Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar nicole kidman, nicole kidman filmleri, gözü tamamen kapalı, eyes wide shut, kırmızı değirmen

        Mehmet AÇAR / HT PAZAR

        Saatler (The Hours) 2002

        Yön: Stephen Daldry

        Michael Cunningham’ın romanından sinemaya uyarlanan filmde ünlü İngiliz yazar Virginia Woolf’u küçük bir burun protezi desteğiyle canlandırdı. Edebiyat severlerin kalbinde özel bir yeri olan Woolf’u, duyarlı, sıradışı bir yorumla karşımıza getirdi ve ilk Oscar’ını kazandı.

        Sonsuz İhtiras (To Die For) 1995

        Yön: Gus Van Sant

        Kariyerinde tam bir dönüm noktasıydı. Ya bir süre daha ünlü erkek yıldızların karşısında güzel kadınları oynayıp silinecek ya da gerçek bir oyuncu olduğunu kanıtlayacaktı. Televizyonda yükselmek için her şeyi göze alan bir kadını canlandırdığı bu düşük bütçeli bağımsız film ona süper prodüksiyonların açamayacağı kapılar açtı. Performansıyla göz doldurdu, oyunculuğunun farklı bir yanını gösterdi.

        Ölüm Sessizliği (Dead Calm) 1989

        Yön: Philip Noyce

        23 yaşındaki Kidman, kendisini şöhrete ulaştıran ve Hollywood’a transfer olmasını sağlayan bu Avustralya yapımı filmde, eşiyle (Sam Neill) birlikte huzur bulmak için tekneyle Pasifik’e açılan ancak büyük bir belayla karşılaşan Rae Ingram’ı canlandırıyor. Denizde geçen bu gerilim filminde Kidman sadece güzelliğiyle değil, oyunculuğuyla da hayran bırakıyor.

        Kırmızı Değirmen (Moulin Rouge) 2001

        Yön: Baz Luhrmann

        1960’lı yılların ve daha sonrasının hit şarkılarını 1899 yılının Paris’inde geçen görkemli bir müzikalde bir araya getiren filmde, Nicole Kidman gece kulübü yıldızı Satine’i canlandırıyor. Satine, “Bohem Devrimi”ne katılarak yazar olmak isteyen genç bir İngiliz’le zengin bir Dük’ün arasında kalıyor. Gönlü elbette yoksul yazardan yana. Eğlenceli, renkli bir müzikal olarak başlayan ama melodramatik sulara doğru ilerleyen bu biçimci denemede Kidman, oyunculuğu ve sesiyle tam bir star karizması sergilemiş, Oscar’a aday olmuştu.

        Diğerleri (The Others) 2001

        Yön: Alejandro Amenebar Grace

        Güneş ışığına çıkamayan iki çocuğuyla birlikte büyük, karanlık bir evde yaşar ve savaşa giden eşinin dönüşünü bekler. Grace’in ve çocukların sıkı kurallara bağlı olarak düzenlenmiş hayatı yeni gelen hizmetçilerle birlikte değişecek, evde tekinsiz ve tuhaf şeyler olmaya başlayacaktır... İspanyol yönetmen Amenabar’ın hayaletli ev fikrini tersinden işleyen bu sıra dışı gerilimi, Kidman filmografisinin kuşkusuz en iyilerinden biri.

        Mutluluğun Peşinde (Rabbit Hole) 2010

        Yön: John Cameron Mitchell

        Oğulları Danny’yi bir otomobil kazasında kaybeden Becca (Kidman) ve Howie (Aaron Eckhart) bu büyük acıyla farklı şekillerde başa çıkmaya çalışır. Hayattan giderek kopan Becca, oğluna çarpan otomobili kullanan çizgi romancı genç Jason’la görüşmekten alıkoyamaz kendini. Bu filmle de Oscar adayı olan Kidman, iyi yazılmış bir senaryo ve karakterle buluştuğunda ne kadar iyi şeyler yapabileceğini bir kez daha kanıtlıyor

        Gözü Tamamen Kapalı (Eyes Wide Shut) 1999

        Yön: Stanley Kubrick

        Usta yönetmen Kubrick, ölmeden önce çektiği bu son filminde gerçek hayatlarında da evli olan oyuncu bir çiftin oynaması konusunda çok ısrarcıydı. Evlilik, cinsellik ve cinsel fanteziler üzerine gizemli bir film olan “Gözü Tamamen Kapalı” Cruise – Kidman çiftinin beyazperdedeki hâlâ en önemli işbirliği olarak anılıyor. Kidman da ihaneti anlattığı sahne başta olmak üzere filmin bütününde gayet iyi.

        Soğuk Dağ (Cold Mountain) 2003

        Yön: Anthony Minghella

        Amerikan İç Savaşı sırasında ayrı düşen ve film boyunca çok fazla yan yana göremediğimiz iki sevgilinin birbirine paralel olarak anlatılan öyküsü o yıl 7 dalda Oscar’a aday olmuştu. Kidman aday değildi ama babasını kaybettikten sonra tek başına ayakta durmaya çalışan Inman karakterine etkileyici bir yorum getiriyordu. 2008’de aramızdan ayrılan yönetmen Minghella’nın destansı savaş sahneleri de etkileyiciydi.

        Dogville 2003

        Yön: Lars von Trier

        Başı belaya giren ve dağdaki bir madenci kasabasına sığınan Grace, kendisini yetkililere teslim etmemeleri halinde kasabalıların her istediğini yapacağını söyler... Başlarda her şey yolunda gitse de bir süre sonra kasabalıların Grace’e olan davranışları değişir. Trier’in mekânların tebeşirlerle çizildiği bir sette çektiği “Dogville” her yönüyle çok tartışıldı. İnsan doğasındaki kötülüğün keşfi üzerine çekilen filmde tartışılmayan şeylerden biri ise Nicole Kidman’ın oyunculuğuydu.

        Bir Kadının Portresi (The Portrait of a Lady) 1996

        Yön: Jane Campion

        Jane Campion’un Henry James’in aynı adlı romanından serbest bir yorumla beyazperdeye uyarladığı film gösterime girdiği yıl, eleştirmenleri ve seyirciyi ikiye bölmüştü. Campion’un feminist perspektifle bir kadının tartışmalı ve farklı tercihlerini mercek altına aldığı filmin en iyi yanlarından biri hiç kuşkusuz kariyerinde çıkışa geçen Nicole Kidman’ın performansıydı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ