Kuver parası alan yerler
Yeme-içme sektöründe bazı patronların ne kadar paragöz olduklarını, sinekten yağ çıkarır gibi her şeye para olarak baktıklarını zaman zaman yazıyorum. Tayfun Topal yazdı
Kimi kaçak puro satar, kimi sahte içki, kimi kapıdaki vale görevini bile kendi yapar. Buraya kadar her şey tamam, anladık paragöz olduğunuzu ama benim aklıma takılan başka bir mevzu daha var. Yıllardır bir yemeği 80 TL’ye sattıkları yetmiyormuş gibi ‘kuver’ diye bir şey icat ettiler. Servis için ücret alıyorlar. Mekâna oturur oturmaz kişi başına 3-5 TL’yi hesaba dahil ediyorlar. Kuver diye ödediğiniz miktarı hesabınızda çok net olarak görebiliyorsunuz. Su içiyorsunuz ekliyorlar, başka bir şey yeseniz yine ekliyorlar. Yani anlayacağınız, mekânlarda kuver diye bir trend var. Havadan sudan her şeye para ödüyorsunuz. Masaya gelen ekmek, kaşık, bıçak ve peçete için de yazıyorlar. Yetmiyormuş gibi bir de yemeğe verdiğiniz 80 TL’yi görmezlikten geliyorlar. Piyasadan 20 TL’ye aldıkları en iyi şarabı 140 TL’ye sattıklarını unutup yine kişi başı o meret şeyi yazıyorlar.
GELENE GEÇENE ARTI 5 TL...
Ben birçok yerde buna itiraz ediyorum. Bildiğim için dikkat ediyorum. Kardeşim, bu kadar da paragöz olunur mu! Hesaba ne yenilirse onun fiyatını yazıyorsunuz, bir de üstüne 5 TL’nin ne amaçla konulduğunu bilmeksizin ödetiyorsunuz. Müşteri zaten pahalılıktan şikâyetçi ama bunu dinleyen bir mekân sahibi bile yok. Zaten üç kuruşa sigortasız adam çalıştırıyorsunuz, atıp tutmaya gelince mangalda kul bırakmıyorsunuz. Masraflarımız çok deyip gelen müşteriyi kazıkladıkça kazıklıyorsunuz. Ben yurtdışında kuver alındığını görmedim. Madem kuver parası alıyorsun, ikinci sefer geldiğimde çatal ve kaşıkları bana ver o zaman. Bir kere kullandığım kaşık ve örtünün parasını ne diye benden alıyorsun?
HANGİ MEKÂNLAR KUVER ALIYOR?
Şimdi en önemli yere geliyoruz. Peki hangi mekânlar kuver alıyor? Hemen hemen hepsi. İsim vermek gerekirse Sunset, Ulus 29, Park Fora, Bebek Balıkçısı, Poseidon, Arnavutköy Balıkçısı, Zuma, Gina, Vogue, 360, Bird ve ismini sayamadığım birçok mekân daha. “Canım 5 TL kuverden ne olur ki” diyenler olabilir ama bir mekâna günde 500 kişinin geldiğini düşünürseniz tamı tamına 2 bin 500 TL yapıyor. Yani, ayda 75 bin TL sadece kuverden para kazanan yerler var.
HANGİ MEKÂNLAR KUVER ALMIYOR?
Şimdi hep savunuyor gibi oluyorum ama keşke herkes Papermoon gibi olsa. Kimse hak yemese. Ayrıca Papermoon, içilen kahveden de para almıyor. Düşünün Papermoon’da günde en az 500 kişi kahve içer. Ortalama herkesten 10 TL alsa kimsenin sesi çıkmaz zaten. Ayda 150 bin TL sadece kahveden para kazanılabilirdi ama almıyorlar. İşletme mantığı farklı çünkü. Papermoon ticari amaçla kurulan ve onu bunu kazıklayan bir mekân değil. En yüksek ciroyu yapmasına rağmen kâr oranı çok düşük. Papermoon artık bir şehir kulübü gibi, bütün iş ve sanat dünyasının önemli isimleri orada ama kimseyi kazıklamıyorlar. Personellerini asgari ücretle çalıştırmıyorlar, garsonları bir mekâna müdür olacak kadar donanımlı. Bunların hiçbiri kolay elde edilmiyor. Çünkü arkasında koskoca Dinçkök Ailesi var. Müdürlerini, şeflerini hep kendi içinde yetiştiriyorlar.
Sezgin Yüce, Turan Çetinkaya, Reşat Onat, Volkan Şan gibi isimler sektörde sayılan, sevilen insanlardır. Hepsi anadili gibi İngilizce biliyor. Hepsi çok mütevazı ve çok kibar insanlar. Geri kalanlara zaten diyecek sözüm yok. Yıl 2012 hâlâ kuver yazma gereği duyan zihniyetler var. Aslında çaktırmadan müşteriyi kazıklama zihniyetinden başka bir şey değil bu. Ben bu kuver olayına da kuver yazan mekânlara da itiraz ediyorum. Siz de edin. Sakın küçük bir miktar diye bakmayın. Zamanı gelince hepsi kaldırmak zorunda kalacak. Kimse farkında değil diye işlerini yürütüyorlar. Günlük giriş sayısı çok yüksek olan Chilai, Lucca, Masa gibi yerler de Papermoon gibi kahve parası ve kuver yazmıyor.
