Önce ekmekler bozuldu
Ekmeğe yüzde 20 zam yapıldı. 200 gramlık ekmek 1.5 liradan satılıyor. Kilosu 7.5 liraya geliyor. Türkiye’de en temel gıda maddesi, en çok tüketilen giyecek. Hatta FAO’nun verilerine göre kişi başına tüketimde yıllık 140 kilo ile dünya birincisiyiz. Dünya tüketimi ise yıllık ortalama 53 kilo iken Türkiye’nin tüketimi bunun iki katından da fazla.
-Ekmeğin üretim maliyetinde iki kalemin payı yüksek. Biri işçilik, diğeri un. Elbette kiranın, kârın, amortismanın, maya ve tuzun da payı var ama daha düşük.
-İşçilik maliyetlerinde en azından TL bazında herhangi bir azalma söz konusu değil. Olmaması da lazım zaten. Çünkü pandemi ve karantina gibi zor koşullarda çalışmalarına ara vermeden devam ettiler ve topluma ekmeğin yokluğunu yaşatmadılar.
UN FİYATLARI % 22 ARTTI
-Una sıra gelince orada belirgin bir maliyet artışı söz konusu. Çünkü buğday fiyatları, ülkelerin pandemi döneminde özellikle de temmuz ayından bu yana stoklarını güçlendirmesinden dolayı yükseldi. Küresel çapta üretim ve tüketim dengeli ama kış ayları için stokları güçlü tutma isteği, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bazı ülkeleri buğday ithalatını artırmaya yöneltti. Bu da fiyatları sıçrattı. Dünya buğday fiyatları son bir yılda yüzde 16 artarken 6 Temmuz’daki fiyatına göre yüzde 29 sıçradı. Un fiyatının artışı ise TÜİK fiyatlarıyla yıllık olarak yüzde 22 düzeyinde gerçekleşti. Bir kilo unun fiyatı 4.5 liraya çıktı.
BUĞDAY FİYATLARI YOLU AÇTI
-TÜİK verileri içinde ekmek fiyatlarının kilosu eylülde ortalama 6.5 liraydı ve son bir yıllık fiyat artışı da yüzde 16’yı bulmuştu. Zam sonrası fiyat 7.5 liraya çıktı. Bu durumda son yapılan zammın oranı yüzde 20 değil, yüzde 15’e gelir. Ama hesaplamada kilosu eylül ayında 6.25’ten yapılmış. TÜİK’in madde sepeti ise 6.5 lirayı gösteriyor. Hesap biraz karışık. Zaten İstanbul’un gelir düzeyi yüksek bazı ilçelerinde 200 gramlık ekmeğin 2 liradan satılmakta olduğu belirtiliyor.
-Yani ekmekte yıllık bazda gerçekleşmiş yüzde 16’lık zammın, ekim ayı fiyat artışlarıyla epey üzerine çıkılacağı tahmin edilebilir. Elbette her fırın aynı fiyatı uygulamak zorunda değil. Daha düşük fiyattan ekmek satanlar da olabilir. Dolayısıyla gerçekleşen fiyat artışlarını önümüzdeki aylardaki verilerde görebiliriz.
-Un fiyatlarındaki yükseliş ekmek zammına öncülük ediyor. Ama tek başına ekmek zammını açıklamaya yetmiyor. Çünkü ekmek maliyeti içindeki unun payı yaklaşık üçte bir düzeyinde. İşçilik maliyetlerinde fahiş bir artış yok. Hatta kiralarda da. Son bir yıllık artış yüzde 8.5.
EKMEK ZAMMI BURADA KALIR MI?
-Buna karşılık ekmek piyasasında rekabetin varlığını da biliyoruz. Toplumun ve özellikle gelir düzeyi düşük kesimlerin temel gıda maddesi olduğundan, kamunun fiyatlar üzerindeki denetim ve baskısı da biliniyor. Yani serbest piyasa kuralları ekmek piyasasında pek çalışmıyor. Buna rağmen fiyatlardaki bu artış baskısı hayra alamet değil.
-Demek ki saydığımız kalemler dışında da maliyet artışları söz konusu. Temel gıda maddesindeki bu yüksek oranlı fiyat artışı, önümüzdeki dönemde genel gıda fiyatları seyrinde iyimser olmamızı zorlaştırıyor.
-Zaten eylül itibariyle tüketici gıda fiyatı son bir yılda yüzde 15 arttı. Bunun içerisinde taze meyve ve sebze alt grubu fiyatı yüzde 23 yükseldi. Önümüz de kış mevsimi. Fiyat oynaklıklarına gerekçe bulma açısından mevsim koşulları iyi bir fırsat sunabilir. Ekmekten başlayan zammın diğer gıda maddeleriyle bir döngüye dönüşmesi pekala mümkün.
-Denetleyici, gözetleyici ve karar verici konumundaki kamu kurumları ve yöneticileri ile tüketicilerin tetikte olma zamanı.
- Aralıkta indirime kapı aralık1 dakika önce
- 'Oyunda dört gözünüz açık fırsat kovalayacaksınız'1 saat önce
- 'Cezayir'deki yatırım evladım gibi'1 saat önce
- Sobacılıktan çelik krallığına12 saniye önce
- Şimşek: Bütçenin %42'si personele16 saat önce
- Trump piyasası Türkiye'ye çalıştı1 gün önce
- Konutta av mevsimi4 gün önce
- Tarımda strateji arayışı6 gün önce
- İSO Başkanı Bahçıvan: '2025 çok meşakkatli olacak'1 hafta önce
- Trump damgasını vurmaya geliyor1 hafta önce