Türk futbol gündemi!

...Ve ilk yarı bitti.

Peki ya, hafızalarımızda ne kaldı?

Buyrun hep birlikte arkamıza yaslanıp düşünelim...

Bakın hafızalarınıza neler kazınmış?

İşte benim hafızama kazınanlar!

...

Beşiktaş–Bursa maçı öncesinde yaşanan vahşet görüntüleri...

G.Saray–F.Bahçe U17 maçında çocukların anne ve babalarının önünde dövülmesi...

G.Antep–Bursa karşılaşmasında yardımcı hakemin kafasının yarılmasıyla maçın yarıda kalması...

Akan her kan sonrası ‘şiddet yasasının’ gündeme getirilerek “Nerede kaldı kanun” denmesi...

TBMM şiddet komisyonunun Aziz Yıldırım’ın sarı-lacivertli kravatını ‘sorun’ etmesi!...

Emre Belözoğlu tarafından A.Gücülü bazı yöneticilerin medya aracılığı ile ‘adamlığa’ davet etmesi...

Aşırı alkol alan Guti’nin ters şeride girip kaza geçirmesi...

Yılın transferlerinden Misimoviç’in iki ayda biletinin kesilmesi...

Beşiktaş’ın Guti’siz, Quaresma’sız ‘fazla bir halt’ edememesi...

Teofilo’nin durduk yere Trabzon’u ve Türkiye’yi terk etmesi...

105 yaşındaki Fatma ninenin medya tarafından malzeme edilişi... Sakatlıklar yüzünden iki Hollandalı Rijkaard’la Hiddink’in birbirleriyle sürtüşmesi...

Aziz Yıldırım–Ali Şen gerginliğinin Volkan Demirel’in mutlu gününe gölge düşürmesi... Konyasporlu Tazemeta’nın kendisine sahte milli davet düzenlemesi...

Schuster’in akreditasyon kartı konusunda kimseyi iplememesi...

100. yılındaki A.Gücü’nde yaşanan iç çekişmenin kulübü ‘yüz karası’ durumlara düşürmesi...

Kötü sonuçlar sonrası Hiddink’in medya baskısıyla adeta ‘Evliya Çelebi’ye dönmesi...

Bernd Schuster’in Türk futboluna 60’lı yıllar açılımı getirmesi...

G.Saray’da yaşanan istifalara son olarak Polat– Helvacı gerginliğinin eklenmesi...

İçimizdeki bazı gizli menajerlerin bir bir kendilerini ele vermesi...

Bahis soruşturmasının ağır ceza mahkemelerinde tüm hızıyla sürmesi...

Fatih Tekke’nin hocası Schuster’in üzerine yürüyerek tehdit etmesi...

Bülent Uygun’un Buca’dan Eskişehir’e etik dışı bir şekilde gitmesi...

Aykut Kocaman’ın, Trabzonspor’un lehine verilen penaltıların irdelenmesini talep etmesi... Arda’nın sakatlığının bir rivayete göre aşırı seks yüzünden (!) patlak vermesi...

Arda’nın sakatlığına ‘bu teşhisi’ koyan ‘çakma doktorlara’ “Şerefsizler” demesi, gözyaşı dökmesi...

Aziz Yıldırım’ın işkembeci açılışında karşılaştığı Arda Turan’a “Ulan” diye hitap etmesi...

Aziz Yıldırım’ın bu yıl da hakem odası basarak hakemleri ve MHK’yı tehdit etmesi...

Bernd Schuster’in hakemlerden Beşiktaş’a karşı saygı göstermelerini istemesi...

Gibi...

... Ve bu arada oynadığımız bazı maçlarda alınan sonuçlar:

Valencia-Bursa: 6-1

Bursa-M.United: 0-3

Beşiktaş-Porto: 1-3

Bursa-Valencia: 0-4

F.Bahçe-PAOK : 1-1

K.Lviv-G.Saray: 1-1

Trabzon-Liverpool: 1-2

PAOK -F.Bahçe: 1-0

G.Saray-Karpaty: 2-2

F.Bahçe-Young Boys: 0-1

G.Saray-OFK Belgrad: 2-2

Young Boys-F.Bahçe: 2-2

Almanya-Türkiye: 3-0

Azerbaycan-Türkiye: 1-0

(İnsanın yukarıdaki futbol gündemine bakınca bu sonuçlara “Çok bile” diyesi geliyor )

...

Yani; Avrupa arenasında Bursa, Trabzon, G.Saray ve F.Bahçe’nin bu yıl çıktığı 17 maçta Türkiye’ye sadece tek bir galibiyet getirebilmesi...

PAOK, Karpaty gibi sıradan takımların iki büyüğümüz F.Bahçe ve G.Saray’ı kupalardan elemeleri...

Türk futboluna damga vuran Bursaspor’un Şampiyonlar Ligi’nde averaj takımı haline gelmesi...

Türk Milli Takımı’nın Azerbaycan gibi bir takıma boyun eğmesi...

Benim aklıma ilk takılanlar...

Peki ya sizin? Futbolumuz adına ‘yaptıklarımız’, yaşadıklarımızın bir teminatı olsa gerek!