Murat Cemcir: Aşık olduğum kız sayesinde İstanbul'a geldim
Bloomberg HT ekranlarının sevilen programı 'Fatih Altaylı ile Bire Bir' önceki akşam izleyicileriyle buluştu. Programın yeni bölümündeki konuklarından biri de Murat Cemcir oldu. Oyunculuk serüvenini anlatan Cemcir, aşık olduğu kız sayesinde İstanbul'a geldiğini de açıkladı
Fatih Altaylı'nın dün akşamki programında oyuncu Murat Cemcir, müzisyen Koray Avcı, milli buz hokeyi oyuncusu Dilara Lökbaş, besteci Pınar Toprak ve dijital içerik üreticisi Dilara Kavadar'ı ağırladı. Programın ilk bölümünde Murat Cemcir oyunculuk ve yapımcılık yolculuğunu anlattı.
Fatih Altaylı'nın, Engin Günaydın gibi Tokatlı olduğunu belirtmesi üzerine Murat Cemcir şunları aktardı:
Gülse Birsel, 'Ya bu Tokat'ta ne var? Bir tane daha adam çıkarsa mutlaka anaokullarının önüne gideceğim oyuncu bulmak için' dedi. Enteresan bir şey. Herhalde kervansaray kültüründen geldiğimiz için yani konuşmayı girişkenliği seviyoruz biz.
"AŞIK OLDUĞUM KIZ SAYESİNDE İSTANBUL'A GELDİM"
Oyunculuk serüveninden bahseden Cemcir, "Bizim sülalede bu işlerle ilgilenen yok. Babam otobüs şoförlüğü yaptı yıllarca, annem ev hanımı, dedem tüccarmış. Esnaf var, ilahiyatçı var. İlk sanatçı benim. Girişken ve sosyal olmayı seven biriyim. Sonrasında Tokat'ta lisedeyken okulun tiyatro kulübüne girdim. İlk rolüm çöpçüydü. Seyircinin reaksiyonu güzeldi. Yüzlerce seyirciyi güldürmek çok hoşuma gitti. Üniversitede ise otomotiv bölümü okudum. Sonra yine üniversitenin tiyatro kulübüne girdim aileme yük olmak istemedim, animatörlük yapmaya başladım tatil köylerinde. Ardından bir kıza aşık oldum onun peşinden İstanbul'a geldim. Kız sonra beni terk etti. Sonra da yine burada tiyatro kulübüne kursiyer olarak girdim. Müjdat Gezen'in akşam okuluna başladım. Filmci olarak nitelendiriyorum kendimi. 25-26 yaşlarında yazarlık da yaptım ama baktım olmuyor zor meslek. Sonra bir kumpanya kurdum. İstanbul'da ilk sahneye çıkışım müftülükteydi. Eyüp'te müftülüğe bağlı bir tiyatro salonu vardı. 2004 yılında 'Biri Bizi Söyletiyor' diye bir oyun sahneledik. İflas ettiğim zamanlar oldu. 8-10 sene uğraştım." dedi.
"MERAL OKAY 'KOMEDYENLİK YAPMAN LAZIM' DERDİ"
Televizyon yolculuğuyla ilgili de konuşan ünlü oyuncu, "İlk olarak Rahmetli Meral Okay'ın senaryosunu yazdığı 'Bir Bulut Olsam' dizisinde rol aldım. Küçük bir rolüm vardı. Rahmetli Meral Abla, 'Senin komedyenlik yapman lazım' derdi. Sonrasında bir film yaptık Selçuk Aydemir ve Ahmet (Kural) ile 'Çalgı Çengi' diye. Yapımcımız Cem Yılmaz'dı. Cem Ağabey çok seviyor filmi ve sonrasında sinemalarda gösterildi. Çok büyük gişe yapmadık ama biz bu işe başlamış olduk. Bir tane televizyon dizisi yaptık ama olmadı. 'İşler Güçler' ve 'Düğün Dernek' çok sevildi. Sonrasında film şirketi kurduk." ifadelerini kullandı.
"AHMET İLE ELEKTRİĞİMİZ UYDU"
Ahmet Kural ile tanışmasını da anlatan Cemcir, "Ahmet, 'Bir Bulut Olsam' dizisine konuk oyuncu olarak girdi. Oda arkadaşı olduk onunla. Selçuk Aydemir ile 'Çalgı Çengi'yi çekmek istiyorduk. 'Neden Ahmet ile yapmayalım?' dedik. Başka adaylar da vardı ama Ahmet ile elektriğimiz uydu. Seyirci bizi yakıştırdı. Hep bir beraber görmek istedi." şeklinde sözlerini sürdürdü.
Cemcir, "Düğün Dernek 3'ü çekmek istiyorduk ama Rasim (Öztekin) Ağabey vefat edince 'bir duralım' dedik. Doğru zaman geldiğinde üçüncüyü çekmek istiyoruz." dedi.
Oyuncu, kanserle mücadele eden annesi ve kız kardeşinin sağlık durumlarının iyi olduğunu açıklayarak, "Gayet mutlular." dedi.
"NURİ BİLGE CEYLAN ÇOK DEĞERLİ BİR İNSAN"
Ünlü oyuncu ayrıca, "Nuri Bilge Ceylan çok değerli bir insan. 'Ahlat Ağacı' ile beni değiştirdi. Koştur koştur gidiyordum. Bir filmi 5 haftada çekeriz. 'Ahlat Ağacı'nı 3.5 ayda çektik, kurgusu 2 sene sürdü. Çok ince çalışıyordu. O serüvende 'sakin ol' dedim." ifadelerine yer verdi.
Yapımcılığa başladıktan sonra oyunculuğu bırakmadığını da dile getiren Murat Cemcir, "Benim oyunculuğu bırakmam, Teoman'ın müziği bırakması gibi. Teoman arkadaşım o yüzden söylüyorum. (Gülüyor)" dedi.
"MÜZİK AŞKI HEP İÇİMDEYDİ"
Koray Avcı, "Müzik aşkı hep içimdeydi. Bizim evimizde hep müzik vardı. Ailemizde de müzisyen vardı. Bizde saz olmazsa olmaz." diye konuştu.
Bir dönem sokak müzisyenliği yapan Avcı, "Gitarcı bir arkadaşımla sokakta çalmaya başladık. Sokak müzisyenliğinden iyi para kazandım. Sokaktaki enerjiyi yakaladık bir şekilde." ifadelerini kullandı.
"16 YAŞINDA KONSERVATUVARI BİTİRDİM"
Müzik yolculuğunu anlatan Pınar Toprak, "İTÜ'de Devlet Konservatuarı'ndan mezun oldum. Film müziklerine büyük bir aşkım vardı. Babam Hollywood filmlerini çok severdi. Babam da eskiden kemancıydı. 16 yaşında konservatuarı bitirdim. Sonra Berklee College Of Music'te eğitim aldım. 4 yıllık eğitimi 2 yılda tamamladım." dedi.
Toprak, "Film müziği üzerine çalıştım. ABD'ye gidip filmlere müzik yazmayı hep istemiştim. Captain Marvel'a da müzik yaptım." ifadelerini kullandı.
"17 YILDIR BUZUN ÜZERİNDEYİM"
Buz hokeyi oyuncusu Dilara Lökbaş, annesi sayesinde bu spora başladığını belirtti.
Lökbaş, "Annem buz pateni olarak hayal etmişti. Güzel elbiseler ve klasik müzik eşliğinde yarışmalara katılacağımızı düşünüyordu. Ancak buz patenini hiç sevmedim. Kardeşimle birlikte buz hokeyine devam ettik. O defans, ben forvet. 14 yıldır buz hokeyi yapıyorum, 17 yıldır buzun üzerindeyim." dedi.
"YEMEK BENİM TUTKUM"
Dilara Kavadar ise, "Yemek benim tutkum. Hamur işlerini severim. Anneannemden ve annemden öğrendim yemek yapmayı. Toplumun bize dayattıklarından ziyade kendi iç dünyamda her gün ne yaparsam keyif alırım diye düşünürdüm: Yemek... Buraya gelirken de yemek getirmeyi düşündüm." ifadelerini kullandı.
