Gezi olaylarında iki polise beraat
Gezi eylemleri sırasında Taksim'e gitmek isterken TOMA'dan sıkılan su ile Gökçe A.'nın yaralanmasına neden olduğu iddia edilen 2 polis memuru beraat etti. Olayda mağdurun hangi TOMA'nın kullanılması sonucu yaralandığının tespitinin mümkün olmadığını belirten mahkeme, TOMA'lardan bir tanesi seçilmek suretiyle davanın açıldığının açık olduğunu belirtti.
Habertürk muhabiri Serdar Kulaksız’ın haberine göre, İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya taraflar katılmazken avukatları hazır bulundu.
Duruşmada söz alan sanık avukatı, mağdurun sanıkların fiiliyle yaralandığı konusunda savunmanın aksine bir delil söz konusu olmadığını belirterek kendilerine verilen emir üzerine olaya müdahale ederek mevzuata göre eylemi dağıtma görevini yerine getirmişlerdir. Sanıkların cezalandırılmasına yeterli delil yoktur. Beraatlerine karar verilmesini talep ediyoruz” dedi.
"NE İÇİN BAŞLADIĞI VE NASIL DEVAM ETTİĞİ BİLİNMİYOR"
İstanbul’da Gezi olayları diye adlandırılan eylemler meydana geldiğini belirten hakim, ne için başladığı, nasıl devam ettiği bilinmeyen ve açıklanamayan ancak dış dünyanın özellikle izlediği ve hatta Avrupa’da birçok ülke ve ABD’de 24 saat canlı yayınlarla "Türkiye’de iç savaş" diye özellikle aktarılan olaylar yaşandığını ifade etti.
"EYLEM, MASKELİ KİŞİLERCE YÖNLENDİRİLDİ"
Hakim kararında, dosyada bulunan video görüntüleri izlendiğinde suratları maskeyle kapalı ellerinde birçok yaralayıcı alet olan kişilerce yönlendirildiği, bu tür yargılamaların yapıldığı, birçok davada görüldüğü gibi el yapımı patlayıcılar tuzaklanmış öldürücü ve yaralayıcı özellikte düzenekler kullanıldığını ifade etti.
SIRADAN VATANDAŞIN YAPMASI MÜMKÜN DEĞİL
Bu tür yaralayıcı ve öldürücü aletlerin sıradan vatandaşlarca yapılmasının mümkün olmadığı, önceleri tepkilerini dile getirmek isteyen sıradan vatandaşların da katıldığı ve desteklediği, Taksim meydanındaki ağaçların kesilmemesi isteğinden kaynaklandığı düşünülen masum eylemleri daha sonra tam bir kaos ortamı oluşturacak şekilde kontrolsüz şekilde büyütüldüğü, devlete karşı bir eylem haline getirildiği' anlatıldı. Ayrıca 'toplumca tanınan kişilerin bile televizyon kanallarına İstanbul, İstanbul halkı tarafından ele geçirildi’ şeklinde provokatif açıklamalar yapılmak suretiyle çarptırıldığı hale getirildiği, oluşan kargaşa ve kaos ortamından birçok vatandaşın doğrudan zarar gördüğü anlatıldı.
ESNAF KAN AĞLADI
Kararda, Taksim’de işyeri bulunan birçok esnafın binlerce lira zararının oluştuğu, hatta bunun devamında günlerce işyerlerinin açılamaması sebebiyle çevredeki yaşayan insanlar ve esnafın kan ağladığı bir hale getirildiği ifade edildi.
DEVLET BÖYLE BİR HAREKETE REAKSİYON VERDİ
Kararda devletin böyle bir harekete karşı reaksiyon vererek tamamı kanun dışı olan bu eylemlere kanunların emrettiği şekilde müdahalede bulunarak güvenlik kuvvetleriyle olayları bastırmaya çalıştığı belirtildi. Bunun için devletin kendisine verdiği zabıta aletlerini kullandığı, bu aletlerin kullanılması sırasında olaylara katılan kişiler hedef alınmaktaysa da tesadüfen oralarda bulunan kişilerin de zarar gördüklerinin bilinmekte olduğu ifade edildi.
EYLEM İÇİN GELİP GELMEDİĞİ BELLİ DEĞİL
Şikayetçinin oraya eylem için gelip gelmediğinin belli olmadığını kararında belirten mahkeme, birçok TOMA’nın olay yerinde bulunduğu, bunların hangisinin kullanılması sırasında mağdurun yaralandığının kesinlikle anlaşılmasının ve tespitinin mümkün olmadığı, olaya müdahale eden TOMA’lardan bir tanesi seçilmek suretiyle dava açıldığının açık olduğu anlatıldı. Şikayetçinin yaralanması sırasında sanıkların kullandığı TOMA’nın müdahalede bulunduğunun sabit olmadığı, olsa bile o kargaşa içinde sanıkların olaylara fiilen katılmadığını söyleyen mağdura bilerek ve hedef alarak yaraladıklarını kabul etmenin mümkün olmadığı ifade edildi.
BERAATLERİNE KARAR VERİLDİ
Davanın Gezi olayları sırasında TOMA’lar aracılığıyla ve polis şiddetiyle insanların yaralanıp yaralanmadığının tespiti olmadığı ifade edilen mağdurun sanıkların kusurlu ve kanuni yetkilerini aşarak yaralanmasına sebebiyet verilip verilmediğinin olduğu anlatıldı. Sanıklara müdahale edilmesi emri verildikten sonra eylemci topluluğa karşı kendilerine daha önce verilen eğitimler ve mesleki tecrübelerine göre hareket etmelerinin emrin kanunsuz olması anlamına gelmediği anlatıldı.
Mahkeme sanıkların suçu işlediğinin sabit olmadığından ayrı ayrı beraatlerine karar verdi.
