Deprem ekonomiye 4 koldan yük bindiriyor
Yarın enflasyon rakamı açıklanacak. Ocak ayındaki gibi, yıllıkta bir süre önceye kadar beklediğimiz oranda düşüş olmayabilir. Bunu hem enflasyonun yeni yıla girişinden çıkartıyoruz hem de arada bir 6 Şubat depremi oldu.
➔Depremin etkileri hala yaşanıyor ve yaşanmaya da devam edecek. Ülke ekonomisinin yüzde 10’unu, tarımsal üretimin yüzde 15’ini oluşturan deprem bölgesinin bir faturası da enflasyon artışı yoluyla çıkacak. Üretim ister istemez düşecek.
➔Nitekim şubat ayı içinde de gördük ki, pazardaki esnaf bile “Hatay’dan geliyordu, kesildi artık” diyerek fiyat artışının nedenini açıklıyor. Kısa vadede lojistik de üretim de elbette sorun olabilir.
ENFLASYONU YÜKSELTECEK
➔Et fiyatlarında zaten artış başlamıştı ancak deprem bölgesinde üretimin durmasının da etkisi ya da bu gerekçeyle karkas et fiyatları 30 lira artışla 180 liraya çıktı.
➔Yumurta fiyatlarını da Afyon’da ortaya çıkan kuş gribi ve bunun getirdiği 3 milyonu aşan tavuk itlafı sıçrattı. Toptan yumurta fiyatları yüzde 10 üzerine koydu.
➔Ayrıca kış ayları gayet kurak geçiyor. Şubat ayı son 120 yılın en kurak ayı olarak tarihe geçti. Önümüzdeki dönemde tarım üretimine negatif etkisini göreceğiz.
➔Kısaca gıda fiyatlarını aşağı düşürmenin önünde deprem yanında bir de mevsim engeli bulunuyor.
➔Depremle gelecek etkide olayın bir de finansman tarafı var ki, beraberinde parasal genişlemeyi getirerek enflasyonu daha yükseltecek.
➔Enflasyon da yılın ilk yarısında yüzde 35’e kadar inebilecekken artık bütün bu etkilerle yüzde 45’in altı zor. Yılı ise yüzde 50’nin üzerinde bir orandan kapatmak daha yüksek bir olasılık.
FİNANSMAN BORÇLA SAĞLANACAK
➔Depremin olası maliyeti GSYH’nın yüzde 5-6’sı kadar, 50-60 milyar dolar aralığında hesap ediliyor. Yaklaşık iki yıllık dönemde harcamaların yapıldığından hareketle bu yıla 30-40 milyar dolarlık bir harcama düşebilir.
➔Bu harcamaları karşılamak için vergi artışına gitmek seçime gidilen ortamda siyaseten zor. Yardımlar iyi ama yetmez. Asıl büyük harcamayı zaten devletin yapması gerekir. Mecburen kamunun borçlanmasıyla finansman sağlanacak.
➔Kamu finansmanından sorumlu eski Hazine müsteşar yardımcısı Hakan Özyıldız deprem, EYT ve 3600 ek gösterge nedeniyle bu yıl ekstra 700 milyar lira daha borçlanma yapılacağını hesapladı.
➔Özyıldız’a göre Hazine finansman programında bu yıl 1 trilyon 129 milyar lira yerine 1 trilyon 830 milyar lira borçlanmaya gidilmek durumunda kalınacak. Borç çevirme oranı da yüzde 104 yerine yüzde 169’a yükselecek.
BÜTÇEDE AÇIK BÜYÜYECEK
➔Bu da 20 trilyonu geçeceğini tahmin ettiğimiz GSYH’nın yüzde 3’üne yakın bir rakam eder. ➔Zaten bütçenin yüzde 3.5 açık vermesi bekleniyordu. Dolayısıyla ister istemez açığın milli gelire oranını yüzde 5 ve üzerine doğru çıktığını görebiliriz.
➔Sonuç elbette merkezi yönetim borcunun bu oranda artmasıdır. Burada da potansiyel bir alan mevcuttu. O da kullanılmış ve bitirilmiş olacağız.
➔Üstelik enflasyonun çok altında maliyetle altıda, hatta yedide biri düzeyinde borçlanmanın yolunu bulduk, mekanizmayı kurduk. Finansal sektör buna mecbur kılındı.
➔Depremin zorunlu biçimde harcamaları artırmasıyla yapılacak ekstra kamu iç borçlanması Merkez Bankası, bankalar ve Hazine üçgeninde halledilebilir, tahviller alıcı bulabilir.
YENİ ÖNLEM PAKETİ ZORUNLULUĞU
➔Sorunun finansmanını böyle hallederiz de M. Friedman der ki “Enflasyon her zaman ve her yerde parasal bir olgudur.” Merkez Bankası zaten politika faizini yarım puan daha düşürerek bunun ilk işaretini verdi.
➔Deprem büyüme oranı yaklaşık bir puan kadar aşağı çekici etki yapacakken, ortaya konulacak uygulamaların sonucu daha yüksek borçlanma düzeyine, daha fazla parasal genişlemeye ve daha yüksek enflasyona çıkacak. Deprem ekonomiye 4 koldan yük bindirmiş olacak.
➔Bu makro büyüklükler arasında daha yukarıda bir platoda denge kurulacak diyemiyorum. Çünkü bu kadar çok makro büyüklüğün bu kadar yüksek düzeyde dengelenmesi ve durumun sürdürülebilir olması gerçekten mümkün değil.
➔Seçimden sonra ortaya yeni bir ekonomik önlemler paketinin konulması ve makro dengelerin sağlanması bir süre önceye kadar büyük bir ihtiyaçtı ama depremle birlikte artık bir zorunluluk.
- Aralıkta indirime kapı aralık1 dakika önce
- 'Oyunda dört gözünüz açık fırsat kovalayacaksınız'1 saat önce
- 'Cezayir'deki yatırım evladım gibi'1 saat önce
- Sobacılıktan çelik krallığına12 saniye önce
- Şimşek: Bütçenin %42'si personele16 saat önce
- Trump piyasası Türkiye'ye çalıştı1 gün önce
- Konutta av mevsimi4 gün önce
- Tarımda strateji arayışı6 gün önce
- İSO Başkanı Bahçıvan: '2025 çok meşakkatli olacak'1 hafta önce
- Trump damgasını vurmaya geliyor1 hafta önce