Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

ABD başkanlık seçimini sürpriz şekilde Trump’ın kazanmasının ardından FED’in aralık ayında beklenen faiz artırımı geldi. FED toplantısının beklenmeyeni ise 2017 yılına ait faiz artış tahminlerinin ikiden üçe çıkarılmasıydı. Çünkü yeni ‘başkan’la ABD’de vergilerin düşürülmesi ve kamu altyapı yatırımlarının hızlandırılmasının büyümeyi, enflasyonu, istihdamı artırıcı etki yapacağı tahmin ediliyor.

- Buna rağmen FED üyeleri bile Trump’ın izleyeceği ekonomi politikaları hakkında belirsizliklere işaret etti. FED üyeleri de bilmiyorsa Trump’ın yol haritası konusunda belirsizlik sürüyor, demektir. Bu nedenle olsa gerek, FED değerlenen dolar ve hızla yükselen piyasa faiz oranları konusunda pek yorum yapmadı.

- Trump’ın yönetim kadrosunu belirlemesi ve 20 Ocak’ta başkanlığı resmen devralmasıyla belirsizlik süreci de tamamlanacak. Başlayacak ekonomik icraatların ilk sonuçlarının alınması yanında yapılacak açıklamalarla ekonomi politikaları ve yol haritası konusunda belirsizlikler de azalabilecek. Dolayısıyla durumu ve genel gidişi daha iyi analiz edebilecek FED üyeleri de, Trump etkisine karşı asıl kararlarını mart ayındaki toplantısında alabilir.

- Aralık ayından işareti verilen durum ise hem seçimlerin geride kalmasının hem de ekonominin güçlenmesinin etkisiyle faizlerin yükseleceği, buna bağlı doların güçleneceğidir. Bir yandan ABD tahvil faizleri yükselmesi, diğer yandan doların güçlenmesi, altın fiyatlarının iki taraftan sıkıştırılması sonucunu doğurur. Doların değeriyle altın fiyatlarının ters korelasyon içinde olduklarını biliyoruz. Yine küresel faizlerle altın fiyatları da aynı ilişkiye sahip. Bu nedenle atakların yaşanacağı süre içinde altın fiyatlarının zayıflaması beklenebilir.

- Nitekim altın piyasasında bu durum fiyatlanıyor bile. Bitişikte altın fiyat seyrini gösteren grafikten izlenebileceği gibi, düşüş temmuzdan bu yana devam ediyor ve son dönemde iyice hızlandı. Düşüş oranı da yüzde 18.4 gibi yüksek bir orana vardı. 6 aya bile varmayan bir sürede altın fiyatları 1.375 dolardan 1.122 dolara kadar indi.

- Halbuki son dönemde doların değerlenmesi çok daha sınırlı kaldı. Dolar Endeksi ile yani gelişmiş para birimlerine karşı dolar yüzde 5.5, gelişmekte olan para birimlerine karşı yüzde 5 düzeyinde arttı. ABD 10 yıllık tahvil faizleri de yüzde 1.8070’ten yüzde 2.6190’a kadar çıktı. Artış 1 puana yakın ama oran olarak yüzde 45’e vardı. ABD 10 yıllıkları benzer hareketi 2013 yılında da yapmıştı. Mayıs ayında başlayan faiz artışı 4 ayda yüzde 1.6240’tan yüzde 3.0070’e varmış ve yüzde 85 artmıştı.

- Faiz artışlarının düşüşlere karşı daha sert olduğunu, daha kısa sürede daha hızlı yükseldiğini belirtelim.

- Altın fiyatları da benzer hareketini 2013 yılında yapmıştı. Mart ayından başlayarak haziran sonuna kadar yüzde 27 düşen altın fiyatları o yılda sermaye hareketlerinde meydana gelebilecek bütün olumsuzlukları önceden satmıştı. Daha da önemlisi uzun vadeli bakıldığında altın fiyatları Eylül 2011’de zirve noktasını gördü. Hem gelişen piyasalar hem de emtialardaki bozulmalar öncesinde kendi düzeltmesini yapan altın fiyatları hep önden gitti.

- Bu kez aralık itibarıyla görünen durum şu ki, düşmekte olan altın fiyatları, 2017’de yükselen dolar ve yükselen faiz oranlarıyla kurulacak yeni dengeye kendini ayarlıyor.

- Doların değerlenmesi, enflasyonun artması ve dünyanın temel faiz oranının yükselmesi 2017’de küresel fonlama maliyetlerinin artışını beraberinde getirebilir. Bu da dış fonlamaya olan yüksek bağımlılığından dolayı Türkiye’yi bire bir etkiler. Yeni dengeye uyumun yolu belli. Uymamamın bedeli ise yüksek oynaklık.

SONUÇ: “Umudu herkese öğret, umutsuzluğu hiç kimseye.”

Abraham Lincoln

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar