Eksik olan şey: Ebeveyn otoritesi
Özgüvenli, sosyal, iletişim becerileri gelişmiş, anlayışlı ve mutlu çocuk yetiştirmek isteyen koca bir nesil, ebeveynlerinden farklı bir yol izledi ancak çocuklarının mutluluğuna kölece bağlılıkları yüzünden başları belada. Bu yöntemin işe yaraması için gereken önemli bir nokta dikkatlerden kaçıyor.
1983– 1995 yılları arasında doğmuş Y kuşağı kendi ebeveynlerinden çok daha iyi ebeveynler olmak istedi. Peki çocukları neden küçük birer canavar oldu? Oysa Y kuşağının benimsediği nazik ebeveynlik çocuklarla bağ kurmanın modern bir yöntemiydi ve kendilerinin yetiştirilme tarzından oldukça farklıydı.
Bu yaklaşım çocukları tehdit etmemek gerektiğini, fiziksel veya psikolojik ceza yerine iletişime ve anlayışa dayalı bir disiplin anlayışını benimsemek gerektiğini söylüyordu. Tehdit ya da ceza yerine kendi başlarına sağlıklı bir yanıta ulaşmaları için karar verme sürecinde onlara rehberlik edilmesi gerektiğini, çocukların duygusal gelişimini ve kendilerini ifade etme yeteneklerini desteklemeyi savunuyordu.
Her şey kulağa harika geliyor. Peki neden işe yaramadı ve pek çok ebeveyn nazik ebeveynlikten vazgeçiyor.
Geçmişte okula geç kalmak ile günümüzde okula geç kalmak arasındaki fark...
Örneğin, geçmiş yıllarda Y kuşağı henüz daha küçük bir çocukken sabahları kapıdan çıkmakta yavaş davranıyorsa, ebeveyni şöyle bağırırdı: “Acele et! Okula geç kalacaksın!”
Nazik ebeveynlik yaklaşımını benimseyen Y kuşağı, çocuğunun sabahları neden oyalandığını anlamak için biraz daha derine inmeliydi. Ev konforundan ayrılmak konusunda çocuk neden isteksiz? Bir sınıf arkadaşıyla sorun mu yaşıyor yoksa?
Çocuğun yapmak istediği şeyin altında mana arayan ebeveyn, çocuğa şöyle bir şey söyleyerek krizi çözmeye çalışacaktı: Hayvanlarınla oynarken çok eğlendiğini biliyorum. Haydi onları hemen kapının yanına bırakalım ve bir an evvel gidelim. Kapının hemen yanına bırakırsan döner dönmez oynayabilirsin onunla..."
Ancak artık ebeveynler bu rehberliğin işe yaramadığını söyleyerek nazik ebeveynlikten vazgeçiyor.
Acaba neden?
Öğrencilik yıllarından kalan muz travmam
Nazik ebeveynlikle ilk karşılaşmam üniversite yıllarındaydı. Harçlığımı çıkarmak için bakıcılık yapıyordum. O akşam ben ve bir arkadaşım 2 kardeşe göz kulak olacaktık. Anne babası da yemeğe dışarı çıkacaklardı. 16 aylık olan parmağıyla garip bir hareket yapıyordu. Annesi bebek işaret dilinde bunun 'daha' demek olduğunu söyledi. Bebekler konuşma yoluyla ifade edemeseler bile neye ihtiyaç duyduklarını bilirler diye de ekledi. Seçimlerini önemsememiz ve çocukları memnun etmemiz gerektiğini de kesin bir dille belirtti.
Yeni yürümeye başlayan çocuk yarım muz yemeyi henüz bitirmişti ve o hareketi yaptı. Annesinin söylediği gibi mutfağa gittim ve diğer yarısını getirdim. Çabucak mideye indirdi ve hareketi tekrarladı. Bir başka yarım muzla döndüm. Tekrar işaret etti; yine verdim. Sonra tekrar. Ve tekrar. Ta ki çok fazla gelip kusana kadar.
Annesi, az önce bebeğime kaç tane muz verdin diye bana çıkıştı. Bebeğini beslerken ve ben onu memnun ederken beni izlemişti izlemesine ama oğlunun kaç kez daha muz istediğini hesaplamamıştı.
Çocuklarına hayır demek yasaktı
Gençtim, parasızdım, bu da gururumu ayaklar altına alabileceğim anlamına geliyordu. Ama sizin dediğiniz gibi sürekli "daha" diyordu, dedim. Bu aileden sonra bakıcılık işlerine bir süre daha devam ettim. Çocuklarının tercihlerine vurgu yapmaya çalışan tek ebeveyn o değildi.
Katlanabilir bebek arabalarının yerini, bebekleri ebeveynlerin bedenlerine bağlayan, uyumlu ve duyarlı ebeveyler olmalarını sağlayan bebek taşıma şalları ve slingler henüz çıkmıştı. Ebeveynler bellerini sakatlıyor, emzirme sütyenini açabilecek yaştaki çocuklar, katı gıdaları çiğnemeye hazır olduklarına karar verene kadar meme emmeye devam ediyordu.
Bebek işaret dili, ebeveynler için bir yenilik olmaktan çıkıp standart bir iletişim modeli olmaya geçmişti. En çarpıcı olansa, bakıcılık yaptığım çocukların ebeveynleri, okul öncesi çocuklarının yanında onlara kesin ve net bir "hayır" dememi yasaklamıştı. Yumuşak ve nazik bir "hayır, teşekkür ederim" türünden bir şeyler gevelemem gerekiyordu.
Nazik ebeveynler çocuklarına seçenek sunar
Nazik ebeveynlik tanımı kulağa bu kadar hoş gelirken nasıl bu kadar mantıksız hale gelmişti, araştırmaya başladım.
Nazik ebeveynlik katı bir doktrinden ziyade bir yol göstericiydi. Bu yaklaşım ebeveynin "çünkü ben öyle dedim" anlayışını değiştirmek üzere tasarlanmıştı. Nazik ebeveynler çocuklarına seçenekler sunup onların istek ve ihtiyaçlarına saygı gösterir. İstenmeyen davranışları cezalandırmak yerine, nazik ebeveynler çocuklarının duygularını onaylamayı ve sıkıntıdan çıkış yollarını bulmalarına yardımcı olmayı amaçlar, doğal sonuçlar yoluyla öğrenmelerine izin verirler.
Kısacası bu, günümüz yetişkinlerinin çoğunun ebeveynlerinden aldıklarından çok farklı bir çocuk yetiştirme yöntemiydi ve güzeldi.
Neden işe yaramıyor?
Nazik ebeveynliğin savunucuları, bu yaklaşımın çocukların duygusal ve sosyal gelişimlerini desteklediğini, özsaygılarını artırdığını ve güvenli bir bağlanma geliştirmelerine yardımcı olduğunu savunur. Ne harika!
Ancak uygulamada, yaklaşımın işe yaraması için gereken ebeveyn otoritesi genellikle dikkatlerden kaçar.
Çoğu zaman, nazik ebeveynlik yerini aşırı bir hoşgörüye bırakarak, aksiliklerle başa çıkma konusunda yetersiz, kırılgan ve bencil tablet çocukları ve çocuklarının mutluluğuna kölece bağlılıkları yüzünden çocuklarının elinde oyuncak olmuş ve baş ağrısı çeken ebeveynler yaratır.
Son zamanlarda yapılan çalışmalar, öğretmenlerin bile sınıflarda kötü davranışlar sergileyen çocuklar yüzünden nazik ebeveynliği suçladığını ve bunun öğretmenlerin meslekten uzaklaşmasını hızlandıran bir sebep olarak görüyor.
Yeni araştırmalar, nazik ebeveynlikle sık sık örtüşen helikopter ebeveynliğin gençlerin ruh sağlığına olumsuz etkileri olduğunu öne sürüyor.
Nazik ebeveynliğe fazla anlam yüklendi
Sonuç olarak, "nazik ebeveynlik" çok yüklü bir kavram haline geldi. Ebeveynler artık bu yöntemin kesinlikle belirsiz sonuçlar ürettiğini fark ediyor ve bu da bazılarının sonsuza dek bu yöntemi terketmesine neden oluyor. Çoğumuzun bildiği nazik ebeveynlik patlaması, giderek tam bir fiyasko gibi görünmeye başlıyor.
Nazik ebeveynlik nasıl ortaya çıktı?
Nazik ebeveynlikle ilişkili uygulamaların birçoğu terimin ortaya çıkışından önceye dayansa da, İngiliz yazar Sarah Ockwell-Smith genellikle bu etiketi ana akıma kazandıran kişi olarak anılıyor.
Yazarın 2016 yılında yayımlanan "The Gentle Parenting Book" (Nazik Ebeveynlik Kitabı) adlı kitabı, bu yöntemi "ebeveyn ve çocuğun ihtiyaçlarını kucaklarken güncel bilim ve çocuk psikolojisini de göz önünde bulunduran" bir yöntem olarak tanıtıyor.
Ockwell-Smith kendi yaklaşımını, bunu uygulayan ebeveynlerin başaramadığı şekilde, "otoriter" bir ebeveynlik tarzı olarak konumlandırıyor. Bu yolu, çocuğun söz sahibi olduğu "izin verici" ebeveynlik tarzı ile geçmişin otoriter ebeveynlik taktikleri arasında vicdani bir orta yol olarak görüyor.
2014 yılında yayınlanan bir blog yazısında Ockwell-Smith bu yaklaşımı "mümkün olduğunca çocuğunuzun duygularını göz önünde bulundurarak ebeveynlik yapmak" ve ardından nasıl tepki vereceğinize karar verirken bu duyguları dikkate almak olarak özetliyor.
Buradaki kilit noktanın "Biri bana bunu yapsa hoşuma gider miydi" diye düşünmek olduğunu yazıyor. Eğer cevabınız 'hayır' ise, o zaman bunu çocuğunuza neden yapasınız ki?
Ebeveynler nerede sorun yaşıyor?
Nazik ebeveynlik rehberliğinin takdir edilecek çok yanı var. Çok sayıda araştırma, nazik ebeveynlik gibi otoriter bir ebeveynlik tarzını çocuklarda en olumlu psikososyal sonuçlarla ilişkilendiriyor.
Bazı ebeveynlerin sorun yaşadığı nokta ise yöntemin uygulanması. Nazik ebeveynlikte, açık, nazik ama katı sınırlara ihtiyaç var diyor uzmanlar.
Nazik ebeveynlik, ancak neyin kabul edilebilir davranış olduğuna dair temel kurallar ve bu sınırlar aşıldığında sonuçları tutarlı bir şekilde uygulayan ebeveynler olduğunda işe yarar.
Ancak konuyla ilgili yazı yazanlar ve influencer'lar tarafından ortaya konan açık uçlu yönergeler, katı davranışsal sınırların belirlenmesini veya uygulanmasını kolaylaştırmıyor. Instagram'daki TikTok'taki kalabalık ebeveynlik uzmanları ve influencer'lar arenası, kendi stratejilerini ve moda sözcüklerini de işin içine katarak kafa karışıklığını daha da artırabiliyor.
Ebeveyn yanlışları söylemeli
Eğer bir çocuğun dünyayla ilişki kurarken kendi seçimlerini yapma konusunda kendini güçlü hissetmesi isteniyorsa, yetişkin ne zaman devreye girmeli ve çocuğun seçimlerinin yanlış olduğunu söylemeli. Çocuğun kabul edip etmediğine bakmaksızın "Aslında yeterince muz yedin" demelidir.
Eğer bir ebeveynin görevi çocuğuna yardımcı olmaksa, bu her olumsuz duygunun bir konuşmaya dönüşmesi gerektiği anlamına mı gelir? O zaman istemeden de olsa her şeye izin veren bir ebeveyn olmaya doğru sürüklenirsiniz. En sonunda da başkalarına saygı duymak dışında her şeyi yapma özgürlüğüne sahip olduğunu düşünen çocuklar ortaya çıkabilir.
Nazik ebeveynlik rotasından saparsa zararlı olabilir
Yakın zamanda bir araştırmada, izin verici ebeveynliğe dönüşen nazik ebeveynliğin "yüksek düzeyde saldırganlık, antisosyal davranış sorunları ve öz disiplin eksikliği" ile ilişkilendirmektedir. Bu özellikler bir çocuğun anlamlı ilişkiler kurma yeteneğini de riske atar.
Nazik ebeveynlikte, ebeveyn çocuğunun 'büyük duygularla' başa çıkmasına yardımcı olmaya odaklanır. Ama büyük olduklarını kim söylüyor? Bütün gün değişik duyguların yaşanması normaldir. Duyguların büyüğü ya da küçüğü olmaz. Olumsuz olanlara aşırı odaklanırsak kendimizi sürekli kötü hissetmeye başlarız. Her duyguyu yaşamak normalken, sürekli buna vurgu yapmak kendinizi anormal bir durumun içindeymişsiniz gibi hissettirebilir.
Çocuğun duygularına odaklanmak ufak sorunları büyütebilir ve aslında sizin rehberliğinize ihtiyaç duyan çocuğunuzu şöför mahaline almış olursunuz. Yani rolleri değişirsiniz. Gününüzün onların davranışları tarafından belirlenmesine izin verdiğinizde, ona liderlik etmeyi bırakırsınız, bu da çocukları çok rahatsız eder. Onların sizi izlemesi ve gözlemlemesi gerekirken sizin onlara bakmanız hiçbir şeyi yoluna sokmaz.
Ebeveynler ve çocuklar arasındaki dinamikler genellikle özel bir konu olsa da, sonuçları toplumu ilgilendiren olaylar haline gelir. Bir çocuk anlık arzularını başkalarından da beklerse, bu herkesi ilgilendiren bir konuya dönüşür.
Hepimiz sık sık karşılaşıyoruz; marketlerde istediği alınmadığı için tepinen, otobüste annesinin kucağına oturduğu için sinir krizi geçiren, kahvaltıya ilk önce icetea ile başlamadığı için babasına bağıran çocuklarla ve o anda net bir kural koyamayıp taviz veren ebeveynlerle...
Net kurallara ve sonuçlara ihtiyaç var
Bir çocuğun duyguları, başkalarının o çocuğun davranışlarından rahatsız olmasından daha mı öncelikli olmalıdır? Huzuru bozan bir davranıştan kim sorumlu tutulmalıdır? Haksız olduğu halde kendini tüm gücüyle savunan çocuk ile haklı çocuk arasındaki çizgi nerededir?
Araştırmalar, net kurallara ve sonuçlara ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Çocukların yaramazlık yapmasının pek çok mantıklı ve gelişimsel nedeni var elbette. Yaramazlık yapmak büyümenin normal bir parçasıdır. Sınırları öğrenmek, test etmek ve ara sıra baş belası olmak oyunun bir parçasıdır.
Ancak bir çocuğun duygularını meşrulaştırmak ile bu duyguların gösteriyi yönetmesine izin vermek arasında bir fark olmalı. İnsanlar bazen ihtiyaçları olmayan şeyleri isterler. Bazen üçüncü muzunu isteyen çocuğa sadece ve net bir şekilde "hayır" denmesi gerekir.