de paylaştık. Nitekim biz Türkiye olarak kendi geliştirdiğimiz aşımız TURKOVAC ile ilgili çalışmalarımızı insan odaklı bir yaklaşımla yürütüyoruz. Klinik deneylerinin son aşamasına geldiğimiz yerli aşımızı inşallah vatandaşlarımızla birlikte tüm insanlığın istifadesine sunacağız." dedi.

        Dünyanın bencilce tüketilmeye devam edilmesi halinde nefes alınabilecek atmosfer, içilecek bir damla su, ekilecek bir karış toprağın dahi kalmayabileceğini dile getiren Erdoğan, son dönemde yaşanan doğal afetlerin, iklim değişikliğinin tabiat üzerindeki olumsuz etkilerini açıkça ortaya koyduğuna işaret etti.

        İklim değişikliğinin insan hayatı, iktisadi büyüme ve sürdürülebilir kalkınma için ciddi bir tehdit kaynağı olduğuna işaret eden Erdoğan, zirve boyunca yaptıkları tüm temaslarla iklim değişikliğiyle mücadelede acilen somut ve gerçekçi çözümlere ulaşılması gerektiğine vurgu yaptıklarını bildirdi.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan, gelecek nesillerin ormanı, temiz suyu, verimli toprağı olan bir dünyada yaşayabilmesi için ellerinden geleni yapmak zorunda olduklarına dikkati çekti.

        "YEŞİL KALKINMA DEVRİMİ HEDEFİYLE TÜM DÜNYADA ÖNCÜ BİR ROL ÜSTLENECEĞİZ"

        Türkiye olarak Paris İklim Anlaşmasını onayladıklarını, esasen ülke olarak bu konuda oldukça iyi bir seviyede bulunduklarını belirten Erdoğan, Yeşil Kalkınma Devrimi hedefiyle bu alanda tüm dünyada öncü bir rol üstleneceklerini dile getirdi.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çerçevede belirledikleri 2053 net sıfır emisyon niyet beyanlarını G20 liderleriyle paylaştıklarını, hazırlayacakları eylem planlarıyla bu alanda Türkiye'ye ve uluslararası camiaya katkılarını sunacaklarını ifade etti.

        Bu süreçte küresel bir mücadele olan iklim değişikliğinde ülkelerin eşit bir konumda bulunmadığına da dikkati çektiklerine işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

        "Daha önce de ifade ettiğimiz üzere, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki yük paylaşımının adil bir şekilde yapılması önemlidir. Dünyanın çevreyi en fazla kirleten ülkelerinin düzensiz göçle mücadeleye harcadığı miktara bir bakın, bu rakam iklim değişikliğiyle mücadeleye ayırdıkları meblağdan yaklaşık 2 kat daha fazladır. Karşımızdaki bu çarpık tablo gerçekten utanç vericidir. Benzer tutarsızlıklar terörle mücadeleden insani yardımlara kadar birçok alanda yaşanmaktadır. Bu meselelerde, gelişmiş ülkeler sorumluluk almaktan, özellikle maddi olarak üzerlerine düşeni yapmaktan kaçmaktadır."

        İklim değişikliğiyle mücadelelerinin bir diğer boyutunu, çevre hassasiyetlerinin oluşturduğunu söyleyen Erdoğan, bu konudaki küresel sorunların ancak ortak çabayla çözülebileceğini bir kez daha vurguladıklarını bildirdi.

        Erdoğan, Türkiye'nin erozyonla mücadelede dünya lideri konumunda bir ülke ve orman varlığını artıran nadir ülkelerden biri olduğunu, yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirmek için çok ciddi yatırımlar yaptıklarını vurguladı.

        Zirvede, sürdürülebilir kalkınma amaçlarında ilerleme kaydedilmesinin önemine de işaret ettiklerini anlatan Erdoğan, bu kapsamda gıda güvenliğini ön plana çıkardıklarını ifade etti.

        DÜNYADA GIDA KRİZİ

        Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgının küresel ölçekte gıda krizini daha da derinleştirdiğinin görüldüğünü dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

        "Birleşmiş Milletler raporları, dünyada açlık çeken kişi sayısının geçen yıla göre yükseldiğini açıkça ortaya koyuyor. Aynı raporlara göre, dünya nüfusunun yüzde 10'dan fazlası yani 810 milyon insan yetersiz beslenme tehdidiyle karşı karşıya bulunuyor. 1 milyara yakın insan temel gıda maddelerine erişimde sıkıntı çekerken her yıl toplam değeri 1 trilyon doları bulan gıda maddesinin çöpe gitmesinin hiçbir makul açıklaması olamaz. Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, içinde bulunduğumuz çağda artık hiç kimsenin 'bana ne başkasından' deme lüksü yoktur.

        Her gün 100 milyonlarca insanın yatağa aç girdiği, her yıl milyonlarca çocuğun bir dilim ekmek bulamadığı için can verdiği bir dünyada, açık söylüyorum hiçbirimiz kendimizi emniyette hissedemeyiz. Ruh taşıyan, kalp taşıyan, vicdan taşıyan insanlar olarak hepimiz sahip olduklarımızı sorgulamak, yoksulları hatırlamak, yoksullarla çok daha fazla empati kurmak mecburiyetindeyiz. G20 Liderler Zirvesi'nin de temasını oluşturan refahı özellikle sağlayacak bunun yolu kendi dışımızdaki acılara kulaklarımızı kapatmaktan değil, mazlum ve mağdurlara gönül kapılarımızı açmaktan geçiyor."

        Koronavirüs salgınının, hem mevcut düzenin bu çarpıklıklarını gözler önüne serdiğini hem de tüm insanların aynı gemide olduğunu bir kez daha hatırlattığını belirten Erdoğan, Türkiye olarak 2015 yılındaki G20 dönem başkanlığı sırasında, gıda güvenliğini öncelikleri arasına aldıklarını açıkladıklarını hatırlattı.

        "AÇLIĞIN OLMADIĞI BİR DÜNYA"

        Uzun yıllardır Afrika başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında yaptıkları kalkınma yardımlarında bu konuya hassasiyet gösterdiklerine dikkati çeken Erdoğan, "Balık vermekten ziyade balık tutmayı öğretmeyi hedefleyen projelerle pek çok yerde insanların hayatlarına dokunan çalışmalar yürüttük. Milli gelire göre dünyanın en fazla insani ve kalkınma yardımı yapan ülkelerinden biriyiz. 2030 yılına kadar açlığın olmadığı bir dünyaya erişme çabalarına öncülük etmek, G20 ülkeleri olarak bizlerin en temel sorumluluğudur." ifadelerini kullandı.

        Sürdürülebilir kalkınmayı doğrudan etkileyen unsurlardan birinin de göç ve göçün idaresi olduğuna vurgu yapan Erdoğan, "Halihazırda 3,6 milyonu Suriye'deki savaştan kaçanlar olmak üzere 5 milyona yakın yerlerinden edilmiş insana ev sahipliği yapıyoruz. Afganistan kaynaklı göç yükünü en fazla hisseden ülkelerden biriyiz. Göç krizinin hem insani güvenlik boyutunu hem de göçle mücadelede yalnız bırakılmanın ne demek olduğunu gayet iyi biliyoruz." dedi.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Ekim'deki Afganistan konulu G20 Olağanüstü Zirvesi'nde, konunun mutlaka bu platformun gündeminde yer alması gerektiğini vurguladıklarını belirterek, "Ayrıca G20 bünyesinde bu maksatla bir çalışma grubu oluşturulmasını önermiştik. Bu grubun başkanlığına da talibiz. Teklifimizi hem ikili görüşmelerimizde hem de bugünkü oturumumuzda tekrarlayarak mevkidaşlarımızı bize destek vermeye davet ettik." diye konuştu.

        Zirve süresince pek çok ikili görüşme gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, muhataplarıyla ülkeler arasındaki konuları, bölgesel ve küresel gelişmeleri değerlendirme imkanı bulduklarını söyledi.

        Bu kapsamda ev sahibi İtalya'nın Başbakanı Mario Draghi, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Endonezya Devlet Başkanı Joko Vidodo, ABD Başkanı Joe Biden, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir araya geldiklerini anlatan Erdoğan, zirve sırasında farklı ülkelerden katılımcılarla da görüşmelerinin olduğunu bildirdi.

        Gerçekleştirdikleri istişarelerin küresel, ekonomik ve siyasi istikrar için hayırlara vesile olmasını temenni eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, İtalya dönem başkanlığına teşekkürlerini sundu, görevi devralan Endonezya'ya başarı diledi.

        SORULAR VE YANITLAR

        (ABD'li mevkidaşınızla önemli bir görüşme gerçekleştirdiniz. Washington yönetiminin terör örgütüne silah desteği var. Bu konuda değerlendirmeniz oldu mu?)

        "Şüphesiz Suriye'de bulunan terör örgütleri PKK, PYD gibi bunların özellikle ABD'den aldıkları destek konusunda kendilerine üzüntümüzü bu desteklere yönelik NATO üyesi ülkeler olarak bize verdiği üzüntüleri belirttik. Dayanışmamızı zedeleyen adımlar olduğunu söyledik. Dışişleri bakanlarımızın daha çok irtibatta olması gerektiğini söyledik. Bundan sonraki süreç herhalde böyle devam etmeyecektir."

        REKLAM

        (Biden ile 2. görüşmeyi gerçekleştirdiniz. Taliban konusu gündeme geldi mi?)

        "Afganistan konusu gündeme geldi. Brüksel görüşmemizde zaten Afganistan Karzai Havalimanı özellikle gündemimizdi. Afganistan'dan askerimizi çekmek durumunda kaldık. Tabi bu orada yaptığımız görüşmenin aynı minvalde devam etmediğini gösterdi. Katar ile Türkiye arasındaki görüşmeler bundan sonrasında haritamız olacak. Bu gelişmelerin içerisinde daha aktif olacağız. Taliban nasıl bir tavır koyacak zaman içinde göreceğiz. Taliban bizimle görüşmelerini yaptı. Atacağımız adımları zamanla göreceğiz."

        BİDEN İLE NE KONUŞULDU?

        (ABD Başkanı Biden ile görüşmenizden sonra iki ülkenin ilişkilerini güçlendirme konuşuldu. Ortak mekanizma nasıl çalışacak?) "Özellikle şuanda ekonomik ilişkilerde gerek bizim Hazine Maliye Bakanlığımız gerekse onların bakanlığı çok daha sıkı görüşecek. Dışişleri Bakanlarımızın daha sıkı görüşmeleri gerektiğini vurguladık."

        REKLAM

        'OLUMLU YAKLAŞIMINI GÖRDÜM'

        (F-16 konusunda gelişme var mı?) "Sayın Biden ile görüşmemiz dar kapsamlı bir görüşmeydi. Bu F-35'ten kaynaklanan bildiğiniz gibi bizim bir ödememiz vardı. Bu ödemeden hareketle süreci nasıl iyi bir konuma taşırız diye konuştuk. F-16'ların elimizdekilerin modernizasyonu ya da yenilerini edinme gündeme geldi. Sayın Biden'ın olumlu yaklaşımını gördüm. Diğer konular malum dedik ki sizin ağırlığınız var. Sizden gerekli ihtimamı bekliyoruz dedik."

        (Macron ile görüşmeniz nasıl geçti?) "Afganistan Libya Suriye bunun yanında durduğumuz Libya'daki Zirveyi konuştuk. Daveti var biz de görüşlerimizi ilettik. Bakanlarımız görüşecek adımlar atılacak. Berlin konferansının muadili bir konferans yapılması söz konusu. Yeniden benzer bir buluşmanın yapılması isabetli olmayabilir. Özel temsilcilerimizi ve Bakanlarımız çalışmalarını yapsın bakarız. Silah satışları vs gündeme geldi. Endişelerimizi paylaştık. Gizli ajandamız yok. Her şeyi açıkça söylüyoruz."

        (Özellikle Karadağ'ın işgalden kurtulmasının ardından Türkiye'nin barışı tesis etmesi söz konusu Kafkaslar'a yönelik bir görüşme oldu mu?) "Rusya, Azerbaycan, Türkiye, İran, Ermenistan ve Gürcistan altılı olarak adım atalım ve bölgeye barışı getirelim dedik. Sayın İlham Aliyev Ermenistan ile görüşme teklifi yaptı. Gürcistan'ın olumsuz bir yaklaşımı var. Burada böyle bir platform oluşturulabilir. Burası barış havzası oluşturulabilir. Biz de Ermenistan ile ilişkilerimizi net bir şekilde ortaya koyarız."

        REKLAM

        (AB kendi ordusunu kurmayı tartışıyor. Birçok AB üyesi NATO'ya üye. Türkiye de NATO'nun üyesi siz ne düşünüyorsunuz?) "Bu olabilecek bir proje değil, mümkün değil. AB üyesi ülkelerde dahil NATO üyesi ağırlıklı. Böyle bir yapılanmaya sıcak bakmıyorlar."

        (Afgan göçü) "Afganistan'dan çok yüklü bir göç dalgası görünmüyor. Resmi rakamlara bakınca 300 bin gibi bir rakam var. Farklı bazı kesimler çok daha büyük rakamlar varmış gibi konuşuyor. Yüklü göçe kapılarımızı açma niyetinde değiliz."

        (İtalya ile ilişkileriniz hakkında ne düşünüyorsunuz? "Bugün yaptığımız görüşmelerden sonra şunu gördüm İtalya'yla iyi şeyler düşünüyorum. Fransa İtalya Türkiye üçlüsü olarak savunma sanayiinde olumlu adımlar atacağız. Aramızdaki ticaret hacmini 30 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz."

        (Biden ile Doğu Akdeniz'deki gelişmeler konuşuldu mu?) "Bugünkü görüşmemizde Doğu Akdeniz ile ilgili hiç konuşmadık. Demek ki Biden'in gündeminde değil benim de gündemimde değil."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ