Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Depremin 10’uncu günündeyiz. Hala enkaz altından sağ çıkartılanlar oluyor. Can kaybı 35 bini, yaralı sayısı 105 bini geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği bilgiye göre deprem illerinde yıkılan veya ağır hasarlı bina sayısı 47 bini, bağımsız bölüm veya konut sayısı 211 bini buldu. Erdoğan yeni konutlardan 30 bininin inşasına mart ayında başlanacağını açıkladı.

➔Geçen 10 günde yazılarımız deprem üzerineydi. Ama Türkiye’de ve dünyada ekonomik faaliyetler ve gelişmeler de devam etti. Bugün de borsa işlemleri yeniden başlıyor.

➔Borsaya kapatmada geç kalınması nelerin yaşanabileceğini gösterdiğinden, yeniden açılırken kurumsal yatırımcı ayağını güçlendirici önlemler alındı

➔Alınan önlemler arasında robotların işlemlerine sınırlama ve şirketlerin kendi hisse senetlerini geri almasına vergi teşviki getirilmesi de var.

KURUMSAL AYAK GÜÇLENECEK

➔Piyasanın talep tarafını destekleyecek önlemler. Nitekim bazı şirketler geri alım programlarını açıklamaya başladılar.

Bireysel emeklilikte devlet katkısı bölümünün hisse senetlerinde daha fazla değerlendirilmesi mecburiyeti getirildi. Sıradan veya geçici bir adım değil, önemli bir gelişme.

➔Devlet katkılı emeklilik fonlarının hisse senedine yapacakları yatırımın alt sınırı yüzde 10 paydan yüzde 30’a çıkarıldı.

➔Karşılığında devlet iç borçlanma senetlerinin payı aynı oranda düşürülerek yüzde 70’ten yüzde 50’ye indirildi.

Bu adımla önümüzdeki 10 günde hisse senetlerine 10 milyar liraya yakın talep gelecek.

➔Zaten devlet katkısının başlatıldığı 2013 yılından itibaren yapılması gereken daha dengeli bir portföy dağılımıydı.

➔Bu açıdan karar için eğrisi doğrusuna denk geldi, denilebilir. Çok geç kalınmış, günü kurtarmak üzere alınmış ama yerinde bir karar diye değerlendirilebilir.

HİSSE SENETSİZ EMEKLİLİK FONU OLUR MU?

➔Dengeli portföy dağılımıyla BES’in devlet katkısı bölümünün performansı zaman içinde daha iyi olabilir. Emeklilik gibi uzun vadeli yatırımı gerektiren bir faaliyette bulunurken hisse senetlerinden uzak durmak işin doğasına aykırı ve performansın düşük kalmasına yol açıyor.

➔Kararın ikinci katkısı ise piyasanın kurumsal yatırımcı ayağının güçlendirilmesidir. Bizim borsanın geçmişten beri en büyük eksikliği bu ayağın zayıflığıdır.

Fiyat oynaklıklarının yüksek olmasında, büyük şirketlerin halka açılmamasında uzun vadeli hareket eden kurumsal yatırıcıların eksikliği belirleyicidir.

➔Bu eksiklik 5-10 yıl öncesine kadar o kadar hissedilmiyordu. Çünkü borsanın üçte ikisine hakim olan yabancı kurumsal yatırımcı ayağı güçlüydü ve boşluğu kısmen dolduruyordu.

➔Son yıllarda ise yabancıların payı önemli oranda azaldı ve piyasanın üçte birinin altına düştü. Yabancıların bıraktığı boşluk kısmen yerli kurumsal ve daha çok yerli bireysel yatırımcılar tarafından dolduruldu.

➔Devlet katkısı dışındaki BES fonlarında ise hisse senetlerinin toplam portföy içindeki payı ocak sonu itibariyle yüzde 15 civarındadır. Bu oranın daha yükseltilmesi ve toplam portföyün yaklaşık üçte birine getirilmesi elzemdir.

➔Bitişikte yer alan grafik Zeynep Candan Aktaş’a ait. BES fonlarının en çok değerlendirildiği yatırım aracı altın. Halbuki hisse senetlerinin ilk sırada gelmesi ve açık ara önde olması gerekir.

BES’İN ŞİRKETLERE GÜVENİ Mİ YOK?

➔Çünkü BES şirketleri bu ülkenin kurumsal gücüdür. Bu şirketlerin çoğu sigorta şirketlerine ve bankalara aittir. Hisse senedi almaktan sakınmak bu ülkenin ekonomisine, geleceğine ve ana hissedarları olan şirketlerine güvenmemek demektir.

➔Aynı şekilde yurtiçi kurumların ve bireylerin kendilerine emanet ettikleri uzun vadeli tasarruflarını, şirketlere ortaklık şeklinde değerlendirmeyerek iyi getiri sağlamadıkları da bir gerçektir.

➔Bu çerçevede kısa günü kurtarmak üzere alınan BES kararı aslında hem bireysel emeklilik sistemine hem de sermaye piyasasına kalıcı katkısı olacak önemli bir gelişmedir.

➔Bu nedenlerle borsaya daha ağırlıklı biçimde gelecek BES bir yandan piyasayı besleyecek ama öbür yandan piyasadan da beslenecek.

DEPREMİN EKONOMİYE ETKİSİ

➔Depremin ekonomi üzerinde belli bir etkisi olacak. Büyümeyi düşürücü, enflasyonu artırıcı, bütçe açığını büyütücü, dış kaynak ihtiyacını artırıcı, cari açığı büyütücü olacaktır.

➔Ama ekonomiyi rayından çıkartacak ya da krize yol açacak bir etkisi olmayacak. 1999 yılı depreminin etkileriyle karşılaştırsak büyümeyi 1 puan kadar aşağı çekebilir.

➔Ekonomiye paralel şekilde finansal piyasalarda da, geçici ve kısa vadeli hareketler dışında, kalıcı ve yön değiştirici etkisi olmayabilir.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar